Site Rengi

DOLAR 32,3847
EURO 35,0605
ALTIN 2.325,56
BIST 9.110,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 26°C
Az Bulutlu
Eskişehir
26°C
Az Bulutlu
Cts 26°C
Paz 26°C
Pts 28°C
Sal 21°C

Basın – Siyaset – Para

07.09.2019
A+
A-

Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Yılmaz  Büyükerşen, medyayla alakalı düzenlenen gecelerde, mutad şekilde konuşma yapar. Konuşma metni Sakarya Gazetesi’nde gazeteciliğe başlama hikayesi ile başlar, gelişme bölümünde köşe kadıları ve meslek öğretisi ile devam eder. Sonuç bölümünde  meslek etiğinin teorisini güzel güzel anlatır. Bu sene  konuşma esnasında yandaş basını anlatırken mikrofonunun kesilmesi espri konusu oldu. Bize de tam aksi ironik geldi.Ben ilahi adalet diyorum.                                                                                                                                                                                         Eskişehir’de Yılmaz Hocamızın 20 Yıla yakın Belediye Başkanlığı döneminde bırakın aleyhinde yazı yazmayı, Büyükşehir Belediyesinin herhangi bir icraatını eleştirmenin mümkün olmaması, eleştirebilen gazeteci sayısının bir elin parmak sayısını bile geçmemesi ne ile izah edilebilir?

Yılmaz Hocamızın eleştirilemez oluşunun ilahi bir nedeni olmadığına göre,eleştirme cesaretine sahip olanların da Eskişehirde gazetecilik yapma şartlarının çok kısıtlı olduğuna göre.izah açık ve nettir.Bu soruların bütün cevabları Siyasetçi-Medya-Para üçgenindedir. Hem Ak Parti’yr hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı cesur çıkışları olan, besleme olmadığı ve satın alınamadığı yel değirmenlerine karşı savaştığından anlaşılan Demokrat Partinin Odunpazarı İlçe Başkanı Hüseyin Özcan’ın,bütün dünyayı sarsan fakat bizde Ulusal ve yerel Medyanın işine gelmediği için görmediği, Alman gazeteci Udo Ulfkotte’nin Türkçeye çevrilen ismi ile ‘Satılmış gazeteciler’ kitabını okumaya davet etmesi ve ‘Okuyun, tanıdık kimseleri göreceksiniz’ demesi ilgimizi çekti. Daha önce okumamıza rağmen Başkanın tavsiyesine uyduk tekrar okuduk. Size tavsiyem; okumayın!!! veya aç karna okuyun. O kadar çok kusma isteği duyacaksınız ki.

Medya organlarının yükümlü olduğu en önemli mesleki etiği,insanların doğru ve eksiksiz biçimde haber alması,haberin doğru verilmesi, gerçeğe uygunluğu tam ve doğru şekilde aktarılmasıdır. Kısaca gazetecinin işi olayları doğru ve gerçekleştiği şekilde anlatmasıdır. Fakat günümüzde medya organları artık taraftır. Medya ile  toplum arasında var olduğu farzedilen. Toplumun doğru haber alma sözleşmesi bazen patron bazen diğer güçlerin etkisi altında bu hakkı  paraya devretmiştir. Çapraz mülkiyet olarak adlandırılan, medya alanında söz sahibi olanların başka alanlarda da faaliyet göstermesi,kendilerini güçlü kılmak için iktidar sahiplerine verdikleri destek hepimizin gözünün önünde gerçekleşir.

Şimdi size soruyorum: 20 yıldır iktidar sahibi olan Sizce Sayın Yılmaz Büyükerşen’in yandaş basından şikayetçi olması, basın etiğinden bahsetmesi ne kadar inandırıcı gelir. Sayın Başkan için gazete Büyükşehir Belediyesinin çıkarmış olduğu “Bizim Şehir” gibi olmalı. Aksini kimse yazmamalı yazan olursa da pişman edilmelidir. Mesela Odunpazarı Belediyesinde iş kazası neticesinde 1 çalışan hayatını kaybetti adı üstünde kaza fakat sıkı durun bu olay Eskişehir’in bir kısım basınında yer bile alamadı. Bu olay gazetecilikte haber niteliği taşımıyorsa hangi haber taşıyabilir? Hocamıza Allah uzun ömür versin, seneye Basınla ilgili ilk gecede bu soruyu soracağımızı not edin. Bu ölümlü kazanın niçin haber değeri taşımaması ibret için Üniversitelerin İletişim Fakülteleri’nde tartışılması gerekir.

Siyasetçi-Medya-Para altın üçgeninde para nerede Kim de? Siyasetçi iktidar sahibi, medya yazılı ve internet medyası peki para? Parayı çok uzağa gitmeden bulalım. Eskişehir’de Belediyelerin yazılı,görsel ve internet olarak hangi medya kuruluşuna ne kadar reklam parası ödediklerini açıklasınlar ki görelim bizde. Pasta nasıl dağıtılıyor?Ne kadar paraya bazen kör ve sağır rolü oynanabilinirmiş? Çamurun içinde yürüyoruz, durup paçaları temizliyoruz, sonra yürümeye devam ederken çamurdan şikayet ediyoruz. Türkiye’yi bilmem fakat Eskişehir’de Siyasetçi-Medya-Para üçgenindeki hiç kimse bize makamlarından ve köşelerinden sakın ahlâk dersi vermesin.

Üstad Cemil Meriç’in dediği gibi: ‘Siz namuslu kalın, o zaman ne kadar az olduğunuzu göreceksiniz’ Biz kırk kişiyiz, kırkımız da birbirimizi biliriz. Nokta!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.