Site Rengi

DOLAR 32,3395
EURO 35,0953
ALTIN 2.240,55
BIST 8.900,04
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 9°C
Hafif Yağmurlu
Eskişehir
9°C
Hafif Yağmurlu
Çar 9°C
Per 7°C
Cum 8°C
Cts 13°C

Batılı Deniz Eşkıyaları

26.04.2021
A+
A-


Hak ve Adalet duygusundan yoksun,
Batı Avrupa ve onların askeri gücü Amerikan düşüncesinin, Türklük ve Mazlum Milletler ile dostça geçinmesi mümkün değildir. Nedeni ise batılı derebeylerinin kendi halklarına dahi zulüm ederken Türklüğün mazlum milletleri himayesine alarak onlarla birlikte dostça yaşamı paylaşmasıdır.

Turanlı kavimler batılı tarihçilerin uydurduklarının aksine asan kesen vahşiler olmadıkları gibi yazılanların tam tersine hep barıştan yana olmuşlardır.

Geçimlerini Çobanlık yaparak sağlayan İç Asyalı kavimlerin ilk çağlardan itibaren nüfuslarının ve hayvan sürülerinin sayılarının artmasıyla birlikte, onları yeni otlaklar bulmaya mecbur kılarken, doğuda Çin setti yapay, Güneyde Himalaya dağları, kuzeyde Sibirya soğuğu doğal birer engel olarak karşılarına çıkmış batıya yönelmek zorunda kalmışlardır.

Milat öncesi İskitler ve Sekellerin sonrası ise Hazarlar, Hunlar, Avarlar, Moğollar, Kıpçaklar, Peçenekler ve Macarlar en son olarak da Osmanlı Türklerinin doğu Avrupa’ya gelmesiyle birlikte Tuna havzasından Kıpçak bozkırlarına (Ukrayna) uzanan geniş arazi, birbirlerine karışarak harmanlanan Turanlı kavimlerinin vatanı olmuştur.

İç Asya’dan batıya akan göçebe Turanlılar, Avrupalı yerleşik derebeylerini endişeli korkaklıkla daha batıya itelerken, göçebe ama merhametli Çobanlarla birlikte yaşamayı seçenler, derebeylerinin onlara reva gördüğü açlığı, çobanların yemeklerini, bu ser sefil insanlarla paylaşmasıyla kurtulmuşlardır.

Batı kültüründe hiç olmayan ve ilelebet hiç olmayacak olan, göçebe kavimlere has yemeğini paylaşma duygusu, sadece kendilerine hizmet etmek için yaratıldığı düşünülen Avrupa insanını Derebeylerinden ayırarak Çobanlara yaklaştırırken, Derebeylerini Çoban kavimlere düşman haline getirmiştir.

Derebeylerinin batı Avrupa’da Atlantik kıyılarının dar bir arazi kuşağına sıkışmaları ile birlikte gelişen;” Önüne geçemiyorsan içini doldur” fikri ön plana çıkarken etnik unsurun çok düşünülmediği, dini temaların daha ön planda olduğu o çağlarda Balkanlarda oturan İskitler ve Kıpçaklar, Pananiya da oturan Macarlar kimi zaman hile hurda ile kimi zamanda tehditle Hristiyanlaştırılmıştır.

Macarların Hristiyanlaştırılması derebeylerinin elini rahatlatırken, Macarlarla aynı soydan gelen Osmanlı Türklerinin Avrupa arazisinde genişlemeleri Macarlar vasıtasıyla set çekilmiştir.

Osmanlı Türkleri Macarlarla uğraşırken, zaman kazanan İngiliz ve Fransız derebeylerinin birbirlerine karşı asırlık kini hortlamış Tarihe; “Yüzyıl savaşları” olarak geçen kanlı hesaplaşma Fransız arazisinden İngilizlerin çıkarılmasıyla sonlanmıştır.

Fransızlar Osmanlı Türk devletine yakınlaşıp Akdeniz’de ticaret yapmaya başlarken, Kudüs Krallığı kaçkınları ile İngilizler, Hollandalılar ve Cermenler deniz eşkıyalığına başlayarak, milletinin kim olduğuna bakmaksızın ticaret gemilerini soymuşlardır.

Osmanlı donanması deniz eşkıyalarını Akdeniz sularına gömerken, Atlantik okyanus sularına çekilen gözü dönmüş hırsız güruhu tesadüfen Amerika kıtasını keşfetmiş, bu keşifle birlikte hayal bile edemeyecekleri zenginlik altın tepsine ayaklarının dibine serilmiştir.

Amerikan yerlilerinin ilkel silahlarıyla cılız karşı koymaları, ateşli silahların ezici üstünlüğü karşısında çaresiz kalırken, korkak kahramanların zaferleri batı Avrupa da anlatılır olmuş, deniz eşkıyaları korkunç cinayetlerle gasp, yağma ve hırsızlıkla elde ettikleri zenginlikleri Avrupa kıtasına taşımışlardır.

Para gücü insan gücünü birlikte getirirken, Avrupa kıtasında Osmanlı Türklüğünün kırılma noktası burada başlamıştır.

Osmanlı Türkleri yavaş yavaş gerilerken, Amerika kıtası içinde aç gözlü deniz eşkıyaları zenginlikleri paylaşamama iç savaşına tutuşmuş, Kuzeyli eşkıyalar Güneyli eşkıyaları yenmesi ile güçlenen İngiliz-Amerikan düşüncesi başta Osmanlı Türk devleti olmak üzere Klasik imparatorlukları hedef almıştır.

Hedefteki ilk imparatorluk; “Yüzyıl Savaşlarının” intikamı için Fransa olmuş, daha önceleri hiç söz edilmeyen; “Etnik köken” fikri öne çıkarılmış, Klasik İmparatorluklar tek tek yok edilirken onların yerini küçük devletler almış, batılı deniz eşkıya sürülerinin mimarı olan İngiliz İmparatorluğu dünyada ki paylaşım savaşlarından Arslan payını alarak güçlenerek çıkmıştır.

Sona eren Osmanlı Türk barışı, Türkler ve Türk olmayan Mazlum milletler için kışkırtıcılığını İngiliz İmparatorluğunun yaptığı kanlı boğuşmalara dönüşürken, küçük hesaplar peşinde birbirlerini dövmekten başka bir işe yaramamış, bu kavgalar Mazlum Milletlere Sömürgeci gerçek düşmanlarını unutturmuştur. Oysa Mazlum Milletlerin gücü korkak ve vicdansız deniz eşkıya sürülerini tarihten silebilecek kudret ve kabiliyete sahiptir.

 

ETİKETLER:
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.