Eskişehir’de Su Samuru Kameralara Böyle Yakalandı

Eskişehir’de yaban hayatı araştırma çalışmaları yapan Orman Yüksek Mühendisi Emir Özay, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin (ESOGÜ) desteği ve ESOGÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Koyuncu’nun yürütücülüğünde proje çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Özay; dere, çay, nehir, göl ve akarsularda bazen denizlerin sahil kısımlarında rastlanan, balık, midye, yengeç ile kerevit gibi omurgasız hayvanlar ile sürüngen, kuş ve memeli gibi omurgalı türleri besin olarak tercih eden, nesli tehdit altındaki su samurlarını Eskişehir’de fotoğrafladı. Su samuru saniye saniye gece ve gündüz görüntülendi.

“Su samurları izlemesi son derece keyifli canlılardır”
Proje kapsamında Su samurları üzerine yaptıkları çalışmanın keyifli ve bir o kadar da zor olduğunu ifade eden Orman Yüksek Mühendisi Emir Özay: “Su samurları çok hareketli, görmesi ve izlemesi son derece keyifli canlılardır. Fakat sulak alanlarda yaşadıkları için onlarla ilgili çalışmak bazen gerçekten zor olabiliyor. Onların yaşamlarını anlayabilmek ve nerede ne zaman ne yaptıklarını öğrenebilmek için birtakım zorluklar yaşamanız gerekiyor. Örneğin bataklıklardan geçerek aktif oldukları alanlardan dışkı örneği alabilmek gibi. Bu örnekleri alabilmek için bazen bataklığa saplanıp kalabiliyor, insan boyunu geçen sazlıkların arasında zor anlar yaşayabiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Yapılan araştırmalar türe koruma katkısı sağlamış olacak”
Su samurları ‘yakında nesli tehlikeye girebilecek canlılar’ olarak belirlenirken, yapılan araştırmaların türü korumak adına yardımcı olacağını aktaran Özay, “Su samurları Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’ne (IUCN) göre ’neredeyse tehdit altındaki türler veya nesli tehlikede olmamakla beraber, yakında nesli tehlikeye girebilecek türlerdir’ olarak sınıflandırılmaktadır. Popülasyonları üzerine yapılacak gözlem ve araştırmalarla türün popülasyon ekolojisini ortaya koyarak toplanacak ve elde edilecek veriler türün korunmasına katkı sağlayacak. Çalışmalarda bu bilgileri ortaya çıkarmanın yanı sıra bir çalışma alanında yapılacak olan sayımlarda, o alanın besin, örtü ve su gibi habitat faktörleriyle hayvan türleri arasında bağ kurabilmek de çok önemlidir. Tür-Habitat ilişkilerini anlayabilmek, bölgedeki yönetim şeklinden kaynaklanabilecek, habitattaki değişiklikleri ve bunların tür üzerindeki sonuçlarını önceden tahmin edebilmemize de yardımcı olacaktır. Dolayısıyla da bu bilgiler türe koruma katkısı sağlanmış olacak. Proje çalışması sonucunda ortaya çıkan veriler, türün geleceği için çok önemli olacak. Böylece popülasyonun ne yönde ilerlediği izlenerek gerekli koruma ya da kontrol altına alma çalışmalarına karar verilebilecek. Aynı zamanda yapılan bu çalışmalardan elde edilen tüm verilen bilimsel tabanlı paylaşılarak gelecekte bu tür ile ilgili çalışma yapacak olanlara da fayda sağlayacaktır. Bilgiler paylaşıldıkça değerlenir. Benim yaban hayatındaki görüşüm türlerimizi saklayarak değil tanıtarak koruyacağımızdan yanadır” diye belirtti.

“Bu projeyle gerekli koruma tedbirleri belirlenecek” 
Proje yürütücüsü Doç. Dr. Onur Koyuncu da su samurunun izlenmesiyle ilgili olarak Özay’ın çalışmalarında türün alandaki tespitinin yapıldığına ve bunun haricinde önemli birçok sonuca ulaşıldığını belirterek, proje kapsamında bilimsel niteliği yüksek görüntülemelerin yapıldığını söyledi. Bölgedeki su samuru popülasyonunun iyi durumda olduğunun tespit edildiğini anlatan Koyuncu, “Proje kapsamında su samuru ile ilgili yapılan çalışmalardan sağlanan veriler tatmin edici nitelikte olup bilimsel olarak önemli sonuçların ortaya konulmasında kullanılacak. Bu proje ile birlikte Eskişehir’deki Su Samurlarının popülasyonları ve habitat durumları ortaya konabilecek. Gerekli koruma tedbirleri belirlenecektir. Biyoçeşitliliğimizin ortaya konmasına, tanınmasına, korunmasına, sürdürülebilirliğine yarar sağlanacaktır. Bu sayede başta Eskişehir’in, sonra da ülkemizin zenginliklerinden verimli olarak yararlanılmasına katkı verilecektir” şeklinde konuştu.