Site Rengi

DOLAR 35,9321
EURO 37,3451
ALTIN 3.286,00
BIST 9.807,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 1°C
Hafif Kar Yağışlı
Eskişehir
1°C
Hafif Kar Yağışlı
Çar 0°C
Per 1°C
Cum 3°C
Cts 1°C

O Zaman VAR’a Gidelim

03.02.2025
A+
A-

Bazen geçmişe gidersiniz.İyi de gitmesi çok hoş ama, gelmesi ehhh biraz zaman alıyor.Zaman alıyor. Çünkü epey bir zamanınızı alıyor bu gelip gitmeler. Çok zaman alıyor bazen.Hem de izi varsa o kadar çok! Haaa burada bir duygu yüklenmesi yok.Yani ” arkadaş duygu sömürüsü yapma!” Denebilecek bir durum yok çünkü.Yoksa var mı

O zaman VAR’ a gidelim. Sadece anılar depreşti! Neyse bir yere gitmeyelim.Burası iyi.  Yıl 1996 . Kısaca trajik bir trafik kazası.Paçayı kurtardık.Ancak sağ kolu? İşte onu , eksik olmasın,doktorlar kurtardı.

Valla ben diyeyim üç beş siz deyin 8-10.Yoo bu kadar abartma! Tamam karikatüristsin anladık.Daaa bu mizah değil.Aynıyle vaki.

Ama doğru.

Küçük büyük ameliyatlar sanırım on iki kadar var.Düşünün, her bir ameliyatda bir litre kan alınsa.Çarpı, on iki .Eşittir on iki!

Eeee insanda normalde bilmiyorum ama dört litre kan var.

Üç kat kan denişikliği!( Biliyorum değişiklik!)İki yıl içinde bir de.Arkadaş bi daha hesapla.Yanlış yapmayalım.

İşte öyle bir şey!

İşte öyle günler.

Rahmetli Önder Baloğlu abimiz kolu kaybetmiş diye duyunca gazetede adımı Kolsuz Yaşar diye terennüm etmeye başlamış.Diyorum, çünkü o sıralar ben ameliyatlardayım.Dikkat lar eki!lar eki! Çoğul.Tekil kişilik çoğul kes kopyala yapıştır kolu yerine.

Arkadaş ortopedik vaka.Turnike, ameliyathane.

Hani o kadar fanatik hastayım ki artık ameliyatlara girerken ” ölmeye ölmeye ölmeye geldim!” Dercesine.

Olabilir.Narkozdan uyanmamakta var!

Artık narkozist oldum.

Hani “Allah rızası için biraz narkoz” diyeceğim.O kadar yani.

Neyse mide de alıştı.

Sanırım bir,iki ,üç, beş ,on,on iki ( sanki ben, beşe on!)ameliyattan sonra, (son ameliyatlardan birinde) beni salonda gördü Doktor bey ve hemşire hanım.

” Abi daha altı saatin var kalkmaya.Neden buradasın?”

Deyince mizah damarı dile geldi. Valla siz nöbetçi doktor,siz nöbetçi hemşire eee bende nöbetçi hastayım!

Espri iyi ama ,hareket sonu mecburen doğru yatakhaneye ve altı saat yat halleri!

Hayır o değil artık o kadar çok ameliyat olmuştu ki, hani fermuar işi olabilirdi.Ne yani ikide bir deri açmaya ne gerek var?

Aç kapa, aç kapa!

 

Ama bu yapılan doğruydu.Çünkü o yıllarda Rahmetli Prof.Dr.Sinan Seber, ve o zaman sanırım doktor, şu an İzmir Dokuz Eylül’ de kulağı çınlasın İzge Günal ve bir hafta önce tesadüfen rastladığım,o yıllarda öğrenci ya da intörn olan sayın Doktor Saim Acar ve isimlerini hatırlayamadığım doktorlar.O zamanlar Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesindeydiler.Ortopedi servisi.Tabii çok desteğini gördüğüm Lütfü Pazı’ yı da anmak gerekir .Çünkü onun da çok başını ağrıttım sevk işlemleriyle.

Yoksa,yoksa gerçekten Kolsuz olacaktım!Ve o takma kol olacaktı belki kolumda!

Düşünmesi bile korkunç.

İsmen kolsuz cismen de

kolsuz olabilirdi!

Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde gördüm kendisini.Eşimin ameliyatından iki gün sonra.Operatör Doktor Saim Acar’ ı İnanın o kadar yoğun ki,iki dakika konuşabildim.Çünkü o hastalarına koşuyordu.

Aradan otuz yıla yakın bir zaman geçmiş.Tedavi ettiği belki binlerce ki çok fazladır.Elbette anımsaması mümkün değil doğal olarak.

Aradan 29 yıl geçmiş.

Sinan Seber, İzge Günal ve Saim Acar doktorlar olmasaydı, belki ben şu an sol kolumla yazacak ama kesinlikle sol kolumla çiziyor olmayacaktım!

Çünkü solak değilim.

Evet omuz başım parçalanmış ve hala sağ kolu kulağa kadar getirebiliyorum.Yok kulak arkası sağlam!

Ama bi servis kaldı gitmediğim hastanelerde yaşamım boyunca.O da şu; Bugüne kadar gitmediğim tek servis var.O da Gastroloji.Hani diyorum oraya da mı gitsem?

Orada da kesin ” arkadaş amma karın ağrısı adamsın!” Derlerse?

O değil de,bu yazıdan sonra bak sen deyip mide alarm verir mi?

İşte hastane maceraları.

Geçenlerde bir arkadaşı Estetik Cerrahi’ de gördüm.

Korku içindeydi.Sorduğumda” abi üç yıldır hanımı yok o servis yok bu servis.Gitmediğimiz servis kalmadı.Hanım resmen yeniledi kendisini.Aradım burada olduğunu söylediler.Hani estetik olursa, belki tanıyamam.O değilde bu yaşta beni terk ederse n’ aparım ben ne abi!’

Şaka bi tarafa 39 yıl sonra bir kez daha nostalji yaparak;

Rahmetli Prof.Dr.Sinan Seber’ e,İzge Günal doktoruma ve kırk yıla yakın görmediğim,o sıralar belki teşekkür etmişimdir.Bunu hatırlayamıyorum.Yunus Emre Devlet Hastanesi doktorlarından ( ki o yıllarda ya intörn ya öğrenciydi)Operatör Doktor Saim Acar’ a bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

İyi ki vardınız o zaman.

Ve iyi ki varsınız gene.

Allah razı olsun hepinizden.

 

Ayak yapmıyorum.Bu kez de ayaklar kurtarıldı.Operatör doktor Saim Acar tarafından.Ortopediye devam yani.

 

Hem de iki ayak birden!

Yok be! Benim değil, eşimin!

Ama o benim zaten ayağım değil mi?

 

Yıllarca neler çekti benim yüzümden.Neyse artık ikimizde protezliyiz.

 

 

Belki de yıllardır beni çeke çeke artık ayaklar.O yılların ağırlığı!Kolay değil elbette.Ama bana ne olursa olsun katlandı.Allah razı olsun ondan.

 

Bunu şunun için diyorum; yıllar önce bir söyleşi yaptığım bir kadın kuaförü şair arkadaş bana ” Yaaa ben sizi yaklaşık yirmi yıldır karşıdan İçimden – ne lanet suratlı bir adam.Hiç mi gülmez?- diyordum.Meğerse siz çok güleç yüzlü bir insanmışsınız” demişti.

Bu doğru.Çünkü gerçekten görüntü bu bendeki.Zaten eşimde” o dışarda çiçek,evde böcek” der.

Mizahçının kaderi de bu demek ki.

Hep gülümsetiriz.Ehh ara sıra da gülümseriz.

Gerçi o bana yıllarca sağ kol oldu.Ben de ona bacak olurdum ama.Olur muydu hiç? O bacaksız ben kolsuz! İyi ki olmadı.

Not.Kolsuz bana rahmetli Gazeteci Üstad Önder Baloğlu’ nün taktığı lakap.Sağ kol var, ama ancak kulağa kadar uzanıyor.

Bu ara Tıp Fakültesinde onca ameliyat şundan ötürü.Rahmetli Prof.Dr Sinan Seber ve Doktor ( o zamanlar) İzge Günal,kolumu kurtaracaklarını ama sayısı belirsiz ameliyat ve acılara hazır mısın? Dediklerinde, içimden ” macuruz be ya.Acı bübeeee yeeeeeriz.Hem zaten mazoşistlikte var” demiştim kendime.

Ve sonuçta şu an eğer yazıyorsam, çiziyorsam Sinan hoca,İzge hoca ve Saim Acar hoca sayesindedir.

……..

Başta,

Yunus Emre Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor sayın GAMZE AKIN MUMCU olmak üzere,

Başhekim Yardımcıları Uzman Doktorlar, Başak Erben,Semra Can Mamur, Figen Karakaş, Saadet Taştaban Bayraktar, Mine Türközü,ve Mustafa Doğar’ a Hastane Müdür Yardımcısı Nazan Yılmaz’a

Ve başarılı bir ameliyat sonucu eşimi sağlığına kavuşturan  Operatör Dr.SAİM ACAR’ a

Her zaman kibarlıkları ve özverili çalışmalarıyla hastalara koşan

Sekreter sayın Abdullah Atalay ‘a

Hemşireler; Sayın,Onur Sarı, Yasin Demir, Nuriye Yıldırım,Duygu Ülger,İclal Kaya, Halime Erol,Havva Acaroğlu,Tülin Akar, Sibel Yılmaz, Emine Tekelioğlu ve Elif Yıldırım’ a ve tüm Yunus Emre Devlet Hastanesi doktorları ve çalışanları olmak üzere herkese.

Ayrıca şu an emekli olan OGÜ Tıp Fakültesi Ortopedi Ana Bilim Dalı servis şefi Lütfi Pazı’ ya (29 yıl aradan sonra – ki görüşüyoruz ara sıra tâbii ki de sitede yazı olarak –

Sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

 

……

 

….

 

Şaka bir yana ,memleketimizde sanırım sadece ben.Ama dünyada bilemem.Karikatür çizdigi sağ eli omuzundan parçalanan, bahsettiğim doktorlar tarafından o kolu kurtarılan ilk karikatürist benim galiba!

 

….

 

İyi de ne güzel işte.Güzel bir haber olur.Herkesin haberini yapıyorsun.Hadi, yap Kendi haberini de görelim?

 

 

…..

Ehhh yirmi dokuz yıl bir gecikme var tabi.

Not.Saim hocaya ayaküstü o yılları desemde,o kadar yoğun ki hemen hastalarına koştu.

Yani bu yazıdan onun haberi bile yok.

Olsun.Belki bir ara görüşürüz.

Tabii bu yazı, eşim taburcu olduktan sonra siteye konuldu.

Yok yok onca kazadan sonra başka kaza istemem!

Sadece bir merhaba demek ve bizzat teşekkür etmek için.

Saygılar sayın doktor Saim Acar Allah razı olsun sizden ve sizlerden.

Bu ara, bir gün refakatçi kaldım.Gerçekten hastanede gerek doktorlar gerekse çalışanların ilgisi, ayrıca,yemekler ve temizlik bir harikaydı.Her şey için teşekkürler.

Bu ara bu yazıyı okumak zahmetine giren ( çünkü çoook uzun) okur arkadaşlara da teşekkürler.

Valla ben, bu yazıyı ,belki yirmi kez düzeltme derken, yazıyı ezberledim.Ne gereği var ki?

 

Bu ara bu yazı bu kadar uzuyorsa, konuşsam ,kimbilir kaç saat sürerdi.Bu yüzden yazıyı döktüm.

Ama bazen böyle konuşmalarıma mazur (!) kalanlara kesinlikle başlarını ağrıttığım zaman,her zaman olmasa da ağrı kesici hap vermeyi de unutmuyorum.

 

Yıllar önce bi muhabbet kuşu aldım.Kaç ay oldu konuşmadı.Aldım kuşçu bizim Kenan ‘ a görürdüm.

O bana baktı ve” abi hayvanda bir sorun yok.Sadece yavru.Konuşacak ama senden fırsat bulamıyor demek ki hayvan!”

Sustum beş on gün.Muhabbet kuşu bırakın konuşmayı şakır şakır hem öttü hem konuştu!

 

Bazen geçmişe gidersiniz.İyi de gitmesi çok hoş ama, gelmesi ehhh biraz zaman alıyor.Zaman alıyor.

Çünkü epey bir zamanınızı alıyor bu gelip gitmeler. Çok zaman alıyor bazen.Hem de izi varsa o kadar çok!

 

Haaa burada bir duygu yüklenmesi yok.Yani ” arkadaş duygu sömürüsü yapma!” Denebilecek bir durum yok çünkü.Yoksa var m

 

O zaman VAR’ a gidelim.

Sadece anılar depreşti!

 

Neyse bir yere gitmeyelim.Burası iyi.

Yıl 96 . Kısaca trajik bir trafik kazası.Paçayı kurtardık.Ancak sağ kolu? İşte onu , eksik olmasın,doktorlar kurtardı.

 

Valla ben diyeyim üç beş siz deyin 8-10.Yoo bu kadar abartma! Tamam karikatüristsin anladık.Daaa bu mizah değil.Aynıyle vaki.

Ama doğru.

Küçük büyük ameliyatlar sanırım on iki kadar var.Düşünün, her bir ameliyatda bir litre kan alınsa.Çarpı, on iki .Eşittir on iki!

Eeee insanda normalde bilmiyorum ama dört litre kan var.

Üç kat kan denişikliği!( Biliyorum değişiklik!)İki yıl içinde bir de.Arkadaş bi daha hesapla.Yanlış yapmayalım.

İşte öyle bir şey!

İşte öyle günler.

 

 

Rahmetli Önder Baloğlu abimiz kolu kaybetmiş diye duyunca gazetede adımı Kolsuz Yaşar diye terennüm etmeye başlamış.Diyorum, çünkü o sıralar ben ameliyatlardayım.Dikkat lar eki!lar eki! Çoğul.Tekil kişilik çoğul kes kopyala yapıştır kolu yerine.

 

 

Arkadaş ortopedik vaka.Turnike, ameliyathane.

Hani o kadar fanatik hastayım ki artık ameliyatlara girerken ” ölmeye ölmeye ölmeye geldim!” Dercesine.

 

 

Olabilir.Narkozdan uyanmamakta var!

Artık narkozist oldum.

Hani “Allah rızası için biraz narkoz” diyeceğim.O kadar yani.

Neyse mide de alıştı.

 

 

Sanırım bir,iki ,üç, beş ,on,on iki ( sanki ben, beşe on!)ameliyattan sonra, (son ameliyatlardan birinde) beni salonda gördü Doktor bey ve hemşire hanım.

” Abi daha altı saatin var kalkmaya.Neden buradasın?”

Deyince mizah damarı dile geldi. Valla siz nöbetçi doktor,siz nöbetçi hemşire eee bende nöbetçi hastayım!

Espri iyi ama ,hareket sonu mecburen doğru yatakhaneye ve altı saat yat halleri!

Hayır o değil artık o kadar çok ameliyat olmuştu ki, hani fermuar işi olabilirdi.Ne yani ikide bir deri açmaya ne gerek var?

Aç kapa, aç kapa!

 

 

Ama bu yapılan doğruydu.Çünkü o yıllarda Rahmetli Prof.Dr.Sinan Seber, ve o zaman sanırım doktor, şu an İzmir Dokuz Eylül’ de kulağı çınlasın İzge Günal ve bir hafta önce tesadüfen rastladığım,o yıllarda öğrenci ya da intörn olan sayın Doktor Saim Acar ve isimlerini hatırlayamadığım doktorlar.O zamanlar Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesindeydiler.Ortopedi servisi.Tabii çok desteğini gördüğüm Lütfü Pazı’ yı da anmak gerekir .Çünkü onun da çok başını ağrıttım sevk işlemleriyle.

 

 

Yoksa,yoksa gerçekten Kolsuz olacaktım!Ve o takma kol olacaktı belki kolumda!

Düşünmesi bile korkunç.

İsmen kolsuz cismen de

kolsuz olabilirdi!

 

 

Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde gördüm kendisini.Eşimin ameliyatından iki gün sonra.Operatör Doktor Saim Acar’ ı.İnanın o kadar yoğun ki,iki dakika konuşabildim.Çünkü o hastalarına koşuyordu.

Aradan otuz yıla yakın bir zaman geçmiş.Tedavi ettiği belki binlerce ki çok fazladır.Elbette anımsaması mümkün değil doğal olarak.

Aradan 29 yıl geçmiş.

Sinan Seber, İzge Günal ve Saim Acar doktorlar olmasaydı, belki ben şu an sol kolumla yazacak ama kesinlikle sol kolumla çiziyor olmayacaktım!

Çünkü solak değilim.

Evet omuz başım parçalanmış ve hala sağ kolu kulağa kadar getirebiliyorum.Yok kulak arkası sağlam!

 

 

Ama bi servis kaldı gitmediğim hastanelerde yaşamım boyunca.O da şu; Bugüne kadar gitmediğim tek servis var.O da Gastroloji.Hani diyorum oraya da mı gitsem?

Orada da kesin ” arkadaş amma karın ağrısı adamsın!” Derlerse?

 

 

O değil de,bu yazıdan sonra bak sen deyip mide alarm verir mi?

 

İşte hastane maceraları.

 

 

Geçenlerde bir arkadaşı Estetik Cerrahi’ de gördüm.

Korku içindeydi.Sorduğumda” abi üç yıldır hanımı yok o servis yok bu servis.Gitmediğimiz servis kalmadı.Hanım resmen yeniledi kendisini.Aradım burada olduğunu söylediler.Hani estetik olursa, belki tanıyamam.O değilde bu yaşta beni terk ederse n’ aparım ben ne abi!’

Şaka bi tarafa 39 yıl sonra bir kez daha nostalji yaparak;

Rahmetli Prof.Dr.Sinan Seber’ e,İzge Günal doktoruma ve kırk yıla yakın görmediğim,o sıralar belki teşekkür etmişimdir.Bunu hatırlayamıyorum.Yunus Emre Devlet Hastanesi doktorlarından ( ki o yıllarda ya intörn ya öğrenciydi)Operatör Doktor Saim Acar’ a bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

İyi ki vardınız o zaman.

Ve iyi ki varsınız gene.

Allah razı olsun hepinizden.

 

Ayak yapmıyorum.Bu kez de ayaklar kurtarıldı.Operatör doktor Saim Acar tarafından.Ortopediye devam yani.

 

Hem de iki ayak birden!

Yok be! Benim değil, eşimin!

Ama o benim zaten ayağım değil mi?

 

Yıllarca neler çekti benim yüzümden.Neyse artık ikimizde protezliyiz.

 

 

Belki de yıllardır beni çeke çeke artık ayaklar.O yılların ağırlığı!Kolay değil elbette.Ama bana ne olursa olsun katlandı.Allah razı olsun ondan.

 

Bunu şunun için diyorum; yıllar önce bir söyleşi yaptığım bir kadın kuaförü şair arkadaş bana ” Yaaa ben sizi yaklaşık yirmi yıldır karşıdan İçimden – ne lanet suratlı bir adam.Hiç mi gülmez?- diyordum.Meğerse siz çok güleç yüzlü bir insanmışsınız” demişti.

Bu doğru.Çünkü gerçekten görüntü bu bendeki.Zaten eşimde” o dışarda çiçek,evde böcek” der.

Mizahçının kaderi de bu demek ki.

Hep gülümsetiriz.Ehh ara sıra da gülümseriz.

 

 

Gerçi o bana yıllarca sağ kol oldu.Ben de ona bacak olurdum ama.Olur muydu hiç? O bacaksız ben kolsuz! İyi ki olmadı.

 

 

Not.Kolsuz bana rahmetli Gazeteci Üstad Önder Baloğlu’ nün taktığı lakap.Sağ kol var, ama ancak kulağa kadar uzanıyor.

Bu ara Tıp Fakültesinde onca ameliyat şundan ötürü.Rahmetli Prof.Dr Sinan Seber ve Doktor ( o zamanlar) İzge Günal,kolumu kurtaracaklarını ama sayısı belirsiz ameliyat ve acılara hazır mısın? Dediklerinde, içimden ” macuruz be ya.Acı bübeeee yeeeeeriz.Hem zaten mazoşistlikte var” demiştim kendime.

 

Ve sonuçta şu an eğer yazıyorsam, çiziyorsam Sinan hoca,İzge hoca ve Saim Acar hoca sayesindedir.

 

……..

 

Başta,

Yunus Emre Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor sayın GAMZE AKIN MUMCU olmak üzere,

Başhekim Yardımcıları Uzman Doktorlar, Başak Erben,Semra Can Mamur, Figen Karakaş, Saadet Taştaban Bayraktar, Mine Türközü,ve Mustafa Doğar’ a

Ve başarılı bir ameliyat sonucu eşimi sağlığına kavuşturan

 

Operatör Dr.SAİM ACAR’ a

Her zaman kibarlıkları ve özverili çalışmalarıyla hastalara koşan

 

Sekreter sayın Abdullah Atalay ‘a

Hemşireler; Sayın,Onur Sarı, Yasin Demir, Nuriye Yıldırım,Duygu Ülger,İclal Kaya, Halime Erol,Havva Acaroğlu,Tülin Akar, Sibel Yılmaz, Emine Tekelioğlu ve Elif Yıldırım’ a ve tüm Yunus Emre Devlet Hastanesi doktorları ve çalışanları olmak üzere herkese.

Ayrıca şu an emekli olan OGÜ Tıp Fakültesi Ortopedi Ana Bilim Dalı servis şefi Lütfi Pazı’ ya (29 yıl aradan sonra – ki görüşüyoruz ara sıra tâbii ki de sitede yazı olarak –

Sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

 

……

 

….

 

Şaka bir yana ,memleketimizde sanırım sadece ben.Ama dünyada bilemem.Karikatür çizdigi sağ eli omuzundan parçalanan, bahsettiğim doktorlar tarafından o kolu kurtarılan ilk karikatürist benim galiba!

 

….

 

İyi de ne güzel işte.Güzel bir haber olur.Herkesin haberini yapıyorsun.Hadi, yap Kendi haberini de görelim?

 

…..

Sayın İHA Eskişehir Bölge Müdürümüz Mehmet Emin Toker ve Şefimiz Aydın Sarıoğlu acaba bu haberin haber değeri olur mu?

…..

Ehhh yirmi dokuz yıl bir gecikme var tabi.

….

 

 

Seydi Yıldız kardeşim yazdığım çizdiğimi bu senin Haber Ötesinde ki köşemde yayınlamam gerekiyor.Bu haberi olur mu?Hem haber hem köşe yazısı zaten.

 

Seydi Yıldız;

“Eeee yapıyorsun işte yazı kendi köşende abi.Bugüne kadar sana hiç karıştım mı?” Dedi

Bak bu doğru işte

Hem yazı hem haber hem teşekkür işte.

 

Not.Saim hocaya ayaküstü o yılları desemde,o kadar yoğun ki hemen hastalarına koştu.

Yani bu yazıdan onun haberi bile yok.

Olsun.Belki bir ara görüşürüz.

Tabii bu yazı, eşim taburcu olduktan sonra siteye konuldu.

Yok yok onca kazadan sonra başka kaza istemem!

Sadece bir merhaba demek ve bizzat teşekkür etmek için.

Saygılar sayın doktor Saim Acar Allah razı olsun sizden ve sizlerden.

 

Bu ara, bir gün refakatçi kaldım.Gerçekten hastanede gerek doktorlar gerekse çalışanların ilgisi, ayrıca,yemekler ve temizlik bir harikaydı.Her şey için teşekkürler.

Bu ara bu yazıyı okumak zahmetine giren ( çünkü çoook uzun) okur arkadaşlara da teşekkürler.

Valla ben, bu yazıyı ,belki yirmi kez düzeltme derken, yazıyı ezberledim.Ne gereği var ki?

 

Bu ara bu yazı bu kadar uzuyorsa, konuşsam ,kimbilir kaç saat sürerdi.Bu yüzden yazıyı döktüm.

Ama bazen böyle konuşmalarıma mazur (!) kalanlara kesinlikle başlarını ağrıttığım zaman,her zaman olmasa da ağrı kesici hap vermeyi de unutmuyorum.

 

Yıllar önce bi muhabbet kuşu aldım.Kaç ay oldu konuşmadı.Aldım kuşçu bizim Kenan ‘ a görürdüm.

O bana baktı ve” abi hayvanda bir sorun yok.Sadece yavru.Konuşacak ama senden fırsat bulamıyor demek ki hayvan!”

Sustum beş on gün.Muhabbet kuşu bırakın konuşmayı şakır şakır hem öttü hem konuştu!

 

Ehhh bu muhabbet de uzun sürmeden burada tamam diyerek hadi bana müsaade diyeyim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.