Ayşen Gürcan:Bize düşen, bu manevi mirası yaşatmak ve geleceğe taşımaktır

TBMM Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ayşen Gürcan, 9. Uluslararası Ulusal Seyyid Sultan Sücaaddin Veli Anma Etkinlikleri programında bir konuşma gerçekleştirdi.

AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof.Dr Ayşen Gürcan ; Anadolu coğrafyası, asırlardır yalnızca taşlarla örülmüş şehirlerden değil; gönüllerle inşa edilmiş medeniyetlerden oluşur. Bu topraklarda sözün mayası Yunus Emre’nin diliyle yoğrulmuş, tebessümün bereketi Nasreddin Hoca’nın hikmetiyle yayılmış, aşkın ve irfanın derinliği Mevlana’nın çağrısıyla genişlemiş, kardeşliğin muhabbeti Hacı Bektaş Veli’nin nefesiyle güçlenmiştir. İşte bu mübarek zincirin bir halkası da bugün burada rahmetle, minnetle yâd ettiğimiz Seyyid Sücaaddin Veli Hazretleri’dir.

Ayşen Gürcan; Seyyid Sücaaddin Veli, Anadolu’nun ve balkanların kalbine muhabbet nakşetmiş bir gönül sultanıdır. O’nun açtığı yol; yalnızca ibadetle sınırlı kalmamış, insanı merkeze alan bir anlayışla toplumsal dayanışmayı, adaleti, ilmi ve hikmeti birlikte inşa etmiştir. O’nun dergâhı, yalnızca bir ibadet mekânı değil; aynı zamanda bir ilim ve irfan mektebi, edep ve ahlak ocağı olmuştur.

Dergâhlarımız, asırlar boyunca milletimizin ruhunu diri tutan ocaklardır. Burada sadece zikir değil, aynı zamanda eğitim vardır. Burada sadece dua değil, aynı zamanda paylaşma vardır. Burada sadece geçmişin anılması değil, geleceğin inşası vardır. Onun için diyoruz ki, bu mekânlar birer “gönül üniversitesidir.”

Hazreti Peygamber Efendimizin kutlu sözü bizlere her daim yol göstermektedir:

“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.”

Evet, birlikte olduğumuzda rahmete kavuşuruz; ayrıldığımızda azaba duçar oluruz. Seyyid Sücaaddin Veli’nin irfanı da bizlere bunu öğretiyor: Ayrışmadan, bölünmeden, kardeşçe bir ve beraber olmanın kıymetini…

Bugün bize düşen, bu manevi mirası yaşatmak ve geleceğe taşımaktır. Bizler biliyoruz ki; muhabbet olmadan birlik olmaz, birlik olmadan dirlik olmaz. Hacı Bektaş Veli’nin çağrısı olan “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” sözü, sadece geçmişin değil, bugünün ve yarının da şifresidir.

Hepimizin kıblesi bir, kitabı bir, Peygamberi bir… Hepimizin Ali’si, Ehlibeyti, Hüseyin’i, Kerbelası birdir. Bu hakikati gönlümüzde diri tuttuğumuz sürece, aramıza nifak sokmak isteyen hiçbir fitne odağı başarılı olamayacaktır.

Aziz Hazirun,

Malazgirt’ten bu yana bin yıldır Anadolu topraklarında millet olarak varlığımızı sürdürmemizin ardında işte bu gönül erlerinin duası ve rehberliği vardır. Selçuklu’dan Osmanlı’ya, oradan Cumhuriyetimize kadar kurduğumuz düzen; sadece kılıçla değil, kalemle; sadece kuvvetle değil, muhabbetle ayakta durmuştur.

Bugün bizler, Türkiye Yüzyılı vizyonu ile geçmişten aldığımız bu ilhamı geleceğe taşımak istiyoruz. Eğitimden sağlığa, adaletten kültüre, ulaşımdan enerjiye, tarımdan savunma sanayine kadar ülkemize kazandırdığımız her yatırım, aslında bu gönül sultanlarının bıraktığı mirasın çağımızdaki yansımasıdır. Çünkü biz biliyoruz ki; millete hizmet, Hakk’a hizmettir.

Kıymetli Canlar,

Seyyid Sücaaddin Veli Hazretleri’nin anıldığı bu günde, dualarımız birleşsin, gönüllerimiz birleşsin. Bizleri bir arada tutan muhabbet, yarınlarımıza ışık olsun. Rabbim bizleri Peygamberimizin, Ehlibeytinin yolundan ayırmasın; bizlere adalet, merhamet ve kardeşlik yolunda sebat nasip etsin.

Yoğun programına rağmen her zaman olduğu gibi bizi burada da yalnız bırakmayan, yerli ve milli eğitim müfredatımız için bir değer olan Sayın Millî Eğitim Bakanımız sn Yusuf Tekin’e de teşekkür ediyorum.

Başta Seyyid Sücaaddin Veli olmak üzere, bu toprakları bize vatan kılan bütün erenlerimizi, evliyaları, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, hürmetle yâd ediyorum. Bunca asırdır dergâhımızdan gelip geçen, konan göçen herkesten Allah razı olsun diyor, her birini rahmetle yâd ediyorum. Hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Al

lah’a emanet olun.