Site Rengi

DOLAR 32,3505
EURO 35,1028
ALTIN 2.309,84
BIST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 22°C
Az Bulutlu
Eskişehir
22°C
Az Bulutlu
Cum 25°C
Cts 26°C
Paz 26°C
Pts 27°C

Bravdanın Teraslı Gecelerinde Şarkılar Söylemek..

14.08.2021
A+
A-

Bravdanın Teraslı Gecelerinde Şarkılar Söylemek..
Krediyi Ben Kurtardım Muhabbeti.
Dünden devam..
Birlik, beraberlik duygusu ile dile kolay 2 saatlik bir geçici görevle “Böyükşehir Belediye Başkan vekili” sıfatı ile oturumu başarılı bir şekilde yönetirken, Meclis’ ten “60” milyon borçlanmanın oylamasını nasıl geçirdiğini anlatılan, “lakinli zatı muhteremi” ağırlamak o kadarda kolay değildi elbette!
Ağırlayan isimde, CHP’ nin yalnız “KURT’ du.
Güzelim canım tabaklar, masayla birlikte” parende atarak betona” çakılmazlar mı?

Garsonlar durumu hemen fark ediyorlar. Masanın devrilmesi sonucunda, sanki “sirtaki” müziği eşliğinde ki gibi? Yere çakılan tabakların sesleri, besbelli yandaki masa da oturan hanımları da rahatsız etmiş olmalı ki, onlara “jest” olarak lakin markalı “rakı” şişesini hediye ediyor. Rakı da şişedeki gibi durmuyor ki. Hele sonradan (CEHAPELİ) mutasyona uğrayan AKP’ li olursa..
Ama, nafile olan olmuştur artık!
Teras medyasının kadrolu mekânında bütün bunlar olurken, “tribünlerde” oturan, olaylara tanıklık edenlerin ah! Çekmeleri bir yana.
Memleket, kimlerin ellerinde oyuncak olmuş!
Ah! Ah! Kimler? Kimlerle beraber!
Sözde, nasıl solcu olduğunu hikâyesini anlatıyor yalnız KURT. Saatlik Başkan “vekil” i arkadaşıyla “kadeh” tokuşturmaları günümüz katılımcı “demokrasisinin” geldiği son tesadüf nokta bu olmalı!
NAZDROVYA!
Ama ne yapsın! Buranın tadı da burada. Kalpler kırmasınlar da, varsın tabak kırsınlar!.

Parasını öderiz!
Çat çak çak çak
Boş ver Başkan dalgana bak.
Neyse, nasıl? Olsa hesapların ucu açık!
Arada, ÖZGÜRLÜĞÜN gölgesinde, özgürleşmiş basın var.

Beraber yuvarlandık merdivenlerden?
Sonrası, şanslıysanız kafayı gözü yarmadan, iniş yapabileceğiniz, lakin gene de düşerken, kendinizi fazlaca kasmanız nedeniyle, bir hafta kadar muhtelif yerlerinin ağrımasıyla, kurtarabileceğimiz kazadır.
Eh! Bir anı karesi olarak kalır hafızlarda.

Hey! ÖZGÜRLÜK!
Meğerse bu kırma meselesinin geçmişten gelen derin bir anlamı varmış. Tar-asta oltasız balık tutanlar, yediklerini, içtiklerinin ardına kalanlarını ne varsa kırarlarmış.
Gelenek haline gelmiş.
Yazar kasanın başına giden, “temassız kredi” kartı ile “ços” cihazında öderlermiş.
BARDAKLAR KIRILSIN KALPLER KIRILMASIN..
Yıllar, yıllar önce, bir nostaljik barda politik kimlikleri olan, Belediye Meclis üyesi, “rozetini” ceketin sol yakasında sürekli bir biçimde parlatarak takanlar, yan masadaki insanlarla tartışmaya başlamış, bunun üzerine orada bulunan bir büyük kalkmış, tartışanların ortasına “rakı” “hediyem” olsun diye koymuş.
Tartışma kavgaya dönüşmüş, yandaki masadakiler hayretle kavga edenlere bakarken, ardından biride , ”Bardaklar kırılsın kalpler kırılmasın” demiş.
O gün bugün, bu tabak kırma veya kırılması, hoşgörünün bir bildirgesiymiş ve herkes o an içinden muhtemelen “Vayy anasına breh, ne kadar doğru bir laf” demiş, önce bardakları, sonra tabakları kırmaya başlamışlar.
Sonraları, herhalde bu bardak kırma geleneği parası olanlar için hamdolsun (bir takım ticari sebepler de işin içine girerek ), bardak, tabak kırma işine dönmüş.
Bu geleneğin bizlere, “Truvalı Greklerden” geçtiği söyleniyor.
Şu andaki, “tar-asta balık” yemenin dayanılmaz cazibesi bulunan mekânlarda durum böyleymiş.
Durumu çözemediniz herhalde! Çözersiniz merak etmeyin. Böyle demeyin! ne olur alınırım. Okuyucularımın birçoğunun, IQ’ nün 140’ ın üzerinde olduğunu tahmin ediyorum.
En azından, İskender’i anlama kılavuzunu temin edebilirsiniz. Patronda bir tane var! Basımı Güney KORE’ de yapılmıştır.
Neyse ki, yeni “varyantlı politikacılar kalpler” kırıyor, tabaklar kırılsa çok mu dedim! Politikada akla hayale gelmeyen akrobatik gösterileri izledim.
Devrilen masayı tekrar düzeltmeleri, tabakları düzenlemelerindeki gayretlerinden dolayı emekçi arkadaşlarımıza helal olsun dedim,
Masayı devirmenin de bir “raconu” vardır elbette. Sonradan görme “çakma MUTOSYONLU cehapeliler, POLİTİKACILAR” , şimdiki zamanlarda mokunda İNCİ çok muteberli olunca, masanın şeref konuğunun konumundaki, pozometrik, “mutasyonlu “U” dönüşlerindeki oryantal kıvırtmaları ancak bu kadar oluyor!
Elbette, ta-ras gazetecileri hamdolsun! Yaşanan olayları, bunları, şunları, BROVDA’ da yazmaları söz konusu olamaz.
Kripto özgürlükle yazmak gibi gaflete düşenler! hangi cesaretle yazacaklar?
Maazallah! Gündeme getirilmesin?
Rezilliğin şahikasına çıkılmış.
NEŞET BABA VE BOZLAKLARIMIZ.
Bazıları da, NEŞET ERTAŞ hastasıdır. Benim gibi.
Gerçi ben tam bir müzik hastasıyım. Eskiden mırıldanırdım. Bazen de sahne alırdım. Şimdi performans kaybı var.
Neşet ERTAŞ ezgisi olan, “bahçe duvarından aştım” dansını yapan iki çift gerçekten harikaydı. Müziğin ritmine dayanamayan politik dansöz kardeş de güzel, cümlelerle döktürdü de.
Kontrollü-kontrolsüz sosyal hayat böyle bir şey. Maske-mesafe ve hijyen. İşin gerçeği vurdurduğumuz iki ÇİN aşısına güven duyuyoruz ama, tedbirleri de elden bırakmıyorum.
Sırada, Biontec var..
Şimdi çıkan sonuçlarına bakınca Çin aşısı da koruyuculuğu düşükmüş.
Çevremde büyük bir ihtimalle, “DELTA” mutasyonlularla dolup taşıyor.
Masa devirme ve bu tabak kırma ritüelinin, görgüsüzlüğe dönüştüğü an! “hanzoloğunuz” ortaya çıkmıyor mu?
Belki de bilmediğimiz veya bilemediğimizin bir değişik “kültür varyantı” da olma ihtimalide yok değil!
AH! Bu rozetler. Hiç kimse kızmasın darılmasın. Bu görgüsüzlüğün temelinde Hoca’ nın “yanlış liste tercihlerin” , masalara yansımalarından başka hiçbir şey değil!
“Paran varsa, devirirsin bre masaları. Yoksa kalbini kırarım ona göre” der gibi geldi bana.
Neyse, güzel bir mekân da, güzel bir gece güzellikler içinde güzel bir masa devirme seansı yaşandı o gece?
Belki, bizde daha kötü adetler vardı. Ortaya çıkan yeni âdeti gülümsemeyle seyredildi o gece.
Sentetik ışıklar altında zavallılığınıza baktım!…
Kısaca; hep birlikte aynı topraklarda kardeşçe, “ÖZGÜRCE” yaşamayı, öğrenemedik.
Masalar yıkıldı o gece. Bölünürsek yok oluruz dedik. Belki birileri durumdan “vazife” çıkartarak, senaryodaki “kartları” yeniden dağıtmak arzusu ile yanıp tutuşurken kolları sıvamıştır dedim, kendi kendime…
Amenna.
BRAVDA’ nın “fondaş sesi” sayesinde.
Tatlı dile, güler yüze doyulur mu yankılandı o gece.
Her yeri “eğri, büğrü” de olsa, “HAYAT TEPEBAŞINDA” varmış!
Masadan muzır biri cep telefonundan “sarhoş bakiyi” bulmuş.
Kâhtalı Mıçı söylüyor…
“Doldur meyhaneci baki, doldur kadehlere rakı
Ben içemem sulu rakı
Benim adım sarhoş baki
İçmem abi sulu rakı benim adım” …
Eskişehir’in, zirveye çıkmış “bilge” adam bana dedi ki, “TATAR” rakının kapağını koklayınca zerhoş olurmuş!
Terasta safa böyle oluyormuş? Usulüne ve makamına uygun, Teraslı gecelerinde şarkılar söylemek!
Sahi! Baravda’ yı kimler fonluyor dersiniz?
Lakin onu anlayamadım!
****
Franz Kafka/Alıntılar

Önceleri sorularıma neden cevap alamadığımı anlayamıyordum, şimdiyse soru sorabileceğime nasıl inanabildiğimi anlayamıyorum, ama gerçekte inanmıyordum ki, soruyorum sadece.
****

Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.
Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı.
Özgürsün, onun için mahvoldun

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.