Site Rengi

DOLAR 34,4829
EURO 36,2992
ALTIN 3.015,94
BIST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 1°C
Karla Karışık Yağmurlu
Eskişehir
1°C
Karla Karışık Yağmurlu
Pts 3°C
Sal 3°C
Çar 6°C
Per 7°C

Çevik Bir’in "BÇG’nin türban yasağıyla ilgisi yok" sözlerine mağdurlardan tepki

15.08.2019
A+
A-

28 Şubat davasında yargılanan eski Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, "Türban yasağı ile ilgili BÇG'nin hiçbir ilgisi yoktur. Benim annem de türbanlıdır. Kesinlikle türbanla ilgili bir şey olmamıştır" dedi. Salonda bulunan bazı mağdur ve müştekiler, Bir'in bu sözlerine "Yuh" sesleri ile tepki gösterdi. 
28 Şubat darbesine ilişkin dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in de aralarında bulunduğu 103 sanık hakkında açılan davanın 104'üncü celsesi görüldü. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya bazı sanıklar, taraf avukatları ve o dönemde mağdur olan çok sayıda vatandaş katıldı. Davanın bugünkü celsesinde sanık Bir'in esas hakkındaki mütalaaya karşı savunması dinlenildi. Savunmasına 28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarını okuyarak başlayan Bir, toplantıda, esasları ve nitelikleri anayasada belirlenmiş, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve cumhuriyet rejimini yıkmak, onun yerine bir siyasal dini düzen kurmak amacıyla yürütülen yıkıcı faaliyetler ve yapılan beyanlarla, bunların oluşturduğu tehdit ve tehlikelerin gözden geçirildiğini kaydetti. Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) MGK'da alınan kararlar doğrultusunda faaliyette bulunduğunu savunan Bir, ilgili belgelerin tümünün MGK Genel Sekreterliğine gönderildiğini ifade etti. Bir, söz konusu MGK kararının Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, İçişleri Bakanı Meral Akşener, kuvvet komutanları ve sivil MGK üyeleri tarafından imzalandığını söyledi. 
"Çiller'in telkinleri sonucu istifa etti" 
Bir, 17 Mart 1998'de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e "irtica ne durumdadır" konulu ikinci bir brifingin verildiğini belirterek, Demirel'in 27 Mart 1998'de yapılacak MGK'nın gündemine bu konuyu aldırttığını ifade etti. Devletin sivil ve asker tüm makamlarının BÇG'yi öğrendiğini söyleyen Bir, duruşmada tanık olarak dinlenenlerin hepsinin ifadelerinde BÇG'nin Genelkurmay çalışması olduğunu beyan ettiklerini anlattı. Bir, dönemin Başbakanı Erbakan'ın, Tansu Çiller'in telkinleri sonucu istifa ettiğini, kendilerini bu konuda bir etkisinin olmadığını öne sürdü. 
"İntikam için açıldığı tüm çıplaklığıyla ortadadır" 
Davanın iddianamesini hazırlayan eski savcı Mustafa Bilgili'nin FETÖ'den tutuklu bulunduğunu anlatan Bir, "Mustafa Bilgili ve arkadaşları, sırf bizleri suçlu göstermek için acımasız bir yaklaşımla resmi belgedeki cümleleri/ifadeleri işine geldiği gibi tahrif etmekten çekinmemiştir. Davanın bir 'darbe davası', iddianamenin de bir 'darbe iddianamesi' değil, arz ettiğim 17 Ocak 1997 ve 17 Mart 1998 tarihli brifinglerde yer alan 'FETÖ ve irtica ile neden mücadele ettiniz' davası ve iddianamesi olduğu, intikam için açıldığı tüm çıplaklığıyla ortadadır" diye konuştu. 
Bir, 28 Şubat davasıyla ilgili bazı savcı ve hakimlerin FETÖ bağlantısı nedeniyle ya ihraç edildiğini ya da tutuklandığını kaydederek, "Genelkurmay Başkanlığının avukatı tarafından davamızın Anayasa Mahkemesine yönlendirilmesi gündeme getirilmiştir, kabul edilmemiştir. Çok sayıda mağdur ve müşteki sıfatıyla Başsavcılıklara başvurularak davamız sözde 'bir milli dava' haline getirilmiştir. BÇG'nin çalışmalarının devletin ilgili bakanlık ve kurumları ile yapıldığı apaçık ortadayken savcılıkça dikkate alınmamıştır" ifadelerini kullandı. 
Türban ile ilgili sözlerine mağdurlardan tepki 
Bir'in, "Türban yasağı ile ilgili BÇG'nin hiçbir ilgisi yoktur. Benim annem de türbanlıdır. Kesinlikle türbanla ilgili bir şey olmamıştır" sözleri üzerine salonda bulunan mağdur ve müştekilerden bazıları "Yuh" sesleri ile tepki gösterdi. 
"28 Şubat kesinlikle bir darbe değildir" 
28 Şubat davasının FETÖ'cü siyaset ve yargı kurumlarının el ele vererek askerler üzerinde itibarsızlaştırma, susturma ve intikam amaçlı bir kumpas davası olduğunu iddia eden Bir, "Bu davada da süreç tıpkı öteki davalarda olduğu gibi sözde kimliği bilinmeyen kişilerin savcılığa bilgi ve belge ulaştırmalarıyla başlamış, ıslak imzalı tek bir doküman olmadan, üzerinde tahrifat yapılan düzmece CD ve belgelerle yüzlerce asker gözaltına alınıp tutuklanmış, kendi ayakları ile ifade vermeye gelenler bile, 'kaçma şüphesi var' denilerek tutuklanmış ve bir kısmı 2 yıla yaklaşan sürelerde cezaevlerinde yatmışlardır. Bugüne kadar yapılan duruşmalarda kuşku götürmez bir gerçek olarak anlaşılmıştır ki 28 Şubat kesinlikle bir darbe değildir, BÇG kesinlikle yasa dışı faaliyet gösteren bir cunta kuruluşu değildir. TSK'nın o dönemde bir darbe niyeti olmamıştır. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bunu açıkça dile getirmiştir" dedi. 
Bir, savunmasını şöyle sürdürdü: 
"28 Şubat dönemi ile suçlanmakta olan bizlerin, TSK'nın 21 yıl önce irtica tehdidi konusunda devletin yönetiminin aldığı Milli Güvenlik Kararlarına (MGK) dayalı yaklaşımının ne kadar haklı ve doğru olduğu apaçık ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımın doğruluğu, son olarak yaşanan 15 Temmuz olaylarında da belgelenmiştir. Davamız kesinlikle, darbe değildir. Netice olarak terör ile mücadele için kurulan, Güven Çalışma Grubu’na herhangi bir suçlama yapılmazken, irtica ile mücadele için aynı benzerlikte kurulan BÇG’nin suçlanması kabul edilemez. Arz ettiğim gibi suçlanmış olduğumuz BÇG zamanın Cumhurbaşkanı, zamanın hükümeti, zamanın komuta katı, zamanın MGK üyeleri ve vermiş olduğumuz brifingler vasıtasıyla basının ve ülke halkımızın tamamının duymuş olduğu, yasal bir Genelkurmay Başkanlığı çalışmasıdır." 
Yaklaşık 2 saat savunma yapan Bir, savunmasını beraat talebinde bulunarak sonlandırdı. Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy, Bir'e "Özellikle büyük basın yayın organları, 'Sincan'da tanklar yürüdü, asker darbe yapıyor' diye yazıyor. Siz de 'normal tatbikat' diyorsunuz. Siz bunları Genelkurmay Başkanı ile konuşmadınız mı? 'yalanlayalım, adli müşaviri devreye sokalım' gibi" sorusunu yöneltti. Bir, Yiğitsoy'un bu sorusuna, "Genelkurmay Başkanı konuyu Cumhurbaşkanına arz etti" cevabını verdi. Yiğitsoy, bu cevap üzerine "Kamuoyu ile paylaşmadınız mı?" diye sordu. Bir ise "hatırlamıyorum" karşılığını verdi. 
Mahkeme, duruşmayı 13 Nisan'a erteledi 
Bir'in avukatının esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasının ardından mahkeme heyetinin ara kararını açıklayan Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy, "Savunma yapmayan sanık veya müdafisi kalmadı. Son 4-5 celsenin SEGBİS çözümleri yapılacak. O çözümlerde hem sanıklar ve avukatlarının savunmalarını, hem de katılanların beyanlarını ve iddia makamını dinledik. Bundan sonraki celsede bir eksiklik görmezsek bir sonraki duruşmada bunları değerlendireceğiz. Bu nedenlerle duruşmayı 13 Nisan saat 14.00'a erteledik" dedi. 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.