Eskişehir Birlik Vakfı Tarihçi Sofuoğlu’nu Ağırladı

“Türk toplumunu en başta ezik ‘dindar’ aydınlar yalnız bırakıyor”

Birlik Vakfı Eskişehir Şubesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen 'Pazartesi Konuşmaları'nın bu haftaki konuğu Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu oldu. Her ayın ikinci pazartesi günü 'Tarih Konuşmaları' gerçekleştirecek olan Sofuoğlu bu haftaki programda Müslüman tarihçinin durumlarından bahsetti.

Sofuoğlu: “Osmanlı Tarihi kitabında söyle geçer: Yetkisinde Osmanlı Hariciye Nezareti olmak üzere İngiltere Büyükelçiliği'ne atandı, hain Mustafa Reşit Paşa." Bu bilgiler üstünkörü geçilir. Bunu çözmeyen tarihçi, bundan sorumludur. Her insan bunu bilmeyebilir lakin tarihçi olan bunu buradan yakalamalıdır. Bu bağlamda tarihçi gözden kaçırmak istediğini net gözden kaçırmıştır, neye vurgu yapmaması gerektiğini bilir. Önemli olan detaylara vurgu yapmaz."

“Müslüman tarihçi korkuyor, fikrini belli ediyor"

"Misalen; II.Meşrutiyet ilan edildiğinde Osmanlı 5 devlet kaybetmiştir. Tarihte meşrutiyet hakkında hiç kötü bir anlatım ve eleştiri görmemiştir. Bu bağlamda da meşrutiyet meselesine vurgu yapılmamıştır. Tarihin neden okuduğu sorgulanmalıdır. Müslüman tarihçinin en büyük sıkıntısı da korkmasıdır. Bu sebeple de fikrini belli edemez, eziktir. Çünkü eskiden beri kafasına vurulmuştur. Bunun için de çok okumak, çok bilmek lazımdır. Söylenen tezleri çürütebilmelidir. İkinci sıkıntısı da utanmasıdır” diye konuştu.

Sofuoğlu, tarih eleştirisinde geleneğe dair eleştirilerin çokça yapıldığını lakin Batı’ya dair eleştirinin yapılmadığını söyledi. Sofuoğlu, Ulubatlı Hasan’ın olmadığının iddia edilmesinin bunun en büyük sıkıntılarından biri ve örneği olduğunu kaydetti.

“Bize ‘kendini eleştir, Batı'yı eleştirme' diye öğretildi!'

Sofuoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
“Toparlamak gerekirse; Bir vurgu sorunu vardır, İkincisi ise eksik okumadır bu da cesareti ve bilgisi olmamasına yol açıyor. Tarihçinin bu korkusu yeteneğini yeteri kadar gösterememesine sebeptir. Bize öğretilen kendini eleştir Batı’yı eleştirmedir. Türk toplumunu en başta ezik dindar aydınlar yalnız bırakıyor.”