Kalbindeki delik kapatılan hasta, bu rahatsızlığı geçirip yaşayan 9 kişiden biri oldu

Geçirdiği kalp krizi sonrası kalp duvarında yırtık meydana gelen İbrahim Serdar Şenat’ın tedavisi Eskişehir Şehir Hastanesi’nde yapıldı. Şenat, bu rahatsızlığın tedavisinden sonra Türkiye’de yaşayan 9 hastadan biri oldu.
Eskişehir’de yaşayan evli, 1 çocuk babası 68 yaşındaki İbrahim Serdar Şenat, nefes darlığı ve kalp yetersizliği şikayetleri ile başvurdu Eskişehir Şehir Hastanesi’ne gitti. Burada tetkikleri yapılan Şenat’ın, yakın zamanda kalp krizi geçirdiği ve buna bağlı olarak kalp karıncıklarının duvarında deliğinin meydana geldiği tespit edildi. Oldukça ciddi bir rahatsızlık olan ve tedavi olan hastaların yüzde 55’inin, olmayanların ise yüzde 94’nün hayatını kaybettiği rahatsızlık için Eskişehir Şehir Hastanesi’nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Dr. Bektaş Murat kalp ekibiyle durum değerlendirmesi yaptı.
Operasyonu geçirip de yaşayan 9 hastadan biri oldu
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Bektaş Murat, kronik rahatsızlıkları olan ve bunların ameliyatı zorlaştıracağını öngörerek ameliyat kararı aldı. Anjiyografi adlı yöntemle kasıktan girerek kalpteki deliği uzun ve meşakkatli süren ameliyat sonrası kalpteki delik kapatılmış oldu. Ameliyat sonrası durumu takip edilen hasta, taburcu edildi. Böylelikle 68 yaşındaki İbrahim Serdar Şenat, bu operasyonu geçirip de yaşayan 9 hastadan biri oldu.

“Kalp deliğinin meydana geldiğini öğrendik”
Operasyonla alakalı konuşan Eskişehir Şehir Hastanesi’nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Dr. Bektaş Murat, “Hastamız polikliniğimize nefes darlığı ve kalp yetersizliği semptomuyla başvurdu. Ancak hastamızın hikâyesini aldığımızda yaklaşık 20 gün önce başka bir merkezde kalp krizi geçirdiğini ve anjiyografiyle tedavi edildiğini öğrendik. Muayene sırasında kalp kriziyle beraber ortaya çıkan, kalp karıncıklarının duvarında VSD dediğimiz bir kalp deliğinin meydana geldiğini öğrendik. Bu gerçekten çok ciddi bir durum. Kalp krizine bağlı olarak çok nadir bir şekilde gerçekleşiyor; ancak nadir gelişse de ölümcül olabilen bir hastalık. Dolayısıyla bu gelişen komplikasyonu hızlı bir şekilde tedavi etmemiz gerekiyordu. Onun için hastamızı yoğun bakıma yatırdık ve ileri tetkiklerini yaptık. İleri tetkikler sonucunda ‘Ventriküler Septal Defekt’ (VSD) dediğimiz bu hastalığın, kalp krizine bağlı olarak geliştiğini ve kalbin duvarında delik şeklinde olduğunu tespit ettik. Hastanemizdeki kalp ekibiyle de hemen bir istişare yaparak tedavi yöntemi üzerinde çalıştık. Normalde bu hastalığın tedavisi için ilk aşamada cerrahi müdahale öneriliyor ancak hastamızın altta yatan ciddi hastalıklarının olması nedeniyle cerrahi işlemin çok yüksek riskli olduğu kararına varıldı. Sonrasında bu işlemi girişimsel olarak yapmamız için karar verildi. İlk önce hastamızın acil durumunu tedavi edip sonrasında da ekibimizle beraber kasıktan girme operasyonu yaparak, kalpteki deliği de kapatmış olduk” dedi.
“Yüzde 55’e yakını maalesef hayatını kaybediyor”
Bu tedaviyi olan ve daha sonrasında yaşayan hastaların çok az olduğuna değinen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat şöyle devam etti;
Tabii ki bu aşama çok zorlu bir aşama. Çünkü VSD dediğimiz deliği tedavi etmediğimiz takdirde hastaların çoğu maalesef hayatını kaybediyor. Kaldı ki müdahale etsek bile bu hastaların yüzde 50-55’e yakını yine de hayatını kaybedebiliyor. Muhtemelen Türkiye’de bu işlemi yaptırıp yaşayan 8-9 hasta ancak vardır. Hastamız da bu noktada bu işlemin yapıldığı ve yaşayan nadir örneklerden biri diyebilirim. Bu işlem Eskişehir’de de ilk olarak hastamıza yapıldı. Şu an hastamızın genel durumu gayet iyi; zaten deliği kapattıktan sonra da hızlı bir iyileşme süreci başladı, inşallah bugün de taburcu etmeyi planlıyoruz. Bu hastalık eğer tedavi edilmezse hastaların yaklaşık yüzde 94-96’ya yakını bir ay içinde hayatını kaybediyor. Eğer bu hastalık cerrahi işlemle tedavi edilirse de yüzde 45 kasıktan girerek anjiyo yapılan durumlarda da yine yüzde 55’e yakını maalesef hayatını kaybediyor. Çünkü çok ciddi bir komplikasyon olabiliyor, o yüzden kişi kalp krizi geçirdiği anda ilk saatler içinde hemen teşhis ve tedavi edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla o zaman atlanabilir; hastanın genel durumu kötüleşmeden fark edilemeyebilir veya fark edildiğinde de tedavi için acil uygun olmayabilir.”