Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Başkanı Muammer Karaman, yarıyıl tatili ile ilgili yaptığı basın aöıklamasında,üöocuklarınüalacağı eğitimin daha nitelikli olabilmesi iöin bazı sorunları ve öÖzÜm Önerileriniüpaylaşmak istediğini aöıkladı.
Millî Eğitim Bakanlığı'nın ilan ettiği 2023 Eğitim Vizyonu'nun, kamuoyunda olumlu tepkiler aldığını, geleceğe dair bir umut aşıladığını hatırlatan Karaman, çBizim de sÜrekli dile getirdiğimiz, öÖzÜm Önerileri teklif ettiğimiz biröok sorunun başlığa dÖnÜşerek Vizyon Belgesi'nde yer alması Önemli bir başlangıö olmuştur. Ancak, Ümit ve beklenti oluşturan bu başlıklarla ilgili adımların gecikmesi tÜm eğitimcilerde tedirginlik oluşturmaya başlamış, kamuoyunun beklentisini daha da artırmıştırç dedi.
Karaman aöıklamalarını şu şekilde sÜrdÜrdÜ; ç ğretmenlik Meslek Kanunu'nun öıkarılması iöin somut öalışmaların başlatılması, alan değişikliği taleplerinin karşılanması, gÖrevde yÜkselme sınavlarının geröekleştirilmesi gibi adımlar, bizim de talep ettiğimiz ve geröekleşmesini beklediğimiz olumlu gelişmelerdir. Ancak, 3600 ek gÖsterge vaadinin bir tÜrlÜ yerine getirilememesi, sÖzleşmeli Öğretmenlik uygulamasının doğurduğu olumsuz sonuölar, yer değişikliği sÜrecinde karşılanmayan talepler, eğitim öalışanlarına yÖnelik giderek artan şiddete karşı etkin ve caydırıcı bir dÜzenlemenin hayata geöirilememesi gibi konular ve sıkıntılar eğitim-Öğretim yılının ilk dÖnemine damga vurmuştur.
ç ğretmen aöığı, erkek kamu gÖrevlilerine dayatılan darbe ÜrÜnÜ kılık ve kıyafet yÖnetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders Ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bÜtöe sorunu, eğitimin denetim ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi gibi biröok konuda beklentileri karşılayan adımlar hçlç atılmış değildir. Beklentileri karşılayacak somut adımların atılması, sorunları öÖzmeye yÖnelik cesur kararların alınması, nitelikli bir eğitim ve daha iyi bir gelecek iöin olmazsa olmazdır. Zira bÜtÜn oluş ve olguların hatta insan ve hayatla ilişkili her alanın birikiminin neşet ettiği hem ilk hem de daimi bir insani eylem ve disiplin olan eğitime hak ettiği değeri vermeyen Ülkelerin sonu, ya yerinde saymak ya da geri kalmışlık tuzağına saplanmaktır. Bu nedenle, birikmiş sorunlara acil olarak öÖzÜmler bulunmalı ve bunun iöin hemen harekete geöilmelidir.ç
İnsanı merkeze alan, Öğretmeni eğitimin temel unsuru bilen, ona bilgi, donanım, formasyon ve haklar bakımından imkçn ve itibar kazandıran yapısal dÜzenlemelerin hayata geöirilmesiyle daha verimli sonuölar elde edeceğimiz bir sistemin işleyişi iöin aşağıdaki başlıklara ilişkin adım atılmasını istiyoruz. 3600 ek gÖsterge konusundaki siyasi irade artık karara dÖnÜştÜrÜlmelidir. Ek gÖsterge dÜzenlemesinin ne zaman geröekleşeceği konusundaki merak ve beklentilere bir an Önce karşılık verilmelidir. Eğitim öalışanlarına verilen vaadi yerine getirecek, kamu personel sisteminde Ülkesine ve milletine hizmet eden diğer unvanlardaki kamu gÖrevlilerinin de ek gÖsterge beklentilerini karşılayacak, ek gÖsterge kaynaklı mağduriyetleri giderecek, öalışma barışını ve iş huzurunu sağlayacak şekilde bÜtÜn kamu gÖrevlilerini kapsayacak bir ek gÖsterge öalışması yapılmasını istiyor ve bekliyoruz. 3600 ek gÖsterge başta olmak Üzere, seöim sÜrecinde kamu gÖrevlilerine verilen vaatler ivedilikle yerine getirilmeli; tÜm kamu gÖrevlilerinin ek gÖsterge rakamları en az 600 puan artırılmalı, yardımcı hizmetleri sınıfı öalışanlarına da (GİHS kadroları iöin ÖngÖrÜlen en dÜşÜk rakamdan aşağı olmamak Üzere) ek gÖsterge hakkı verilmelidir.ç
çTecrÜbeli insan kaynağını değerlendirmeyen eğitim yÖneticiliği sÜreöleri başarısızlığa mahkûmdur. Eğitim yÖneticiliği, eğitim politikalarını yalnızca yerelde uygulayan, denetleyen bir kurumsal yapılanma değil, aynı zamanda bunları geliştiren, izleyen, yerel dinamiklerle gÜölÜ iletişim kuran bir kurumsal sistemdir. Bakanlık, politika ve dÜzenlemeleri bu öeröevede ortaya koyarken, taşra teşkilatı ihtiyaca gÖre bunu geliştirebilmelidir. Bu durum, doğal olarak insan kaynağını iöinden öıkarmalı, uygulamanın mesleki yeterlilik, alan bilgisi ve tecrÜbe gerekliliği gÖz ÖnÜne alınmalıdır. Eğitim yÖneticiliği, dÜzenlemeyle mÜstakil bir kadro ve unvana kavuşturulmalı, ikinci gÖrev olmaktan öıkarılmalı, mali aöıdan gÜölendirilmeli, dezavantajlı yerlerde desteklenmelidir. 'Eğitim Kurumu YÖneticilerinin Seöimi ve Yetiştirilmesi: Tespitler ve Bir Model nerisi' raporumuzda ayrıntılarını ortaya koyduğumuz dÜzenleme acilen hayata geöirilmelidir. Nitelikli eğitim iöin yeterlilik dÜzeyi yÜksek eğitim yÖneticisi ihtiyacı gÖzetilerek, eğitim yÖneticisi yetiştirme, gÖrevlendirme, yer değiştirme ve gÖrevden alma hususlarına ilişkin kapsamlı, kalıcı ve sÜrdÜrÜlebilir bir model oluşturulması artık bir zorunluluk hçline gelmiştir. Hak edenin gÖrev almasını, hakkını verenin gÖrevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin gÖrevine son verilmesini ÖngÖren bir modelin hayata geöirilmesi, eğitimin hem yÖnetimini hem de nitelik artırıcı etkisini kolaylaştıracaktır.ç
çSÖzleşmeli Öğretmenliğe son verilmeli, kadrolu istihdam tek ve esas istihdam modeli olmalıdır. SÖzleşmeli Öğretmenlik uygulamasının tÜm uyarılarımıza rağmen yeniden Öğretmen istihdamında esas alınması, 632 sayılı KHK ile sonlandırılan sÖzleşmeli Öğretmenlik uygulaması sÜrecinde var olan sorunları yeniden aöığa öıkarmıştır. SÖzleşmeli Öğretmenlik, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geömiş sıkıntıları unutmanın, aynı kısır dÖngÜyÜ yeniden kurup biröok değeri heba etmenin, Öğretmenlerin işi ile eşi arasında tercihe zorlanmasının, haklı taleplere, geöerli mazeretlere duyarsız kalmanın adına dÖnÜşmÜştÜr. SÖzleşmelilik, Öğretmenin, eşinden, öocuklarından ayrı olması nedeniyle iö huzurunun da iş huzurunun da olmadığı bir uygulamadır. ğrencisine hizmet azmiyle ailesine hasreti aynı anda taşımak anlamına gelen sÖzleşmeli Öğretmenlik, anayasal hakları sınırlamakta, aile bÜtÜnlÜğÜnÜ bozmakta; eşleri, öocukları anne babalarından ayrı bırakmaktadır. ğretmenlerimiz, zorunlu hasret yÜkÜmlÜlÜğÜnden; eğitim sistemi ise yaşanan sorunlar nedeniyle sÖzleşmelilik yÜkÜnden kurtulmalıdır. SÖzleşmeli Öğretmenliğin kaldırılması konusundaki haklı taleplerimize ve kararlı öabalarımıza olumlu cevap verilmesi iöin yeteri kadar gereköenin oluştuğu kabul edilmelidir. ğretmenliğin-Öğretmenlerin itibarını zedeleyen sÖzleşmeli Öğretmenliğe derhal son verilmelidir. SÖzleşmeli Öğretmenlerin yer değiştirme kısıtlamaları sona erdirilmelidir. SÖzleşmeli Öğretmenler kadroya geöinceye kadar kadrolu Öğretmenlere tanınan haklar kendilerine verilmelidir. ğretmen aöığı sorunu, sÖzleşmeli Öğretmenlik, yer değiştirme yasağı gibi cebrî yollarla değil, istihdamda zorluk öekilen bÖlgelerde Öğretmenlerin kalıcı olarak gÖrev yapmalarını teşvik edecek maddi katkılarla ve ilave sosyal haklarla öÖzÜme kavuşturulabilecektir.ç
MÜlakatla atama yÖntemine son verilmelidir
çSÖzleşmeli Öğretmenlik sÜreöleri ve sonuöları itibariyle sorunlu bir istihdam tÜrÜ iken, bir de bu sÜrecin mÜlakat yoluyla sÜrdÜrÜlmesi, kamu vicdanını yaralamakta ve adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. MÜlakatların iöeriğinin Öğretmen adayının mesleki bilgi ve mesleki yeterlik dÜzeyini Ölömeyi Öncelememesi, mÜlakatların gÜvenlik soruşturması sÜrecine dÖnÜşmÜş olması, mÜlakat komisyonlarında Öğretmen adaylarıyla aynı branşta Üyelerin yer almaması, sÜrecin şeffaf ve denetlenebilir bir tarzda yÜrÜtÜlmemesi geröekte mÜlakatın istenen amacı sağlamadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, atamalar KPSS puan ÜstÜnlÜğÜne dayalı olarak yapılmalıdır.ç
Yeni bir 'vizyon'a kavuşan eğitimin yol haritası netleştirilmelidir
ç2023 Eğitim Vizyonu'nun iöerdiği tespitleri ve hedefleri yerinde bulmakla birlikte, öÖzÜme yÖnelik boşlukların bir an evvel tamamlanmasını, belirsizliklerin giderilmesini bekliyoruz. Eğitim öalışanlarının sorunlarına öÖzÜm bulunmadan, ÖzlÜk hakları iyileştirilmeden, eğitim alanındaki öalışmalara katkıları ve destekleri alınmadan, 2023 Eğitim Vizyonu öeröevesinde Üretilecek politikaların ve alınacak kararların uygulanabilirliği ve sÜrdÜrÜlebilirliği sağlanamaz. ngÖrÜlen dÖnÜşÜmlerin, eğitim öalışanlarının mevcut ÖzlÜk haklarına ve öalışma şartlarına muhtemel etkileri de gÖz ÖnÜnde bulundurularak, bu alanda oluşabilecek muhtemel olumsuzluklar giderilmelidir. Vizyon Belgesi'nin boşlukları da doldurularak yol haritası bir an evvel belirlenmelidir. Eğitim Vizyonu'ndaki başlıklar bir bir hayata geöirilmeli, Bakanlık tÜm adımları paydaşlarla olgunlaştırarak atmalıdır.ç
Eğitimde istenilen başarı sınıfların Öğretmensiz kalmamasına bağlıdır
çEğitime ilişkin reformların kalıcı hçle gelmesi, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu Öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. TÜrkiye'nin OECD ortalamalarında Öğretmen başına dÜşen Öğrenci sayılarına ulaşması iöin yaklaşık 130 bin Öğretmene ihtiyaö vardır. te yandan, 2023 Eğitim Vizyonu'nda 5 yaş öocukların tamamının okul Öncesi eğitim kapsamına alınması hedefi dikkate alındığında, 14 bin ek Öğretmen ihtiyacı daha sÖz konusu olmaktadır. zetle, ihtiyaö olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday bulunduğu hçlde atama yapılıp ihtiyaö karşılanmamakta; bu durum da 'Önce eğitim' iradesiyle öelişmektedir. Hem ihtiyacı azaltmak hem de arz havuzunda taşmayı engellemek iöin birkaö yıl sÜrecek şekilde her yıl en az 50 bin Öğretmen ataması yapılmalıdır.ç
ğretmene destek niteliğinde bir meslek kanunu eğitimcilerin beklentisidir
çEğitim-Bir-Sen olarak uzun sÜredir teklif ettiğimiz ğretmenlik Meslek Kanunu, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi'nde bu unsura yer verilmesiyle birlikte bir beklentiye dÖnÜşmÜş durumdadır. Teklif ettiğimiz ve bir an evvel öıkmasını istediğimiz ğretmenlik Meslek Kanunu, eğitimcilerin beklentilerini karşılayacak bir iöerikle yÜrÜrlÜğe girmelidir. Bu konuda eğitim paydaşlarının katkısına ve katılımına fırsat verilmelidir. ğretmenlerin gÖrev, yetki, hak ve sorumluluklarının belirlendiği, mesleki gelişim ve kariyer basamaklarının ve iş gÜvencelerinin tanımlandığı, Öğretmene destek niteliğinde bir meslek kanunu öıkarılmalıdır.ç
Eğitimcilere yÖnelik şiddete karşı caydırıcı dÜzenleme zorunluluk hçline gelmiştir
çEğitim öalışanlarına karşı şiddet, okullarımızda yaygın bir sorun hçline gelmiştir. Eğitimciler, kendi kurumlarında Öğrencilerinin gÖzÜ ÖnÜnde kendilerine yÖnelik saldırılara karşı savunmasızdır. Şiddet eylemlerinde, mevcut yasal dÜzenlemelerin bu fiillere karşı caydırıcı nitelikte ceza ÖngÖrmemesi ile şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin adli ve idari makamlarca Önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancı Önemli bir rol oynamaktadır. Eğitim öalışanlarına yÖnelik şiddete karşı caydırıcı nitelikte bir kanuni dÜzenleme elzemdir. Millî Eğitim Bakanlığı, öıkması iöin imza kampanyası başlattığımız dÜzenlemeyi gÜndemine almalıdır.ç
Kariyer basamakları yeniden uygulanmalıdır
çKariyer basamakları uygulamasının yÜrÜrlÜkte olduğu zaman diliminde yapılan bilimsel öalışmalar, Öğretmenlik kariyer basamakları uygulamasının Öğretmenleri sosyal, kÜltÜrel ve sportif faaliyetlere teşvik etmenin yanı sıra kendilerini geliştirmelerine ve kariyer basamaklarında ilerlemek iöin lisansÜstÜ eğitim yapmaya teşvik ettiğini, bu sonuölar doğrultusunda eğitimde kalitenin artırılmasında Önemli bir faktÖr olduğunu, Öğretmenlerin kendini yenilemesi, alanındaki gelişmeleri takip etmesi bakımından olumlu sonuölar doğurduğunu ortaya koymaktadır. ğretmenlerin niteliğinin artırılması bağlamında geröekleştirilecek politika sÜreölerinde kariyer basamakları sistemine yeniden işlerlik kazandırılması gerekmektedir. Bu öeröevede, paydaşların Önerileri doğrultusunda herkesin yararlanmasına aöık, ÖzgÜn, sadece sınav odaklı olmayan, sÜreö ve bireysel öaba odaklı, maddi ve manevi aöıdan tatminkçr bir kariyer sistemi hayata geöirilmelidir.ç
Memur ve hizmetli öalışanların mali ve sosyal hakları iyileştirilmelidir
çMillî Eğitim Bakanlığı kadrolarında Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında öalışanların da eğitim Öğretim hizmetinin aksamadan en etkin şekilde yÜrÜtÜlmesi iöin emek sarf ettiği geröeği unutulmamalı; Bakanlık insan kaynakları politikası bağlamında bu öalışanlar da eğitim öalışanı olarak gÖrÜlmelidir. Eğitim-Öğretim faaliyetinin verimli ve nitelikli bir şekilde sÜrdÜrÜlmesinde emekleri ve hakları inkçr edilemeyecek şef, memur, hizmetli ve diğer kadrolarda gÖrev yapan eğitim öalışanlarının ÖzlÜk haklarının yetersizliği gÖz ÖnÜne alınmalı, daha verimli bir kamu hizmeti iöin ÖzlÜk haklarında mutlaka iyileştirme yapılmalıdır.ç
çBu bağlamda, hazırlık Ödeneği, Millî Eğitim Bakanlığı'nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında gÖrevli tÜm hizmet sınıflarındaki eğitim öalışanlarına da Ödenmelidir. Haftalık 40 saati aşan öalışmalarının karşılığı fazla öalışma Ücreti Ödenmeli ya da personel yetersizliği gereköesine sığınılmadan fazla öalışma karşılığı izin hakkından faydalanmalarının sağlanması yÖnÜnde dÜzenleme yapılmalıdır. GÖrevde yÜkselme sınavına rağmen boş kalan kadrolara sÖz konusu sınav sonuölarına gÖre atama yapılmalıdır. Memur ve hizmetlilerin Öğrenim durumları itibarıyla ihraz ettikleri kadrolara atanabilmeleri sağlanmalı; bu amaöla unvan değişikliği sınavları geröekleştirilmelidir.ç
Okul esaslı bÜtöe geciktirilmeden hayata geöirilmelidir
çEğitim kurumlarımızın sabit giderleri iöin kamu kaynakları ve bu kaynakları harekete geöirme mekanizmaları yetersiz kaldığı iöin okul yÖnetimleri okul-aile birlikleri yoluyla velilerden gelir sağlama yoluna gitmek zorunda kalmaktadır. YÖneticilerimizin asli işlerine yoğunlaşabilmeleri, eğitimcilerimizin velilerle karşı karşıya gelmelerinin ÖnÜne geöilebilmesi iöin okul bazlı Ödenek tahsisi yapılmalıdır.üEğitim-Bir-Sen olarak, her zaman ÖzgÜrlÜklerden yana olduk, kısıtlamalara ve dayatmalara da karşı öıktık. Haklıdan ve doğrudan yana oluşumuz, haksızlığa ve yanlışa karşı kavi duruşumuz, Üye kazanarak bÜyÜmemize, Ülke olarak ÖzgÜrlÜklerin sınırının genişlemesine vesile oldu. TÜrkiye'nin geömişten gÜnÜmÜze biröok alanda katettiği mesafe, öalışanların kazandığı haklar, milletin dirayetiyle kaldırılan vesayet odakları, sivil inisiyatiflerin gayretleriyle ters yÜz edilen darbe ÜrÜnÜ mevzuatlar Ülkemizi bugÜn herkes iöin Ümitvar bir eşiğe getirmiştir. TÜm bu değişimden ne hikmetse bir tÜrlÜ nasibini alamayan bir kılık ve kıyafet dayatmasıyla hçlç karşı karşıyayız. Temel bir insan hakkının ikamesi, kişisel ÖzgÜrlÜğÜn belirgin bir nişanesi olarak gÖrdÜğÜmÜz kılık ve kıyafet ÖzgÜrlÜğÜ hakkının da alınabilmesi iöin başlattığımız sivil itaatsizlik eylemi, kamu gÖrevlileri kılık ve kıyafet ÖzgÜrlÜğÜne kavuşuncaya kadar devam edecektir.ç





