MİLLİ SİYASETİN GELECEĞİ…
Türkiye büyük bir ülke ve devlet… Ve artık…Türkiye, sadece Türkiye ‘den ibaret değil…1950…İlk gerçek serbest seçimler…Bu tarihten itibaren CHP hiç tek başına sandıktan iktidar çıkamamış…Ama fiilen hep iktidarda olmuş…CHP…
Cumhuriyet rejiminin kurucu partisi…Elit, jakoben ve bürokrasi kökenli…Yani kendilerini farklı ve seçkin gören…Millete hep tepeden bakıp, onlar için sadece kendisinin doğru karar verebileceğine iman etmiş…
Ve devlet mekanizmasının işlerlik ivmesi olan bürokrasiye çöreklenmiş ve elinde sıkı sıkı tutan insanlar…
Kafa olarak; batılı olmayı batıcı olmak ve tam teslimiyet olarak görürler…
Batılı kıyafetler giyerek, batılı yaşam tarzına öykünerek, bir batılı kafasından fazla İslam düşmanı olarak herşeyin düzeleceği hayali ile yaşarlar…
MHP…
Rejimin kurucu iradesinin akil ve milli kısmıdır…
Millidir…
Yerlidir…
Batıya öykünmez…
Tarihinden ve medeniyetinden gurur duyar, sıkı sıkı sahiplenir…
Devlet-i ebed müddetin teminatıdır…
CHP’nin bu tanıma uyan kitlesi yüzde 25-30 arasındadır…
Altına inmez, üstüne çıkmaz…
Yüz yıldan fazladır fiilen iktidardadırlar ve bürokrasiye hakimdirler…
İşleyişi iyi bilirler…
Vesayeti de, yolsuzluğu da iyi bilir, iyi uygularlar…
Pek açık vermezler…
Bunların buralardaki ana kontrolörü ve frenleyicisi MHP kadrolarıdır…
Ve merkez(!) konumlu partiler…
DP, AP,ANAP, DOĞRUYOL ve AK PARTİ…
Yüzde 50lik bir kitleye hitap ederler..
Başlangıçları hep iyi niyetledir ve güçlü kadroları vardır…
Siyaseten sandıkta açık ara galip gelirler…
Siyaseten sandıktan devletin hep tepesine seçilerek gelirler ama devlete , bürokrasiye hakim olamazlar…
Uzlaşmacı bir tutum seçerler…
Siyaseten ömürleri on ile yirmi yıl arasındadır…
Çünkü vesayetin baskısı ve bürokrasinin frenleri güçlü kadroları hızla demoralize eder…
Kopmalar başlar…
İkincil kadrolar zayıftır ve tamahkardır…
Vesayetçiler ve bürokrasinin attığı her yemi yutar ve hızla kirlenirler…
Ve yüzde elli hızla yeni arayışlara, yeni beklentilere yönelir…
Menderes ‘i astılar…
Özal’ın ömrü vefa etmedi, belki de zehirlediler…
Demirel mücadeleden yıldı ve itaat etti, saf değiştirdi…
Dirayeti ile Erdoğan farklılaştı…
Ama…
Türkiye’yi bağımsızlaştırırken…
Vesayet ile mücadele ederken…
AK Parti’nin de aynı akibete uğramasına pek de engel olamadı…
Eskişehir özelinde…
2023 seçimlerindeki tercihi bir facia idi…
31 Mart’ta Eskişehir özelindeki hezimetin hazırlayıcısı oldu…
Sonra…
Son bir gayret…
Teşkilatlar yenilendi…
Görünen o ki…
Temiz ve iyi niyetli ekipler…
Ama…
Genel merkezde yaprak kıpırdamadı…
En büyük fatura onlara kesilmeli idi…
Ama hezimetin sebebi müsebbiblerine soruldu…
Ve onlarda birkaç günah keçisi ilan edip kendilerini temize çıkardılar…
AK Parti taban ile gönül bağını kopartalı epey oldu…
Jakobenleşti…
Yeni gelen Eskişehir teşkilat başkanları…
Tüm iyi niyet ve gayretlerine rağmen…
Bu hataların ana müsebbibleri ile çalışıp başarılı olabilecekler mi?…
Akıntıya karşı kürek çekebilecekler miyoksa akışına mı bırakacak onlar da mecburen?..
Hiç ummadığım kadar…
Hiç ummadığım insanlardan…
Hele ki aktif siyasette olmayıp, sandıkta destekleyen büyük guruptan…
O kadar çok sitem duyuyorum ki…
Ve hiçbirinin alternatifi, aklındaki CHP değil…
Ama AK Parti de değil…
Yok YRP, Bebecan parti, Saadet filan da değil…
Ama bağ ve güven çok ciddi yara almış…
Yeni bir beklenti…
Bu maç buradan döner mi?
Erdoğan 4 aydır asıl sorumlulara hiç bir fatura kesmedi…
Bu da ona olan umudun da tükenişine vesile..
….
Görelim Mevla’m neyler
Neylerse güzel eyler…