Site Rengi

DOLAR 32,5004
EURO 34,6901
ALTIN 2.496,45
BIST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 15°C
Hafif Yağmurlu
Eskişehir
15°C
Hafif Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 27°C
Sal 28°C

Tokun Hâlini Anlamak

10.09.2019
A+
A-

“Vakit geldi, dua dua açıldı kapı, çözüldü yol,      Erdi zaman, dedi hilal “Dosdoğru Ol!

“Fakir Edebiyatı Mevsimi”, “Ağlatma Ayı”, “Bir Lokma Bir Hırka Günleri” haline getirdiğimiz mübarek Ramazan-ı Şerif geldi. On bir ayı da Ramazan’da kazandığımız hasletlerle devam ettirmek için geldi. “Siz yeter ki bir ay dayanın; sonrası kolay!” der gibi… Lakin samimiyetten uzak eylemlerimiz ile bir ayı bile nihayete erdiremeyeceğiz belliSahurumuz iyi niyet, iftarımız muhabbet, orucumuz samimiyet olsa evvela… Afrika’daki aç çocukları ağlaya ağlaya anlatıp da iftarda vücudumuzun üçte birini yemekle doldurmayalım mesela. Sevgili Peygamberimizin karnına taş bağladığını anlatıp da otuz açı doyuran sofralardan tek kişi kalkmayalım yani. Hadi bunları yapamadık... Hiç olmazsa fitreden, zekâttan ve vergiden kaçırmayalım. Fitreye, zekâta gelince fakir gibi vermeyelim en azından.

Belki de bu zamanda en çok susma orucuna ihtiyacımız var. Konuşmaktan yorulmayanlar olsa da biz dinlemekten yorulduk. Din yoruldu, ahlak yoruldu, samimiyet yoruldu. Cahillerin soruları, âlimlerin cevaplarıyla ilim yoruldu. Konuştukça değil yaşadıkça değişecek bir şeyler; idrak edemedik daha. Hep birbirimizi değiştirme gayesinde; başkalarınınkusurlarını görmekteyiz. Kelimelere döktükçe daha doğrusu ağızlara sakız ettikçe o güzelliğin kıymetini de azaltıyoruz sanki. Konuşmaktan yaşamaya vakit kalmıyor, en kötüsü de biz dillendirdiğimiz için onu hayatımıza tatbik ettiğimiz zannına kapılıyoruz. Bu gidişat sağlıksız bir ruh haline götürür, hafazanallah…

Dinlemek için dinlenmeliyiz belki de. Bu karmaşa, bu gürültüden sıyrılmalıyız ilkin. Eskiden ramazanda kapatılan televizyonlar, şimdi daha çok izlenir oldu.  Cuma mesajlarından cuma vaktine, kandil tebriklerinden kandil gecesine ulaşamadığımız gibi artık Ramazana da ulaşamıyoruz. “Açlık ayı olarak sınırladığımız kutlu vakitleri, ya konuşma ya da dinleme ibadetine(!) mahkûm ediyoruz. Biraz da kendi aklımıza ve kalbimize sorsak… Aslında hiçbir şey sormasak uzunca bir müddet… İrademize ve sadrımıza dönsek… Başkalarının aklıyla hareket etmesek, duygularıyla yol almasak. Güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen Sevgili Peygamberimiz’in sadece yemeye tuzla başlamasını değil kalp kırmamasını, yalan söylememesini de örnek alsak…

Söz ile öz, şekil ile nakil birbiriyle denk gitmelidir. Yıllardır açları ağlaya ağlaya anlattık, artık hallerini anladık(!). Bu Ramazan’da isterim ki –bir ay da olsaaçlar, tokların halini anlasalar. Bilgisayara kilitlenen çocuklarımızı sokağa çıkarsak, sokak çocuklarını evimize davet etsek de ev sıcaklığını hissetseler. Komşu ve akrabalara gösteriş yapana kadar okulparası için yazın çalışan öğrencileri o dört başımamur ziyafetlerimize çağırsak…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.