Site Rengi

DOLAR 34,4951
EURO 36,4206
ALTIN 2.957,31
BIST 9.298,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 18°C
Parçalı Bulutlu
Eskişehir
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 17°C
Cts 1°C
Paz 2°C
Pts 3°C

TÜRKİYE’DE AFET YÖNETİMİ

TÜRKİYE’DE AFET YÖNETİMİ
13.01.2023
A+
A-

Eskişehir Türk Ocağı tarafından 35 senedir yürütülen Perşembe Sohbetlerinde bu hafta “Türkiye’de Afet Yönetimi” Eskişehir Türk Ocağı’nda konuşuldu. Dumlupınar Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Doç. Dr. Murat YAMAN hocamızın sunumlarıyla Ocak binasında yapılan toplantıya meraklı, ilgili ve heyecanlı her yaştan Eskişehirliler katıldılar.

“Afetler geçmişten günümüze hatta geleceğe bütün toplumların karşı karşıya kaldığı kalacağı mücadele ve müdahale alanlarından bir tanesidir. Gerek doğal gerekse de insan kaynaklı ortaya çıkan afetler küresel çağında en büyük problemlerindendir. Afetlerin etkilediği alanlar itibarıyla içerisinde siyasi, sosyal, ekonomik, hukuk gibi potansiyelleri barındırması farklı disiplinlerce çalışma alanı olmasını sağlamıştır.
Bundan dolayı afetlerin sebep olduğu olumsuzlukların bertaraf edilmesi iyi yönetilmesini gerektirir. Bu doğrultuda afetlerin öncesi, anı ve sonrası olarak ifade edilen üçlü sacayağını bütüncül bir biçimde ele alan bir yönetim modeli benimsenmesi zorunludur. 1999 yılı Marmara depremleri milat olarak görülmüştür. Çünkü merkezi ve yerel yönetimlerde depremlerle mücadelede yaşanan başarısızlıklar sil baştan yeniden yapılanmaya gidilmesine neden olmuştur. İşte bu noktada, Türk kamu yönetiminin merkezinde yer alan afet yönetiminin önemi anlaşılmış ve yeni hukuki düzenlemelere gidilmiştir. Böylece afet yönetimi konusu merkezi ve yerel düzeyde kurumsallaşma ile yeniden ele alınmıştır.

1999 DEPREMİNDE MERKEZİ VE YEREL YÖNETİMLER SINIFTA KALDI

Türkiye afetlerde riskli ülkelerden birisidir. 1999 Depremi ve sonrası yaşanan değişim ve dönüşüm çabaları müdahalelerde kriz yönetiminin yeterli olmadığını gözler önüne sermiştir. Merkezi ve yerel yönetimler sınıfta kalmış, krizin yönetilememesi acı tecrübeler ile son bulmuştur. Bu doğrultuda ne yazık ki büyük bedeller ödenmiş netice de afetlerin yönetilmesinde kriz yönetimine odaklanmanın yanlışlığı açıkça görülmüştür. Bunun üzerine kriz yönetiminden risk yönetimi geçişle birlikte önemli adımlar atılmaya başlamıştır. Kurumsal yapılanma ve hukuki düzenlemeler baştan aşağı yeni bir çehreye kavuşmuştur. Özelikle 5902 sayılı kanunun yürürlüğe girişi ile sil baştan bir yönetim anlayışı benimsenmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili yapılan düzenlemeler bağlamında 15 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanan 4 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı İçişleri Bakanlığına bağlı bir statüye dönüştürülmüştür. Her ne kadar merkezi ve yerel düzeyde yapılanma ve hukuki mevzuatlar görünürde boşlukları doldurmuş olsa da uygulama da elbette sorunlar hala devam etmektedir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.