Zihni 2020'ye Kadar Çalışkan
'15 Nisan'da sen görevden alınacaksın' şeklinde tehdide rağmen dengeleri gücü yettiğince kontrol etmeye gayret etmiş, bir taraftan MHP yönetimi ile diğer taraftan da kendi teşkilatıyla dengeleri pozitif manada götürerek ciddi bir krizin oluşmamasını sağlamıştır. Bence Zihni Çalışkan'ın en büyük eksisi milletvekili Karacan ile ilişkilerini normalleştirememesidir ama hangi nefis sahibi o kadar hakâretvâri güzellemeler karşısında içtenlikle 'Sayın Vekilim' diyebilir; bunu da sorgulamak lazımdır... Şimdi Zihni Çalışkan birtakım kulislerde aynen şu ifadeleri kullanıyor: "Geçen ay ben İspanya'da bulunduğum esnada beni arayıp il başkanı olmamı isteyen irade, bugün 'çekil kenara' derse seve seve benden isteneni yaparım. Dava adamı olmanın gereği budur. Ben 2004'ten bu yana AK Parti içinde bulunuyorum. Partim bana bir defa Odunpazarı, iki defa da Tepebaşı Belediye Meclis üyeliğini hatta Büyükşehir Belediye Meclis üyeliğini taltif etti. 24 Temmuz'dan itibaren de il başkanlığı görevini verdi. Bundan böyle 'sâde bir üye olarak çalış' derse ona da harfiyen uyarım ama yüzüme gülüp arkadan fırıldak çeviren AKP'lileri de su yüzüne çıkartmasını bilirim” şeklinde ifadeler kullandığı bilgileri geliyor.
Evet süreci hatırlayanlar bilir. 24 Haziran sonrası vekâletle idare edilen AK Parti İl Başkanlığı'na Zihni Çalışkan atanmış, partinin MKYK üyesi Harun Karacan ile kısa bir süre sonra görüş ayrılığı yaşayarak ipleri koparmışlardı. Çalışkan diğer iki milletvekili Nabi Avcı ve Emine Nur Günay ile birlikte hareket etmiş, adeta üçlü saç ayağı oluşturmuşlardı. Bakalım ilerleyen günlerde ne olacak? "15 Nisan'a kadar il başkanısın, sonrasında değilsin" diyen irade mi; yoksa Zihni Çalışkan'la devam etmek isteyen irade mi kazanacak?