AK Parti Neden Kaybetti?
AK Parti kurulduğu 2001 yılından bu yana ilk defa böyle bir hezimet yaşadı. Aslında yenilgi bağıra bağıra geldi. Son iki seçimdir halk iktidarın gidişatından memnun olmasa da güvenlik ve dış politika gerekçeleri ile zoraki AK Parti’ye oy verdi.
Yazılımcılar şunu iyi bilir, kod yazdıklarında bir hata görürlerse bile çalışıyorsa dokunma kurkuravardır.AK Parti de hatalarını bildiği halde nasıl olsa kazanıyorum, alternatifim yok edası ile aksayan yönlerini düzeltme gereği duymadı AK Parti’nin oyları %49’lara ulaştığı yıllarda popülist siyaset yerine gerçekçi siyaset yaparak ülke ekonomisini hep ayakta tuttu. Ne varki kaybedilen Haziran 2015 seçimlerinden sonra ekonomik gerçeklerimize aykırı şekilde davranarak CHP’nin kuyruğuna takılıp vaad siyaseti yapmaya başladı. Sonuçlarını da şimdi hep beraber ödüyoruz.
Geçen yıl ülkenin yarısını yerle bir eden depreme rağmen EYT’yi seçim kazanamama kaygısı uğruna çıkarttı. Ülke emekli cenneti haline geldi. 42 yaşında insanlar emekli oldu. Deprem ve EYT üst üste gelince Hazine bütçesi tarihi açıklar vermeye başladı. Memurlara seyyanen zam vaadi verildi. Düşük faiz konusunda ısrar edilince de piyasada değersiz dolaşan TL’den herkes kurtulmak istedi ve yüksek enflasyon dönemine girildi.
Enflasyon demek ahlaksızlık demektir. Tabi bu süreçte Milletçe ahlaksızlığın kitabını yazdık. Stokçular, üç harfli marketler, 1,5 ₺ ye çiftçiden ürün alıp 20₺ ye vatandaşa satan aracılar vs vs
Ahlaksızlıklar saymakla bitmez. Bu ahlaksızlıkların altında gariban halk ezildi. Peki hükümet ne yaptı? Kocaman bir hiç! Ekrana çıkıp hesap soracağız dediler sormadılar, hal yasası çıkaracağız dediler çıkartmadılar. Evet kocaman bir HİÇ!
Dahası ekonomik zorluklarla boğuşan halkın mutfak yangını varken AK Partili kadın vekiller köpeklerin haklarını korumaya kalktılar. Sokaktaki vahşi hayvanlara çocuklarımızı yem ettiler. Yetmedi! Başörtülerinden utanmadan toplanıp muhafazakarlara feminizm dersi vermeye kalktılar! Hatta 9 ay önceki seçimde Erdoğan’ın büyük İstanbul mitinginde kürsüye çıkan Özlem Zengin’i alanda seçmen, taban yuhaladı ona rağmen, millete rağmen grup başkan vekili yaptılar.
Vatandaş bunları yuttu üstüne su içti. Teşkilatına döndü, kızının oğlunun bir işi var diye AK Partili Başkanların vekillerin yanına gitmek istedi ulaşamadı. Gücü elinde tutan vekiller ve başkanlar milletten aldığı yönetim gücünü kendi birinci derece yakınları dışında kimseyle paylaşmadı, paylaştı ise de para ile sattı.
Kamu kurumlarında AK Parti’ye oy verip iktidara getiren bir avuç memurun başına seküler tipler getirip zülmettiler!
Erdoğan’a küfür seansları düzenlenen kamu kurumlarında yöneticiler bunları izleyip dinleyip bıyık altından gülüp benden sizdenim mesajı verdi. Ordan çıkıp vekillere başkanlara yalakalık yapıp onların referansıyla koltuklarını muhafaza etti, bir çoğu da terfi ettirildi.
İşte saydığım tüm bu ve benzeri sebeplerle AK Parti kaybetti…
Milletimiz öyle ferasetli bir millet ki kızdığı halde yine gidip CHP e oy vermedi. Sorunlarının sandıkta çözülmediğini, kendi elleriyle verdiği iktidar gücünün kendi aleyhine kullanıldığını, haksız zenginleşmelere sebep olduğunu görüp sandığa gitmekten vazgeçti ya da diğer muhafazakar parti Yeniden Refah’a yöneldi.
Değişen dünya düzeni, Türkiye Yüzyılı kavramlarının içinin bomboş olduğu, AK Parti ’nin halktan koptuğu gerçeği ile yüzleşmek zorundasınız. Millet açken uzaya gönderdiğiniz astronot ile ilgilenmiyor!
Öyle ki geçmişte Ankara’da karşılığı olanın vekil başkan olduğu düzen bitti. Artık Halkta karşılığı olmayanın Ankara’da karşılığı olamaz! Vatandaş bu yetkiyi vermez! AK Partide siyaset yapmak isteyenlerin artık buna göre kariyer planı yapması gerekiyor.
Karşı tarafta iki güçlü figür oluşmuşken AK Parti kendi güçlü figürlerini kızağa çekti. Artık hem Türk hem Kürt milliyetçi söylemlerin siyasi karşılığı olmadığı anlaşıldı. Vatandaş değişti AK Parti değişmedi ve kaybetti..
Peki ne yapmalı?
Açıkçası seçim gecesi Erdoğan’ın etrafında ne kadar adam varsa istifasını isteyeceği umudu içindeydim. Pür dikkat gece boyu haber kanallarını izledim. Belki bunu yapsa tabanda belki de yenilenme heyecanı oluşurdu ama Erdoğan bunu yapmadı. İstifalar gecikti. Kırgınlık hat safhaya ulaştı.
Aslında Seçim sonuçları yalnızca emeklilere bağlanmamalı. İstanbul da AK parti tarihi hezimet yaşarken Güngören’de halkın adamı Bünyamin Demir %50 oy aldı. Güngören’de emekli yok muydu? Kısacası AK Parti bu ekonomik zorlukta da olsa doğru adamı bulmak zorunda!
Eskişehir’e gelince…
Türkiye’nin genelinde yanlış işler yapılsa da Eskişehir de bence doğru adayla seçime gidildi. Ama geçmiş yanlışların kopardığı seçmen kitlesi yeniden ikna edilemedi.
Eskişehir’de Eskişehirspor, Eskişehir’liler’in hep gündeminde… Aldığı üst üste mağlubiyetler sokakta moralleri bozdu. Bir de herzaman söylüyorum Eskişehir’de MHP ortaklığı ters tepiyor. MHP’liler AK Parti adaylarına oy vermiyor. AK Parti’lilerde MHP adaylarına oy vermiyor. Oysaki MHP ayrı bir aday çıkarsa karşı tarafa gidecek oyu engelleyecek! Karşının oyunu bölecek! Bunu görmek gerçekten bu kadar zor mu?
Sahi Merkez ilçelere, iki başarılı Belediye Başkanını aday göstermek kimin aklına geldi? Bu adayların adaylık süreçleri ile ilgili dedikodular doğru mu bilemeyiz. Kötü kokular burnumuza gelse de mübarek gün zanna girmemek adına bu konuya girmiyorum ama bir gerçek var ki Hatipoğlu’na gerçekten yazık oldu..