Deniz Kaplan

Canan Demir, Yılmaz Büyükerşen’in hem özel kalemi hem de sırdaşıydı… Üniversiteden başlayan bu süreç, genel sekreterlik makamından emekli olmasıyla sona ermişti.

Onu büyükşehir belediyesi genel sekreterliğine getiren güç Büyükerşen’den başkası olamazdı. Ama Büyükerşen’le bağını hiçbir zaman koparmadı. Deneyimlerini sürekli aktardı. Büyükerşen’in kara kutusu gibiydi.
Sonraları, genç ve dinamik olan Deniz Kaplan bu görevi üstlendi.
Uzun bir dönem Yılmaz hocanın sağ kolu gibi çalıştı.
İlacından tutun da randevularına kadar gece gündüz demeden hep yanındaydı.
Medya iletişim mezunu.
Hocanın, sosyal medya hesaplarını yönetti.

Deniz Kaplan…
Zaman zaman belediye bürokrasi içinde denge unsuruydu.
Yılmaz Hoca’ya “Aman hocam, bunu yapmayın!”eleştirilerinde de bulundu. Geriye çektirildiği zamanlarda oldu.
Herkesin söylediği gibi sağduyulu bir insan…
İşi hiç de kolay değildi.
Ama politik yansımalar onu “hedef tahtası” haline getirdi.
Hedef tahtasına getirmeye çalışanlar belli… Basındaki bazı kalemler onu itibarsızlaşma kampanyasına dâhil ettiler.
Suçu, günahı neydi?
Somut hiçbir şey yok.
Kayırma mı yapmış?
Hayır.
İltimas mı geçmiş?
Hayır.
Zaten sürekli mülkiye müfettişlerinin denetiminde.
Ama olsun.
Hedef belli: İtibarsızlaştırma.
Ne yapmış.
Gayri ahlâkî iş mi yapmış?
Hayır.
Onca araştırmalardan sonra çıkan sonuç.
Elde somut hiçbir şey yok.
Olsun.
Trollerin işi ne.
Saldır!
Kulaktan duyma, aslı olsun veya olmasın…
Hesap belli.
Kamuoyunda algı oluşturarak itibarsızlaştırmak.
Yılmaz Hoca’nın elini, kolunu bağlamak…
Ama bu işler böyle atıp tutmakla olmuyor… Bunların altında maalesef, CHP’nin kadrolu montaj–trolleri var.
Sözde, bazı bilgileri el altından AK Parti’nin trollerine veriyorlar.
Onlarda hak-bayram zannederek bunları sosyal medyadan sallıyorlar.
Adam ne yapmış.
Keskin’den arazi almış!..
Eeee ne var bunda, diyebilirsiniz…
Evet, öyle…
O bölgelerden arazi alan o kadar çok AK Partili var ki!
Eee ne var bunda, diyebilirsiniz.
Adam, bahçe yapmak istemiş.
Kanun belli…
İlgili tarım il müdürlüklerinden,bakanlığa uzanan bürokratik tüm mevzuatı yerine getirmiş.

Yani kanunlara uymuş..

Eee ne var bunda diyebilirsiniz.

Fitne odakları durur mu?

Durmaz.

Neymiş efendim, arazi üzerinde meyve ağaçları dikmiş..Eeee ne dikecekti. Kestane ağacı yetişmeyince, toprağa uygun meyve fidanları dikmiş.

Dikili bir ağacımız olsun, faydamız olur diye..

Bunun neresi yasa dışı?

Neresi gayri ahlaki?

Planları, projeleri çizilmiş, yasal kuruluşlardan izinleri alınmış ruhsatlı bir ev..

İnşaatı için hafriyat yapmış.

İnşaat yapılırken hafriyat yapılmadan nasıl olacak? Belediyeninkamyonu–greyderiçalışmış.

Vay! Demek belediyenin imkanlarını kullanmış..

Olurmu öyle şey. olmaz..

İşte! Yakaladın ucundan..

Malı bulmuşlar gibi.

İşin aslı da öyle değil.

Belediyenin gelirler bölümünde iş makinalarını kiralamaları ile ilgili fasıl var.

Orada,kiralama bedelleri,vazifelendirilmiştir.

Tıpkı otopark ücretleri gibi.

Her vatandaş, araçlar müsaitse belediyeden bu araçları ücret karşılığında kiralayabilir.

Yani hepsi yasal.

Deniz Kaplan Belediyenin kasasına para girsin diye bunu yapmış.

Hatası burada.

Kardeşim dışarıda birçok hafriyatçı var.

Niyazi’ye söyleyecektin işin olurdu.

Ah! Deniz ah!

Denizler nedense hep böyle!