Eskişehir’in Abisi Yok!
Şimdiye kadar yapılan milletvekilliği genel seçimlerinde genel merkez ne gönderdiyse teşkilatlar aynen kabul etmiştir.
En çok ‘demokrasi’ diyenler, kendi partilerinde bunu içselleştirmemişlerdir.
Bütün partiler, milletvekilleri adaylarını ne yazık ki, “temayül” veya “ön seçim” belirleyemiyor.
Uyduruk yapılan anketler de “koz” olarak kullanılıyor.
Eskişehir’in kaderi midir, nedir?
AK Parti’de böyle de CHP’de farklı mı?
Hayır!
Diğerlerinden bahsetmiyorum bile..
Yok aslında birbirimizden farkımız, biz aynıyız.
CHP’liler “ön seçim” olmalı diye yırtınırlar ama, bir türlü bu demokratik talepleri genel merkezde karşılık bulmaz.
CHP’de temayülden 2014 belediye başkanlık seçimlerinde Erman Gölet çıkmıştır ama Kazım Kurt aday gösterilivermiştir.
Demokrasinin fıtratında var anlaşılan. Politika dediğiniz şey çok yüzlü değil mi?
ESKİŞEHİR’in ABİSİ YOK…
Kimin sıralamalarda yer alacağını, politik güç sahipleri belirler.
Onun için her zaman deriz ki: “Eskişehir’in bir abisi” yok…
Ankara’da lobisi yok…
Lobiciliğin olmazsa, genel merkez istediğini koyar ‘gık’ınız bile çıkmaz!
Bir zamanlar TBMM başkanı Hüsamettin Cindoruk vardı.
Mustafa Balcılar vardı.
Aydın Arat vardı.
Dedelek vardı.
Şimdi ara ki bulasın…
‘Neden bir arpa boyu yol gidemiyoruz’ diye soranlara, merak edenlere duyurulur.
Eskişehir’e neden transit çevre yollarının yapılmadığını, Gemlik tren yolunun neden bağlanmadığını, Alpu ovasına neden göz dikildiğini, Kızılinler termal kent kompleksinin neden yapılmadığını her halde anlamışsınızdır…
Bundan böyle de lobimiz hiç olmayacak.
Nedeni de belli…
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bunlar olmayacak!..
İsterseniz aya 2023’de gidin…
Bütün Türkiye insanı inansa, ben inanmam… Nedeni de apaçık belli…
Kandırıldım dememek için…
Çünkü kandırılanların aklından şüphe ederim, kandırılmaya hiç tahammülüm yok…
Nedeni de enflasyonu indiremeyen, tarım politikalarını mahveden bir siyasal zihniyet yer çekimi olmayan aya gidebilir mi?
Şu yerli ve milli denilen otomobilimizi bir yapalım. Kişi başına 15 bin dolar gelirimizi gerçekleştirelim, sonra savaş uçağımızı yapalım, uçak gemimizi yapalım da sıra “aya gitmeye” gelsin.
Biz ancak “yaya” gideriz.
O da en çok Ankara’dan İstanbul’a…
Nasıl olsa “şeyh uçmaz müritleri uçurur”
İş, astronot ismine kalsın. Buluruz… Ne şehittir ne gazi, astronot oldu Niyazi deriz.