Teknoloji Merkezi Türkiye’ye Doğru
21. Yüzyılda ülkeler iki temel sınıflandırmaya tabi tutulacaklardır: “ Bilgi toplumu olabilen ülkeler “ veya “ Bilgi toplumu olamayan ülkeler “. Ülkelerin uygarlık düzeyleri de kişi başına “ Kullandığı bilgi miktarıyla “ ölçülecektir. Bu anlamda bilginin iletimi, kullanımı, güvenirliği büyük önem taşımaktadır.
Bilginin ve bilgi toplumunun itici gücünü ise bilişim teknolojilerinde, iletişim teknolojilerinde, özellikle 1980’li yıllara gelindiğinde ortaya çıkan, olağanüstü gelişmeler oluşturmuştur. İletişim teknolojilerinde meydana gelen hızlı değişimler, bu teknolojileri kullananlar açısından ciddi zorluklar ve kaynak kayıplarına sebep olmaktadır. İletişim teknolojilerinin altyapısının oluşturulmasında, evrensel standartlar ve ortak global teknoloji gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Türkiye iletişim teknoloji alt yapılarını oluştururken bu gelişimden kopmadan, kaynak kayıplarını minimum kılan bir “ İletişim Teknolojileri Politikası “ oluşturulmuştur.
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye açısından son yıllarda daha çok zenginlik yaratan üretim alanlarına destek sağlayan “ İletişim Teknolojisi “ en önemli faaliyet alanı olarak belirlenmiş, planlamalar bu alanda yapılmıştır.
Görünen odur ki, geleceğin haberleşme sistemleri; kısıtlamalar, yasaklamalar ve oldubittiler ile sınırlamamın mümkün olmadığı teknolojiler çağı olacaktır.
21. yüzyıl bilgi teknolojisi ve bu teknolojinin getirdiği yeniliklerin kullanımı günlük hayatımızda daha fazla yer alacaktır. Mobil akıllı telefonlar, Makineler Arası İletişim (Machine to Machine Communication, M2M / D2D) cihazları, nesnelerin İnterneti (IoT-Internet of Things), IHA cihazlar, giyilebilir cihazlar ve yapay zeka ürünü cihazlar yaşamın vazgeçilemez bir parçası olacaktır.
2025 yılına kadar dünyanın üretim üssünden inovasyon ve yüksek teknoloji üssüne dönüşmeyi hedeflemeyen Çin; mobilite, sağlık, uzay, robotik, yapay zekâ ve yarı iletken teknolojilerine odaklanmaktadır.
Bu anlamda Mobil akıllı telefon üretiminde Çin ve Kore merkezli üreticilerinin Türkiye’ye gelme, burada üretim yapma konusuna konusundaki adımları dikkatle takip edilmelidir. Samsung, OPPO, Vivo, Xiaomi, TLC, Tecno ve Huawei başta olmak üzere sektörün devleri, ülkemizde önce yarı demonte haldeki(SKD-semi-knocked-down) aksam ve parçalar ile üretime başlayacak daha sonra CKD (Complete knock down)’ üretim denilen cep telefonunun ana kartının bileşenlerinin de burada montajlanması şeklindeki reel üretime başlayacaklardır. Bu aşamada mevcut yerli üreticiler Vestel, Casper ve General Mobile da üretimlerine devam edeceklerdir. Bu hafta başlarında Samsung firması yetkililerinden aldığım bilgilere göre firma iki ayrı modelinde SKD olarak üretime başlamış olup yıllık hedeflerinin 4.5 milyon üretim olduğunu ifade etmişlerdir.
2010 yılları başında teknolojiyi ülkesine getirmeyi başaran Çin 10 yıl içerisinde akıllı telefon başta olmak üzere diğer teknolojilerde de merkez olmayı kısıtlama ve yasakları kaldırarak o zamanki dünya teknoloji devlerini ülkesine getirerek başarmıştır. Bu anlamda artık bir dünya markası olan Çin ve Kore menşeili akıllı telefon üreticilerinin ülkemizde üretim yapması ülkemiz adına sevindiricidir. Ülkemizin teknoloji merkezi olma yolunda bu adımı atan başta Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere, Bilim ve Sanayi Bakanımız Sn. Mustafa Varank, Ticaret Bakanımız Sn. Ruhsar Pekcan, Ulaştırma Bakanımız Sn. Adil Karaismailoğlu ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunmak boynumuzun borcu olacaktır.
Veli Can TEFON