DEVA’nın Siyasetteki Navigasyon Konumlanması
Ali Babacan…
Muhafazakâr kesimden gelme. AK Parti’nin Türk siyasetine kattığı isimlerden biri.
İyi eğitim almış, varlıklı bir ailenin çocuğu. ODTÜ’ye girebilmek ve bitirmek çok da kolay değil.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan onu, başbakan yardımcısı, Avrupa Bakanı, ekonomiden sorumlu bakanlık yaptı…
Diğer bakanların performansı ile birlikte değerlendirildiğinde başarısız olduğu söylenemez. Başarı notu en azından ortalamanın hemen üstünde…
Neo liberal politikaları sonuna kadar uyguladı. Erdoğan ile anlaşmazlığa düştü ve AK Parti ile yolarını ayırdı.
Daha doğrusu ayrılmak zorunda bırakılmıştı. Erdoğan’ın huzuruna çıktı; ben parti kuracağım dedi ve ayrıldı. Sayın Erdoğan da kendisine “hayırlı olsun” dedi.
Bu kesimin en entelektüel insanlardan biriydi. Yakın çevresine yeni bir parti kurulması gerektiğinin sinyallerini veriyordu. Herkes şunu merak ediyordu?
Arkasında kimler var?
Teorisyen fikir babası olarak da Abdullah Gül ismi kulislerde konuşuluyordu.
Kuruluşla ilgili birçok erteleme yapıldı. Bundan dolayı kamuoyunda adı “Erteleme Partisi’ne çıkmıştı. Neticede 10 Mart 2020’de partinin kuruluşu için İçişleri Bakanlığına bildirim yapıldı. Bildirimle birlikte parti resmi olarak kurulmuş oldu. Partinin ismioldukça iddialı: “Demokrasive Atılım Partisi”
Kısa adı DEVA…
Demokrasiye deva
Enflasyona deva
Dövize deva
İhracata deva
Covid 19’a deva.
Her derde DEVA…
Savulun! BABACAN geliyor!
*****
Kamuoyu meraklıydı. En çok merak edilenler acaba kurucular arasında kimler vardı?
Kuruluşla birlikte, kimlerin parti kurucusu oldukları açıklanmış oldu. Partinin kuruluşunun resmileşmesiyle birlikte, kurucularının nitelikleri, beklenilen kişiler olup-olmadıkları üzerinde tartışmalar başlamıştı.
Ali Babacan’ın; kolektif bir yönetimin, katılımcı, çoğulcu bir demokrasinin geçerli olduğu, statükocu olmayan, liberal demokrat ilkeleri benimseyen, mevcut siyasi parti liderliği dışında bir liderlik ve başkanlık kurgulayan bir partileşmeyi savunduğuyla ilgili kamuoyunda bir kanaat vardı.
Kamuoyu, “sosyal liberal demokrat özgürlükçü” bir partinin kuruluşu beklentisine girmişti.
Ben de öyle…
Hani Turgut Özal’ın dört eğilimi gibi… Sağdan, soldan, ortadan politikaya bulaşmamışlardan… Hepsi bir arada…
İsmail Küçükkaya ‘Çalar Saat’ TV programına Ali Babacan’ı sık, sık konuk etmeye başlamıştı.
Bir taraftan Babacan gündeme çıkartılarken, diğer yeni kurulan bir parti daha vardı: Gelecek Partisi. Gelecek Partisi genel başkanı biraz daha geriden geliyordu.
AK Parti’den ayrılan iki önemli isim sözde iki yeni parti kurmuştu.
Birisi başbakan yardımcılığı yapmış, diğeri hem genel başkan hem de başbakanlık yapmış bir isim. Gerçekten kurulan bu partiler yeni miydi? İddiası neydi?
Aradan bir yıl geçti.
1- Ali Babacan politikaya tepeden gelen bir isim
2- Ahmet Davutoğlu tepeden gelen bir isim…
3- Ne demek bu?
4 – Üye, teşkilat, kademe çalışmasına katılmadan, tepeden makamlara getirilen isimlerdir.
5- Partililer bunların yüzlerini ya kongrede konuşurlarken veya karşılama törenlerinde görebiliyorlardı.
AK Parti’de, bunlardan yüzlercesi vardır. Şunu diyebilirler:
Biz AK Parti’nin kurucular kurulundaydık…
Hiçbir anlam ifade etmez.
Partinin patronajı Tayyip Erdoğan muhafazakâr-mutaassıp kesimde çekirdekten yetişen önemli bir isim. AK Parti’de hiç kimse Erdoğan’ın yanında esamesi bile okunmaz.
Tayyip Erdoğan, Refah Partisi’nin en önemli isimlerden biri değil miydi?
27 Mart belediye seçimlerinde kapı kapı dolaşarak, seçimi almasını bilmişti. Bülent Arınç, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Cemil Çiçek… Politbüronunas elemanlarıydılar.
FARKLI BİR ÖRNEK OSMAN CAN
Osman Can, DEVA Parti çalışmalarına büyük umutlarla katılmış, AK Parti’nin önemli isimlerden biriydi. Yaptığı açıklamalar partinin geleceğine ışık tutar nitelikteydi.
12 Eylül anayasasına da muhalif olan bir isimdir. AK Parti’nin söz verdiği reformları yapmadığı için ayrılmıştır. Ayrılış gerekçesi gazete arşivlerinde vardır.
AK Parti siyasal olarak, kuruluş felsefesinden ve temel ilkelerinden DEMOKRATİK – EKSENDEN 5 yıldan beri kaymıştır.
Kendisini “sosyal liberal demokrat” özgürlükçü olarak tanımlamaktadır.
Osman Can, Ali Babacan ve arkadaşlarının sosyal liberal demokrat bir parti kuracakları kendisinin de bu düşüncelere katkı vermesi için davet edilince, Türkiye’nin böyle bir partiye ihtiyacı olduğunu düşünerek büyük bir umutla çalışmalara katılıyor. Parti ile ilgili çalışmaları pratiğinde bazı gerçeklerle karşılaşıyor.
İşin teorisi başka, pratiği başla.
Yani, daha başlarken ikircikli durumlarla karşılaşıyor. Umut ettiğini bulamıyor.Onun için,parti kurucular kurulunda ve çalışmalarda yer almıyor.
Osman Can partide yer almayışını: “Bugün gelinen noktada, yeni siyasi partinin kuruluş aşamasında ortaya çıkan farklı parametreler nedeniyle yer alamayacağım anlaşıldı” diyor.
AK Parti karşıtlığı ile değil, kendi ilke ve programımızla yani, katılımcılık, çoğulculuk, demokrasi, yetki dağılımı, etik, insan hakları, özgürlükçülük.
Demek istiyor ki bunlar olmayınca bir anlamı olmaz. Partiler lider partisi değil rtak akıl çerçevesinde parti olmalı.
Osman Can’ın açıklaması çok ilginç. Diyor ki: “DEVA Partisinde bu ilkelerin “istenilen ölçüde” hayata geçmediğini, benimsenmediğini, geçmeyeceğini; Türkiye’deki siyasi parti, lider anlayışının benimsenmiş olduğunu, liberal demokrat ilkeler konusunda daha başından sorunlu bir parti olduğunu ortaya koyuyor.
Yani mealen demek istiyor ki daha başlarken önemli sapmalar var.
Bu açıklama DEVA Partisi açısından iyi olmayan bir performans oldu.
Aradan neredeyse bir yıla yakın zaman geçti. Birçok illerde sözde hızlandırılmış kongreler yapıldı.
Doğu ve güneydoğu illerinde yapılan kongreler canlı. Deva stratejik olarak, AK Partiye oy veren seçmenlerin AK Partiden kaçan oyları toparlayacak. Ali Babacan, yaptığı konuşmada hükümete seslenerek: “Kürt gençleri resmi kurumlarda çalışamıyor” diyor. Bu çok tehlikeli bir cümle… Bu cümleyi kurmak çok yanlış. Bu dil kışkırtıcı bir dil…
Yüzlerce değil on binlerce Kürt genci resmi kurumlarda çalışıyor. Resmi arşivlere bir baksın.. Şimdilik bu kadarını söyleyeyim…
Babacan iyi bir sosyal bilimci veya siyasetbilimci danışman bulsun.
Gerçi Babacan bunları hiç sevmez… Sever gibi gözükür.
Bakalım zamanla göreceğiz.
Öyle ekran kahramanlığı yapıp parmak şaklatmakla bu işler olmuyor Belli ki rotasında doğu ve güneydoğu seçmeninden oy almak var. Kürt kartına oynuyor... Kürt muhafazakâr kesimlerinin ne kadarı DEVA’ ya kayar? Şunu da belirtmeden geçmeyeceğim… Özellikle güney doğu ve doğu vilayetlerinin sanayi ve ticaret odası başkanları Babacan’ı ı umut olarak görüyorlar. Bu bölgelerden oldukça büyük bir ilgi var.
Batıda ise hiç ilgi yok…
Merak edilen DEVA hangi blokta yer alacak? Öyle ya artık % 1 lerin bile çok önemli olduğu bu sistemde pazarlıklar dönemi başlayacak…
Eskiden seçimlerden sonra pazarlıklar olurdu, şimdi seçimler öncesi başlayacak.
Ver oyumu, al oyumu.
İş düşeşe kaldı?
Sandıktan kim çıkacak?
Politikadan sorumlu medyumlar iyi para kazanacak?
Soylu’nun basın yansıyan “15 Temmuz’u FETÖ yapmadı” sözleri vardı… Daha öncede FETÖ için söyledikleri vardı…
Sonra bu sözlerine açıklık getirmiş.
Bizi aldattılar demiş.
Müjde… Şimdilerde yeni bir anayasa söylemi gündemde…
Vah! Zavallı seçmenim vah!