YEREL SİYASETİN SIKIŞMIŞLIĞI…
Siyaset bürokrasisi…
Ya da siyaset elitokrasisi…
Zayıf karakterlerin, liderlik nosyonu olmayan insanların tercihi kendi çevresinde kendisinden de zayıf, kendi yerine rakip olmaya çapı yetmeyenlerden bir ekip oluşturmasıdır…
Liderlik nosyonunu bir tanımlayayım ve devam edeyim…
Nosyon kelimesiyle eş ve yakın anlamlı olan sözcükler şu şekilde sıralanabilir.
1- Tasarı 2- İddia 3- Mefhum 4- Unsur 5- İlke 6- Kavram 7- Mana 8- Muhteva
Bunlara sahip olamayan insan önce özgüven sahibi olamaz…
Sürekli endişe , korku ve kaygı içindedir…
Konumunu ve gücünü kaybetmek paranoya haline dönüşür zamanla…
Bu da bir kısır döngüye sebep olur ki etrafındaki halkayı daha da vasıfsız, liyakatsiz ama kendisine sadık bir hale dönüştürmeyi tek çıkış olarak görür…
Ama gerçek liderler iyi bir ekip kurup özellikle başarıyı paylaşmayı tercih ederler…
Ekibindekilerin çalışkanlığı, vizyonu lideri memnun ve motive eder…
Liderin özellikle başarıyı paylaşmasındaki cömertliği de ekibini mutlu ve motive eder…
Liderlik nosyonu tanımlamalarım arasında liderin dahi olması gibi bir gereklilik yoktur…
Kullanmasını bildiği ortalama bir akıl fazlasıyla yeterlidir…
Yerel siyasetin en büyük sıkıntısı da budur…
Özellikle Eskişehir ‘de…
Kısmen de olsa kendine bir köşe tutan her siyasetçi kaptırmamak adına kendi çelik liyakat(!) halkasını oluşturur ve o köşeye taş olmaya odaklanır…
CHP…
25 yıldır aynı isimlerin etrafında döner durur…
Büyükerşen, Kurt, Ataç…
Özkar kendisine bir alan açmaya çalıştı…
Yediler…
Çokça nitelikli isim var aslında…
Ama…
Köşetaşları kimseye yol vermek istemez…
Yücel Yenilmez, Yüksel Akpınar, Serhan Taşdemir…
Daha pek çok isim…
Hatta Ayşe Ünlüce…
Dört ay oldu…
Hala yolu yok, vizyonu yok, ekibi yok…
Ona yol veren yok ki, o kime yol verebilsin…
Büyükerşen gölgesinin altından çıkabilmiş değil…
Kabul, hoca güçlü ve etkili bir isimdi…
Sizi buraya getirip koltuğa oturtan kişi idi…
Ama Ayşe Ünlüce diye birisi gerçekten varsa artık bir elini kaldırıp sallaması elzemdir..
Doğrudur, gölgeden çıkıp güneş altında kalmak zor ve meşakkatlidir ama gölgede de ancak elin getirip verdiği ekmeğe muhtaç kalınır…
Ak Parti farklı mı?…
Genel Merkez ‘den ata vekilleri…
Nasıl olsa kredimiz var, halk seçiyor diye…
Kalırsın işte böyle iki kontenjana…
Aynı kafa devam ederse biri bile bulamazsın…
Çünkü milletin iradesi babanın dükkanı değil ki istediğin gibi koşturasın , içinden geçesin…
Eskişehir ‘i bilmeyen…
Tabanı tanımayan…
Gönül köprüleri kuramayan…
Liyakatli, çalışkan,tevazu sahibi olan bir ekip oluşturamayan…
Ekibini motive edip çalıştıramayan…
Kalbi cüzdanı ve koltuğu için değil; şehri , ülkesi ve milleti için atmayan figürler ile ancak kendinizi çöpe attırırsınız…
Milleti fevkaladenin de fevkinde insanlar yerine ehveni şere mahkum etmeye çalışırsanız ancak kendinizi kandırırsınız…
Siyaset bir arenadır…
Yarışma alanı…
Millete hizmet adına yarışmaya gönüllü olanların salınacağı bir arena…
Bırakın yarışsınlar…
Millet iyilerin arasından en iyileri nasıl seçerim diye kaygılansın…
Yerel siyaset bu da…
Ulusal farklı mı?…
Al birini vur ötekine…
Ama, yerel siyaset güçlenir ve kaliteli hale gelirde ulusal zorunlu ve otomatik olarak düzelir…
Düzelme yerelden başlar…