Tüm insanların okuma yazma hakkından yararlanabilmesi ve cehaletin ortadan kaldırılması için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) 17 Kasım 1965 tarihinde 8 Eylül gününü “Dünya Okuma Yazma Günü” olarak ilan etmiş.
UNESCO teşkilatı dünyadaki bütün ülkelerin örgün ve yaygın eğitim organizasyonlarıyla birlikte hareket ederek 59 yıldır okuma yazma konusuyla ilgili mücadele vermekte.
UNESCO her yıl dünyada yetişkinlere yönelik okuryazarlık alanında yapılan çalışmalara destek vermekte ve son yıllarda daha çok genel gruplara yönelik yapılan okuma yazma eğitimi çalışmalarından çok dezavantajlı ve savunmasız toplum kesimlerin eğitimlerine yönelik gerçekleştirilen çalışmaları ödüllendirmekte.
Birleşmiş Milletler (BM) verileri, dünya genelinde üçte ikisini kadınların oluşturduğu yaklaşık 750-800 milyon kişinin okuma yazma bilmediğini ortaya koymuştur.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) verilerine göre son 50 yılda dünya genelinde özellikle genç nüfusta okuryazarlık oranı kayda değer ölçüde artış göstermiştir. Bu veriler de sevindiricidir.
Veriler, dünya genelindeki savaşların öğrencilerin okula gitme oranlarını olumsuz etkilediğini göstermektedir. Bu şartlara göre Afganistan, Yemen ve Ukrayna’da yaşanan savaşlar nedeniyle milyonlarca insan, yurdunu terk etmek zorunda kaldığından çocuklar da eğitim hakkından yoksun kalmaktadır.
Okuma, yazma kelimelerini doğru anlamlandırmak gerekir, sistem Oku-ma, yaz-ma üzerine kurulursa, genç nüfus okumaz, yazamaz bir hale gelir. Okuduğunu anlayamaz, düşünemez, araştıramaz, sorgulayamaz.
Bütün bunların dışında ilgi alanımız olan özel eğitimde ise durum biraz daha farklıdır, okuma yazma öğretimine destek hizmeti vermekte olan özel eğitim rehabilitasyon merkezlerindeki öğrencilerimizin eğitim hizmetleri daha meşakkatli ve akranlarına göre daha uzun süreçli olmaktadır.
Her bir öğrencinin özel durumuna göre, bir program düzenlenir ve hedefe ağır ağır ve yavaş adımlarla ilerlenir, zorlarsanız kırarsınız, boş bırakırsanız öğretemezsiniz.
Her şeyden önce işinizi sevmeniz gerekir, sabır gerekir. Her bir olumlu gelişmenin de mutlu etmesi gerekir.
Sevgi temelli olan bu eğitim sisteminde hece hece ilerlemek gerekir. Selam olsun bu yolda yol yürüyenlere…
Dünya Okuma Yazma Günü
Necmettin Başkut
Tüm insanların okuma yazma hakkından yararlanabilmesi ve cehaletin ortadan kaldırılması için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) 17 Kasım 1965 tarihinde 8 Eylül gününü “Dünya Okuma Yazma Günü” olarak ilan etmiş.
UNESCO teşkilatı dünyadaki bütün ülkelerin örgün ve yaygın eğitim organizasyonlarıyla birlikte hareket ederek 59 yıldır okuma yazma konusuyla ilgili mücadele vermekte.
UNESCO her yıl dünyada yetişkinlere yönelik okuryazarlık alanında yapılan çalışmalara destek vermekte ve son yıllarda daha çok genel gruplara yönelik yapılan okuma yazma eğitimi çalışmalarından çok dezavantajlı ve savunmasız toplum kesimlerin eğitimlerine yönelik gerçekleştirilen çalışmaları ödüllendirmekte.
Birleşmiş Milletler (BM) verileri, dünya genelinde üçte ikisini kadınların oluşturduğu yaklaşık 750-800 milyon kişinin okuma yazma bilmediğini ortaya koymuştur.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) verilerine göre son 50 yılda dünya genelinde özellikle genç nüfusta okuryazarlık oranı kayda değer ölçüde artış göstermiştir. Bu veriler de sevindiricidir.
Veriler, dünya genelindeki savaşların öğrencilerin okula gitme oranlarını olumsuz etkilediğini göstermektedir. Bu şartlara göre Afganistan, Yemen ve Ukrayna’da yaşanan savaşlar nedeniyle milyonlarca insan, yurdunu terk etmek zorunda kaldığından çocuklar da eğitim hakkından yoksun kalmaktadır.
Okuma, yazma kelimelerini doğru anlamlandırmak gerekir, sistem Oku-ma, yaz-ma üzerine kurulursa, genç nüfus okumaz, yazamaz bir hale gelir. Okuduğunu anlayamaz, düşünemez, araştıramaz, sorgulayamaz.
Bütün bunların dışında ilgi alanımız olan özel eğitimde ise durum biraz daha farklıdır, okuma yazma öğretimine destek hizmeti vermekte olan özel eğitim rehabilitasyon merkezlerindeki öğrencilerimizin eğitim hizmetleri daha meşakkatli ve akranlarına göre daha uzun süreçli olmaktadır.
Her bir öğrencinin özel durumuna göre, bir program düzenlenir ve hedefe ağır ağır ve yavaş adımlarla ilerlenir, zorlarsanız kırarsınız, boş bırakırsanız öğretemezsiniz.
Her şeyden önce işinizi sevmeniz gerekir, sabır gerekir. Her bir olumlu gelişmenin de mutlu etmesi gerekir.
Sevgi temelli olan bu eğitim sisteminde hece hece ilerlemek gerekir. Selam olsun bu yolda yol yürüyenlere…
Yorumlar
Trend Haberler
Eskişehirspor ve Karşıyaka karşılaşacak! İşte araç trafiğine kapatılacak sokaklar...
İstanbul'daki Zehir Eskişehir i de vurdu
Kütahya’da feci kaza: Tıra arkadan çarpan otomobildeki 4 kişi hayatını kaybetti
Nebi Hatipoğlu'ndan ES-ES Taraftarına Çağrı
Mahmudiye'nin ilk ari işletmesi sertifikalandırıldı
Genç kadının ölü bulunduğu evde sahte alkol olduğu belirlendi