12-18 Nisan Kalp Sağlığı Haftası
Eskişehir İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge “12-18 Nisan Kalp Sağlığı Haftası” nedeniyle yapmış olduğu açıklamasında haftanın önemine dair bilgiler verdi.
Prof. Dr. Uğur Bilge “Kalp ve damar hastalıkları hakkında bilgi vermek, kalp sağlığı konusunda farkındalık oluşturup toplumu bilinçlendirmek, halka sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırabilmek amacıyla “12-18 Nisan Kalp Sağlığı Haftası” olarak kutlanmaktadır”.
Bilge “Kalp ve damar hastalıkları küresel olarak bir numaralı ölüm sebebidir. Her yıl yaklaşık 18 milyon insan hayatını kaybetmektedir.Günümüzde kalp sağlığının önem ve değerinin daha iyi anlaşılmasına ve teknolojik gelişmeler eşliğinde tanı ve tedavi yöntemlerindeki ilerlemelere rağmenkalp ve damar hastalıkları dünyada en önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir. Kalp ve damar hastalıklarına bağlı kayıplar, tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 30’una karşılık gelmektedir”.
Günümüzde kalp sağlığının daha iyi anlaşılması, tanı yöntemlerindeki gelişmeler ve tedavi edici modellerdeki ilerlemelere rağmen dünyada ve Türkiye’de ölüm nedenlerinin başında hala kalp ve damar hastalıkları geldiğini belirten
Prof. Dr. Uğur Bilge,Hipertansiyon, kolesterol, obezite, şeker hastalığı ve sigara kullanımı kalp sağlığını tehdit eden unsurlar arasında yer aldığını belirti. Sigara kullanımının dakalp hastalıklarına, inmeye (felç), akciğer hastalıklarına ve çeşitli kanserlere neden olmaktadır. Kalp hastalıklarının giderek artış göstermesi ile birlikte koruyucu sağlık önlemlerinin değeri daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır.Akdeniz tipi beslenme tarzı denilen; zeytinyağı, sebze meyve, balık ve kuruyemişten zengin besinlerin kalp sağlığına olumlu etkilerini gösteren birçok bilimsel çalışma vardır. Kırmızı et ve doymuş yağlar azaltılmalı, zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmelidir. Şekerli ve unlu gıdaların beslenmedeki yeri azaltılmalıdır. Sadece yaşam alışkanlıklarımızda yapacağımız küçük değişikliklerle kendimizin ve sevdiklerimizin riskini azaltabiliriz.
Bilge,“Çocuklarımızın şimdiden kalp sağlığı dostu bir yaşam alışkanlığı kazanmalarını ve ömür boyu sürdürmelerini sağlayabilirsek, onları gelecekte karşılaşacakları risklerden koruyabiliriz. Hem çocuklarımızın iyiliği, hem kendimiz ve sevdiklerimizin sağlığı için bir an önce harekete geçmemiz gerekmektedir. Sahip olduğumuz en değerli varlığımız hayatımız ve sağlımız olduğundan, bu farkındalık ile atacağımız her adım kendimiz için yapabileceğimiz en büyük iyiliktir”.
Prof. Dr. Uğur Bilge;Tüm dünyayı kasıp kavuran virüs salgınında yaşamını yitirenlerin çoğunluğunun ileri yaş ve kalp-damar hastalığı, hipertansiyon hastalığı olduğu dikkate alındığında, kalp sağlığına dikkat etmenin ne kadar önemli olduğunu belirti.
Bilge “Göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi semptomları olan hastalar acil servislere başvurmaktan çekinmesin. COVID-19 vakalarının en yüksek olduğu dönemde bile, acil servislerde bu tarz hastalarımıza müdahale edecek olanaklar vardı. Şu anda da var. Kalp hastaları ise mevcut tedavilerine devam etmeli. Hekim tarafından aksi söylenmedikçe, ilaçlarını kesmemeliler.”
Bilge;Her Ramazan’da olduğu gibi bu sene de kalp damar problemleri gibi kronik hastalıkları olanların Ramazan ayını sağlıkla atlatabilmeleri için yapmaları gerekenleri şöyle sıraladı.
“Kalp hastalarının mutlaka hastalıklarının kontrol altında olması gerekir. Bu nedenle oruç tutma kararından önce kendilerini takip eden doktorun görüşünü almalıdırlar. Kalp hastalarının oruç tutarken dikkat etmeleri gereken iki temel konu; Uzun süre susuz kalmak ve iftarda gereğinden fazla yemeği çok hızlı bir şekilde tüketmek kalp sağlığı için risklidir. Her iki olumsuz durum da kalbi gereğinden fazla yorduğu için kalp damar hastalıkları ve kalp krizi riskini artırır. Bu nedenle kalp hastalarının sebze ve salata ağırlıklı beslenmesi, iftarla sahur arasını 3-4 öğüne bölerek yavaş yavaş beslenmesi doğru bir tercih olacaktır. Ancak aşırı halsizlik, baş dönmesi, çarpıntı, tansiyonda dengesizlik, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi bir problem söz konusu olursa, kendi kendine geçer diye düşünmek yanlıştır. Hiç beklemeden hekime başvurulması gerekir.” Dedi