Odunpazarı Belediyesi’nin Kamuoyundan Saklamaya Çalıştığı OTEL Satışı

Odunpazarı Belediyesi; kamuoyuna çok yansımayan, yansımaması için Başkan Kazım Kurt tarafından manipüle edilen,  Belediye’nin  sahibi olduğu bir otelin satışını gerçekleştirdi. Satışı gerçekleşen otel, kentin en değerli lokasyonlarından, ATATÜRK BULVARI üzerindeki PARK DEDEMAN.

Otel, mülkiyeti Odunpazarı Belediyesine ait toplam 2 bin 556 metrekarelik arazi üzerine yap-işlet-devret usulü ile 2010 yılında inşaatı tamamlanan, 7 katlı, 4 yıldız statüsünde ve 238 odaya sahip. Odunpazarı Belediye Meclisi, otelin satılması için Belediye Başkanına yetki verilmesine oy çokluğu ile karar veriyor. Cumhur İttifakı bileşenleri AK Parti ve MHP’li üyeler ret oyu veriyorlar.

Ancak Başkan Kazım Kurt kamuoyuna tüm siyasi partilerin ortak kararı ile “Meclisten oy birliği ile geçtiğini” deklare ediyor. Fakat daha sonra AK Parti ve MHP’li üyelerin ret oyu verdiği ortaya çıkıyor.Kamuoyunu yanlış enforme eden Başkan Kazım Kurt, bu yanlışlığı “dil sürçmesine” bağlıyor.

10 yıldır dil sürçmesi yapmayan Kazım Kurt’un bu olayda dil sürçmesi yapması manidar olarak değerlendiriliyor.

Odunpazarı Belediyesi, 2 bin 556 metrekarelik arazi üzerine kurulu, dört yıldızlı, 238 odaya sahip, 7 katlı oteli toplam 253 milyon 975 bin TL muhammen bedelle satışa çıkarıyor.

Başkan Kurt’un kamuoyuna verdiği çelişkili bilgileri ve 7 katlı 238 odalı otel için belirlenen muhammen bedel üzerine çeşitli iddialar ortaya çıkıyor.

İddia sahipleri, belirlenen 253 milyon 975 bin TL satış bedelinin ekonomik ve piyasa gerçeklerden çok uzak belirlendiğini belirterek; ihalenin muhammen bedelinin hangi kriterlere göre belirlendiğini belgeleyecek değerlendirme raporunun ve dayanaklarının kamuoyuna açıklanmasını talep ediyorlar.

Örneğin REALTY WORLD LIFE GAYRİMENKUL isimli şirket; aynı bölgedeki 4 kata müsaadeli 135 metrekare arsayı 28 bin 516 TL birim fiyatı üzerinden 3 milyon 850 bin TL’ye satışa çıkarıyor.

Güncel piyasa değerine göre otelin bulunduğu arsanın tek başına değerinin en az 72 milyon 888 bin TL olarak kabul ediliyor.

Geriye, 7 katlı 238 odalı otelin bedeli olarak 181 milyon 87 bin lira kalıyor.

Piyasa koşullarını takip edenler, otelin tam karşısında bulunan AYD İnşaat’ın yaptığı 4 katlı binalarda bulunan bir dairenin fiyatının 12 milyon lira olduğunu ifade ediyorlar.

Bu koşullar altında ihaleyi alan mevcut işletmeci, ATATÜRK Bulvarı üzerindeki 12 daire fiyatına 238 odalı otelin sahibi oluyor.

İddia sahipleri; Başkan Kurt’un kamuoyuna karşı alışılagelen “Ben ihale açtım, kim girerse girsin” tavrına karşı, Sayıştay müfettişlerinin hukuksuzluklar ve usulsüzlükler tespit ettiği “Akaryakıt İstasyonu” ihalesini hatırlatıyorlar.

Bu ihalede de ihaleye gireceklerin önüne “1 Mart 2039 yılına kadar 3. şahıs adına üst kullanım hakkı olduğu ve 3. şahsın üst hak sözleşmesinden doğan tüm hak ve yükümlülüklerinin saklıdır” barajı konuluyor.

Uzmanlar, hayatın olağan akışına ve ekonomik realiteye göre hiçbir yatırımcı veya işletmecinin 2039 yılına kadar “üst kullanım hakkı” mevcut işletmecide olan bir otel ihalesine girmeyeceğini söylüyorlar.

Aynı öngörü ve realiteyi Başkan Kurt ve kurmaylarının görmemesi mümkün değilken neden “Otel” satılmak isteniyor?

Odunpazarı yönetimi gerekçe olarak “Belediyenin kamuya olan borçlarını” sunuyor.

Borç, otel mülkünün satışı ile ödenecekse Odunpazarı Belediyesine ait değerli bir otel daha mevcut.

Üstelik kiracı olarak bulunan işletmecinin kira süresi 2039 yılından çok daha önce sona ereceği ifade ediliyor.

İhale 22 Temmuz tarihinde gerçekleştiriliyor. Otelin mevcut işletmecisi, Odunpazarı Belediyesi tarafından belirlenen ihale muhammen bedelinin çok az üstünde bir bedel ile 2 bin 556 metrekarelik arazi üzerine kurulu, 238 odaya sahip, 7 katlı otelin sahibi oluyor.

Görüşlerine başvurduğumuz yatırım, gayrimenkul ve inşaat yapı uzmanları, aynı ölçekteki bir otel binası ve müştemilatın bedelinin 750 milyon ile 850 milyon arasında değişebileceğini ifade ediyorlar.

Odunpazarı Belediyesinin; 1 Mart 2039 yılına kadar üst kullanım hakkının sözleşmelerle bağlı olduğu şirketten başka hiçbir tüzel ve gerçek kişinin satın alamayacağı mülkünü, ihale kanununun rekabet ve şeffaflık ön şartına rağmen satmasını kamuoyuna sunuyoruz.

22 Temmuz’da yapılan ihalede, mevcut işletmeci muhammen bedele çok yakın bir teklifle otelin sahibi oldu. Yani, deyim yerindeyse, otel adeta “bedavaya” gitti. Oysa gayrimenkul uzmanları aynı ölçekte bir otelin değerinin 750 ila 850 milyon lira arasında olduğunu söylüyor. Bir kalemde yüzlerce milyonluk kamu zararından söz ediyoruz.

İşin hukuki boyutu da ayrı bir facia. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, kamu zararını mevzuata aykırı işlemlerle ortaya çıkan kayıp olarak tanımlar. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ise ihalelerde şeffaflık ve rekabeti şart koşar. Peki burada ne oldu? Rekabet ortadan kaldırıldı, değer düşük gösterildi, kamu yanıltıldı.

Şimdi soruyoruz: Savcılar şehrin göbeğinde, Atatürk Bulvarı’ndaki bu otel satışını görmeyecek de neyi görecek? Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyoruz.