Eskişehir Baro Başkanı Adayı Tek Kadın Avukattan Sitemli Konuşma
Eskişehir Barosu Olağan Genel Kurulu'nda tek kadın aday olan Avukat Pınar Turhanoğlu Gücüner adaylık konuşmasında sitemli sözler söyledi.
Gücüyener konuşmasına; "Meslektaşımız Ömer Kavili'nin tutuklanmasından büyük üzüntü duyduk. Belirtmek isterim ki görevini ifa ederken bir avukatın tutuklanması kabul edilebilir bir şey değildir. Tutuklama kararı öncelikle Türk Yargısı adına üzücüdür. Serbest bırakılsa dahi vicdanlarda yara açmış bulunmaktadır. İstanbul Barosu mensubu genç meslektaşımız Gökhan Vural Arı’nın vefatı sebebi ile kendisine rahmet, ailesine ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum" diyerek başladı.
Mesleğin ve baronun güçlü, saygın temeller üzerinde yükselmesi için adalet duygusu içinde, katılımcı, kucaklayıcı, şeffaf, hesap veren bir yönetim anlayışı içinde hareket edeceklerini belirten şöyle devam etti:
"Gençsin yapamazsın, Kadınsın yapamazsın, Sivil Toplum Kuruluşunda ne işin var senin? Çocuğun küçük yapamazsın, Cevval değilsin yapamazsın, Ne haddine yapamazsın, Ne cesaret yapamazsın. Siyaset dedin dik duramazsın, Eski başkan sana el vermedi aday olamazsın, Söylemlerini bir kenara bırakan, ekibime ve bana güvenen, değişimden ve gelişimden yana tüm meslektaşlarımızın görev tevdiinden onur duyacağız" dedi.
Gücüyener konuşmasıını devamımda şunlara değindi:
"Baromuzun 84 yıllık ortak değer ve geleneklerini de yaşatıp, güçlü şekilde geleceğe taşımak, birlik ve dayanışma içerisinde ortak aklı ön planda tutarak her türlü sorunu kararlılıkla çözmek, avukatlık mesleğinin onurunu korumak, itibarını yükseltmek için çalışmak, eski günlerine özlem duyduğumuz baromuza aidiyet duygusunu arttırmak niyet ve amacı ile yaklaşık bir ay önce ekip olarak aday olduk. Avukat baronun gücünü ve etkisini bir güvence olarak hissetmelidir. Meslekte yabancılaşma başta olmak üzere mesleki sorunlarla mücadelede temel güç kaynağımız mesleki dayanışma olacaktır. Adaylık sürecimizde sorunlarımızın çözümü ve mensuplarımızın faydalanması için gerçekleştirmeyi düşündüğümüz projelerimizi birçok mecrada sizlerle paylaştık. Bu çözüm önerilerine geçmeden önce yönetimimiz süresince asıl önceliğimizin avukatların mesleki sorunlarının çözümü noktasında olacağını belirtmek isterim. Bugüne kadar hem baro yönetimlerine hem de Türkiye Barolar Birliği yönetimlerine yapılan eleştirilerin başında, seçim dönemleri dışında, avukatın mesleki sorunlarının çözümleri için yeterli çaba gösterilmemesi gelmektedir. Özellikle son yıllarda aramıza katılan genç meslektaşlarımız da kangren haline gelen mesleki sorunların en yakın şahididirler. Yönetime aday olurken kendimize amaç edindiğimiz aidiyet duygusunun güçlendirilmesinin sağlanması yolunda ilk adımın mesleki sorunların çözümü olduğunu düşünüyoruz. Bir baro mensubunun arkasında ne kadar sağlam bir duruş gösterebiliyorsa mensubunun da barosunu o kadar sahiplenebileceği açıktır.
Ulaşmak istediğimiz aidiyet duygusu güçlü baro için geniş katılımlı ve her düşünceyi kapsayan kurul ve komisyonlarla yolumuza devam edeceğiz. Önerilerimizin tartışılması ve geliştirilmesi bizi her zaman mutlu eder. Avukatlık mesleğine katkı sağlayacak görüş ve önerileri olan hiçbir mensubumuzu çalışmalarımızda uzakta tutmayacağız. Çözümün kavga ve çatışmalarla sağlanamayacağı da aşikardır. Amaç mesleki sorunların çözümü ise mensuplarımızın ortak noktada buluşmalarında hiçbir engel olmadığını düşünüyoruz. Gelişimden, değişimden ve mesleki anlamda kazanımdan yanayız. Meslek alanını geliştirecek önlemler alacağız. Öncelikle çözümlenmesi gerektiğini düşündüğümüz sorun ve çözüm önerilerimize geçersek, Bu kapsamda sorunlarımızı yerelde çözülebilecek sorunlar, barolar birliği nezdinde çözülebilecek sorunlar ve yasal düzenleme gerektiren sorunlar başlıkları altında takip edeceğiz. Sorunlarımızın, çözümlerimizin içeriklerinin, takip makamlarının da farkında olarak ilerliyoruz.
Avukatlık mesleğine girişte sınav getirilmesi, avukatlar için yeşil pasaport düzenlemesi, KDV’nin avukatlar için ilk planda yüzde 8’e indirilmesi, Baro pulu gelirlerinin avukatlara aktarılması, Şu an noterlerin yaptığı başta vekalet düzenlenmesi olmak üzere bir grup işin avukatlar tarafından yapılmasını TBMM nezdinde sivil toplum kuruluşu başkanı olarak da takip etmekte, bu başlıkların yeni dönemde yasalaşmasını beklemekte idim. Avukat ile çalışma zorunluluğunun ticari alanda faaliyet gösteren tüm şirketlerde istisnasız bir şekilde uygulamaya konulması için gereken yasal düzenlemelerin takibi, CMK ve adli yardım ücretlerinin iyileştirilmesi, hazinenin ödediği beraat ücretlerinin zamanında ödenmesi, avukatların kamu kurumları nezdinde bilgi edinme yollarının ve kapasitelerinin arttırılması, taşınmaz sorgularının UYAP üzerinden avukatlara açılması talep ve takip edeceğimiz konulardır. Emekliliğimiz için TBB nezdinde özel önlemler alınmasını talep edeceğiz. Meslek alanımızın giderek daralması en önemli sorunumuz iken, şehrimizde meslek mensuplarımıza karşı hasar danışmanlık, hukuk danışmanlık şirketleri ve arzuhalciler tarafından yapılan haksız rekabet mutlaka önlenecektir. Baromuz tarafından staj kaidesi adı altında ücret kaldırılacak, alınan ücretler iade edilecektir. Görev belgesi online olarak, aidat şartına bağlanmaksızın ve süratli olarak düzenlenecektir. Avukatların kendilerinin ve ailelerinin ihtiyaç duydukları durumlarda kurum ve kuruluşlarla iletişimlerini süratle sağlayacak baro asistan servisi düzenlenecektir. Öncelikle sağlık, eğitim, sigorta ve ulaşım alanlarında Eskişehir Barosu avukatları için en uygun fiyatlı, en kapsamlı ve özellikli hizmetin alınacağı protokoller yapılacak Eskişehir Barosu kartı düzenlenecektir. Avukat ile çalışma zorunluluğu bulunan ticari kuruluşların avukat ile yaptıkları sözleşmeler ve ödemelerini düzenli yapıp yapmadıkları takip edilecektir. Eskişehir Barosu dergisini hak ettiği yerlere getirerek daha geniş kitlere seslenmeyi hedeflemekteyiz. Dönemimizde yargı etiği, mesleki eğitim ve meslek-içi eğitim önceliklerimiz arasında olacaktır. Yurtdışı staj değişimi ve yüksek lisans protokol anlaşmaları yapılacaktır. Üniversiteler ve Adalet Bakanlığı ile olan ilişkilerimizi çok daha iyi seviyelere çıkarmak niyetindeyiz. Baro komisyonlarımızı canlandıracağız. Bununla beraber merkez ve kurullar oluşturacağız. Engelli Hakları Merkezi, Bağlı Çalışan Avukatlar Kurulu, Kamu Kurumları ile iletişim kurulu ve meslek sorunları kurulu önceliklerimiz arasında. Mesleki yardımlaşma sistemi kuracağız. Bu sistemde meslektaşlarımızın şehrimizdeki duruşmaya girme, hacze çıkma, evrak örneği alma ve benzeri işlerinde yardımlaşma sağlanacak. Bu sayede genç meslektaşların CMK benzeri bir sistemle gelir elde etmesi sağlanacaktır. Şeffaf adli yardım sistemi oluşturulacaktır. Baro faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve zenginleştirilmesi için çalışacağız. Genç meslektaşlarımızın mesleğin ilk yıllarında üstat avukatlarla ve akademisyenlerle fikir alışverişinde bulunabilecekleri düzenli danışma toplantıları gerçekleştirilecektir.
Müvekkillerimizin bağlı bulundukları meslek odalarının saha bilgileri ışığında, sorun ortaya çıkmadan müdahil olan avukat kültürünü şehre sunacağız. Önleyici mahiyette danışmanlık hizmeti alınması zorunluluğunu, avukatlık mesleğini hep bir son çare olarak görmeye alışmış müvekkillerimize önleyici avukatlık hizmetlerini baro olarak anlatacağız. Biz baroya aidiyet duygumuzun gitgide kaybolduğu bu ortamda, Eskişehir Barosu Başkanlığına, Eskişehir Barosu Yönetim kuruluna, Disiplin Kuruluna, Denetleme Kuruluna ve TBB Delegeliklerine aday olduk. Katılımcılığı unuttuk. Paylaşmayı unuttuk. Aidiyet duygusunu unuttuk. Ulaşılabilir olmayı unuttuk. Kendimiz ya da ailemiz adına en ufak bir problemimiz olduğunda çekincesiz ulaşabileceğimiz kişi olmalı baro başkanı. Baro başkanımız varken başka hiçbir aracıya ihtiyaç duymamalıyız.
Önceki dönemlerde görev yapmış tüm Eskişehir Barosu Başkanlarımıza teşekkür borçluyuz. Amacımız bayrağı teslim alıp bir adım daha ileriye taşımaktır. Teamüle saygılıyız. Fakat teamül adı altında on yıllık kıdeme sahip Eskişehir Barosu mensuplarının Baro Başkanlığına aday olma hakkı varken kaç dönem sonrası kimin başkan olacağına dair söylentilerin dolaştığı bir ortamda, gelenin kendinden sonra gelecekleri belirlediği bir ortamda katılımcılıktan söz edemeyiz. Avukatın saygınlığı üzerine titrenmesi gereken bir konudur. Hepimizin ortak paydası kavgadan uzak, mesleğimizin gelişimi ve itibarı için çalışmaktır. Mesleki şartların iyileştirilmesi, mesleğin itibarının korunması baroların en önemli önceliği olmalıdır. Kadınlar için pozitif ayrımcılık uygulayan bir baro için adayım. Kadınların söz ve karar organlarında daha fazla yer alması için çalışmalar yapacağız. Adaylık sürecinde belki de diğer adaylara hiç sorulmadığı, söylenmediği şekli ile “cesaretim” ile ilgili hatta medeni cesaret ile ilgili sorular aldım. Kadın aday olmanın ekstra cesaret gerektirdiğini düşünmüyorum."
"On yılı aşkın kıdeme sahip bir meslektaşlara yasamızın da müsaade ettiği şekli ile aday oldum ve görev dönemimde tüm meslektaşlarımın ihtiyaç duydukları durumda ilk ulaşacakları kişi olacağım. Bir konuya daha açıklık getirmek istiyorum. Uzun süre siyasi parti yönetimlerinde yer aldım. Belediye Meclis üyeliği ve komisyon başkanlığı yaptım. Sivil toplum kuruluşlarında başkanlık yaptım. 2004 yılından bu yana Eskişehir Barosu’na bağlı serbest avukat olarak çalışıyorum. Gördüm ki bu durum siyasi katılım ve sivil toplum kuruluşlarında görev almak bir adayımız tarafından eleştiri konusu yapılmakta. Siyasi katılımın topyekün kendisini eleştirmek, hatta sivil toplum kuruluşlarına katılımı eleştirmek, fikirlere önyargılı yaklaşmaktan da tehlikelidir. Siyasal katılımda bireyler yaşadıkları toplumsal sistemde görev alır, seçme ve seçilme haklarını kullanarak katkı sağlarlar. Siyasal katılma, toplum üyelerinin, devlet yönetimini ve alacakları kararları etkilemesidir. Oy vermek de siyasal katılımdır.
Siyasal katılımın olmadığı yerde demokrasiden söz edilemez. Ancak demokratik yönetimlerde kişiler siyasi parti ya da sivil toplum kuruluşlarına katılımda özgürdürler. Ancak demokrasilerde kişilerin siyasi parti ya da sivil toplum kuruluşlarının yönetim kademelerine aday olma hakkı vardır. Yüksek lisansında Anayasa Yargısı çalışmış bir hukukçu olarak demokrasinin en temel unsurlarından katılımın eleştirilmesine karşıyım. Katılımın olmadığı yerde olan monarşidir. Hukukçu da katılım için ehildir. Yaşadığı toplumun önünü açar.
Hukuk eğitimi almış olan katılmayacak da kim katılacak? Katılım göstermemeyi mi övülmeye değer bulacağız. Hangi konuda, hangi anda, hangi makamda, hangi sözün söyleneceğini, söylenenlerin topluma nasıl yansıyacağını bilebilecek tecrübedeyim. Bu nedenle önceliğimiz mesleğin sorunları, yargının sorunları, hukukun sorunları diyorum. Her meslektaşımıza eşit mesafede durabilmek, egosuz yaklaşabilmek siyasi görüş ile değil karakter ile ilgilidir. Dik durabilmek siyasi görüş ile ilgili değil karakter ile ilgilidir. Baro başkanlığı makamı amacı salt bir grubu övme ya da yerme yeri değildir. Ancak bağımsız ve tarafsız yargının, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün korunması ve savunulması amacı ile söz söyleme yeridir. Hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının korunup ülkemizin güçlü bir hukuk devleti olarak var olması yolunda gereken çabayı göstermek, hukukçu olarak görevimizdir."