Türk Parlamenterlerden AKPM’ye Tepki
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) önemli bir tartışma konusu olan ve raportörlüğünü AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay’ın yaptığı "Avrupa’da Nükleer Güvenlik ve Emniyet" isimli rapora teamüllere tamamen aykırı bir şekilde, siyasi amaçlar için eklenen bölümlere karşılık Günay raportörlükten çekildiğini bildirdi.
Avrupa’da Nükleer Güvenlik ve Emniyet ismindeki rapora ilişkin süreç 27 Mayıs 2016 tarihinde Litvanya milletvekili Birute Vesaite tarafından “Belarus’ daki Nükleer Santralin Avrupa ülkelerine potansiyel tehdidi” başlıklı önerge verilmesiyle başladı. AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi olan Prof. Dr. Emine Nur Günay, 10 Kasım 2016 tarihinde konuya ilişkin raportör olarak görevlendirildi. 24 Mart 2017 tarihinde ise Paris’teki komisyon toplantısında, Azerbaycan milletvekili Vusal Huseynov tarafından verilen “Artan terör tehditleri ışığında Avrupa’da Nükleer Güvenlik” başlıklı karar önergesi ile orijinal önerge birleştirildi. Raportör olarak Paris’teki komisyon toplantısında raporla ilgili yol haritası Prof. Dr. Emine Nur Günay tarafından açıklandı. 19 Eylül 2017 Tarihinde ise Prof. Dr. Günay, Paris’teki komisyon toplantısında konuyla ilgili bir sunum yaptı ve Avrupa’daki mevcut durumun objektif ve teknik olarak ortaya konmasına yönelik önerisi doğrultusunda raporun adı “Avrupa’da Nükleer Güvenlik ve Emniyet” olarak değiştirilmesi kabul edildi.
Teknik, objektif, titiz bir çalışma
AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, siyasi yaklaşım yerine teknik ve objektif bir yaklaşımla yoğun ve titiz bir çalışma gerçekleştirdi. Belarus ve Litvanya taraflarının sunduğu her belge ve bilgi değerlendirildi. Ayrıca, Avrupa Komisyonu nükleer araştırma ofisi EURATOM, Greenpeace, Avrupa Atomik Forumu FORATOM, FORATOM ENISS’in üst düzey temsilcileri komisyon toplantılarında dinlendi. Prof. Dr. Günay ayrıca bir OECD ajansı olan NEA (Nükleer Enerji Ajansı)’na bilgi toplama ziyareti gerçekleştirdi. Günay, 28 Haziran 2018 tarihinde taslak raporu komisyona sundu. 10 Eylül 2018 tarihinde taslak karar tasarısı ve taslak rapor, AKPM sitesinde yayınlandı ve üyelere iletildi.
Teamüllere aykırı siyasal yaklaşımla rapora müdahale edildi
Prof. Dr. Günay’ın 19 Eylül 2018 tarihinde Lizbon’da yapılan Komisyon toplantısında sunduğu rapor değerlendirildi. Prof. Dr. Günay’a birçok meslektaşı geniş perspektif, teknik derinlik, bilgi odaklı ve objektif yaklaşımı için teşekkür etti. Ancak, tamamen taraflı siyasi bir girişim olarak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi teamüllerine aykırı olmasına rağmen raportörün onayı olmadan Güney Kıbrıslı milletvekili Stella Kyriakides’in önergesi kabul edildi. Akkuyu konusunun rapora eklenmesi talep edildi ve muhalefet şerhi verildi. Prof. Dr. Günay, diğer tüm milletvekillerinin de vurguladığı gibi tamamen tarafsız hazırlanan rapora yanlı bir siyasi yaklaşımı kabul etmeyeceğini bildirdi ve gerekli cevapları gerekçeleri ile komisyon üyeleri ile sözlü olarak anında paylaştı. Günay, hemen arkasından ‘Raporu’ son değişiklikler ile kabul etmeyeceğini, yanlı siyasi müdahaleyi kınadığını ve raportörlükten çekildiğini AKPM Başkanlığına ve Komisyon Başkanına gerekçeleri ile yazılı olarak iletti.
"Süreç bitmiş değil"
AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Prof. Dr. Günay konu ile ilgili yaptığı açıklamada, "Henüz süreç bitmiş değil. 8-12 Ekim tarihleri arasında Strazburg’da yapılacak olan 4. Dönem toplantısında hem Komisyonda hem de Genel Kurul’da görüşülecek. Türk Delegasyonu olarak yakından takip ediyoruz ve teamüllere aykırı yanlı girişimi kabul etmiyoruz. Raporda Avrupa’da nükleer tesisler konusunda Avrupa’da mevcut durumun yansıtılması ve teknik bilgi yönünün ağır olmasına karşın siyasi bir girişimle raporun içeriği değiştirildi. Neden yanlı siyasi yaklaşım ile sadece Akkuyu Nükleer Santrali gündeme getiriliyor ve rapora ekleniyor? Bu cevabını almamız gereken bir soru" dedi.
Gerekçeleri sıraladı
Prof. Dr. Emine Nur Günay itiraz gerekçeleri olarak, "2018 yılı itibari ile Avrupa’da 184 nükleer reaktör bulunmakta ve dünyadaki nükleer reaktör filosunun yüzde 41’i 17 Avrupa ülkesinde bulunmaktadır. Neden sadece yeni yapılmakta olan Akkuyu Santrali hakkında önerge veriliyor ve rapora ekleniyor? Avrupa’daki 184 reaktörün, 82 tanesi 35 yaşın üzerinde, 29 tanesi ise 40 yaşın üzerindedir. Avrupa’da yaklaşık altı reaktörden bir tanesi 40 yaşın üzerindedir. Bir nükleer reaktörün yaklaşım faaliyet ömrünün 40 ile 60 yıl olduğunu düşünülür ve bu yaşlı tesislerde eski teknolojilerin kullanıldığı dikkate alınırsa bu eski reaktörler Avrupa için çok önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Ancak hiç bir tesis hakkında ismi ile rapora ekleme önergesi verilmemiştir. Avrupa’da 15 yeni reaktör inşaatı devam etmektedir. Belarus’da 1,109 MW’lık iki reaktör, Finlandiya’da 1,600 MW’lık bir reaktör, Fransa’da 1,630 MW’lık bir reaktör, Rusya’da toplam 4,423 MW’lık altı reaktör, Slovakya’da 880 MW’lık iki reaktör, Ukrayna’da 1,900 MW’lık iki reaktör yapım aşamasında bulunurken neden sadece, 114 MW’lık Akkuyu reaktörü rapora eklemlenmek isteniyor? Akkuyu Santrali Fransa, Ukrayna ve Slovakya’daki nükleer santrallerden daha mı fazla tehdit arz etmektedir? Üstelik yeni yapılan santrallerde en yeni olan 3. nesil teknoloji kullanılmaktadır? Avrupa’da şu anda faaliyette olan 35 veya 40 yaşın üzerinde eski teknoloji kullanılan tesislerden daha mı tehlikelidir? Tüm bu gerçekler mevcut iken neden 15 santral içinden sadece Akkuyu Santrali gündeme getiriliyor ve rapora ekleniyor? Diğer 14 santralden neden hiç bahsedilmiyor ve önerge verilmiyor? Bunun hiç bir rasyonel açıklaması yoktur ve komiteye sunulmamıştır" diye konuştu.
"Anlamak mümkün değil"
Asıl tehlikeyi Avrupa’daki nükleer santrallerin oluşturduğuna değinen Günay, "Nükleer tesisleri çoğu ülkelerin sınır bölgelerinde bulunmakta ve komşu ülkelerdeki yoğun nüfuslu şehirler için potansiyel tehlike olarak görülmektedir. Bu nedenle ‘Sınır Aşırı’ etkiler konusu komşu ülkeler arasında önemli bir uyuşmazlık kaynağı oluşturmaktadır. ‘Sınır ötesi acil durum’ açısından IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu) ve HERCA (Avrupa Radyolojik Korunma Yetkili Otoriteleri Başkanlığı) -WENRA’nın (Batı Avrupalı Nükleer Regülatörler Birliği) nükleer santrallerinin etki alanına göre uzaklık tanımları bulunmaktadır. Avrupa’da mevcut durumda Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu yaklaşımına göre: 5 kilometre mesafe içinde ‘İhtiyati Eylem Bölgesi’ diye tanımlanan alanda 11 santral; 15-31 kilometre arasında ‘Acil Koruma Eylem Planlama Bölgesi’ olarak tanımlanan alanda on santral; 100 kilometre kapsamında ‘Genişletilmiş Planlama Bölgesi’ olarak tanımlanan alanda 63 santral; 300 kilometre içinde ‘Gıda ve Eşya Planlama Bölgesi’ olarak tanımlanan alanda 75 santral bulunmaktadır. HERCA-WENRA yaklaşımına göre: Avrupa’da 5 kilometre çap içinde 11 santral; 20 kilometre uzaklık içinde dokuz santral; 100 kilometre mesafe içinde ise 59 santral bulunmaktadır. Kısacası, eğer bir nükleer tehdit söz konusu ise zaten Avrupa’da mevcut. Kriakides’in verdiği önergede ‘Akkuyu Nükleer Santrali’nin Güney Kıbrıs’tan 85 kilometre uzaklıkta olması gerekçesini anlamak mümkün değil. IAEA yaklaşımına göre Akkuyu Santrali, ‘Genişletilmiş Planlama Bölgesi’ olarak tanımlanan 3. bölgedeki 63 santralden biri, ERCA-WENRA yaklaşımına göre ise 100 kilometre mesafe içindeki 59 santralden biri olacaktır. Bu nükleer santrallerin hiç biri hakkında önerge verilmez iken neden sadece Akkuyu Santrali hakkında önerge verilmiştir?" diyerek sorularını AKPM Başkanlığı’na sundu.
"Raportör olarak kabul etmiyorum"
Günay gerekçeler ile ilgili olarak ise, "Tüm bunların tek bir cevabı bulunmaktadır: siyasi bir yaklaşımla Türkiye aleyhine bir girişim olduğudur. Rasyonel hiç bir gerekçeye dayanmadan yapımı devamı eden 15 nükleer santralden birini seçerek, tarafsız bir rapora eklemeyi doğru bulmuyorum ve raportör olarak kabul etmiyorum" dedi.
(MSY-Y)