Deniz Kaplan:Yerel Bir Gazetenin şantajına uğradım
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Kaplan ,düzenlediği basın toplantısında; Hakkındaki bir basın kurumunda çıkan iddialara yönelik de gelen soruyu yanıtlayan Deniz Kaplan, kendisine şantajda bulunulduğunu, şantaja dair tüm bilgi ve belgelerin yargıya taşındığını söyledi.
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Kaplan, vergi rekortmeni haline gelen belediye şirketlerinin başarı öyküsünü bir bir anlatırken, şirketler, şirket yöneticileri ve şahsı hakkında ortaya atılan asılsız iddialara da sert cevaplar verdi.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne ait 5 şirketin yönetiminden sorumlu Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter yardımcısı Deniz Kaplan, bir basın toplantısı düzenleyerek şirketlere dair son verileri paylaştı.
Vergi rekortmeni haline gelen şirketlerin yaşadığı gelişimi tek tek anlatan Kaplan, şirketlere ve şahsına dair ortaya atılan iddialara da aynı şekilde yanıt verdi.
EŞ, DOST, AHBAP, ÇAVUŞ İLİŞKİLERİ BİTTİ
Şirketlerin son durumuna dair rakamları istatistiklerle açıklayan Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Kaplan, “2019 yılında12 şirket vardı. Aktif olmayanları eledik. Sadeleştirdik. Tek elden yönetmenin sağlıklı olacağını düşündük. Eş, dost, ahbap, çavuş ilişkisinde değil uluslararası firmaların insan kaynaklarıyla işe başladık. Şirket sayısını 8’e düşürdük.
Sonra tek merkezden yönetmeye başladık. Dağınık yerde olması fayda sağlamıyordu. Aynı denetim ve yönetim çatısına soktuk. Her şirkete ayrı yönetici atamaya, ayrı maaş ödemeye gerek kalmadı. Artık yönetilebilir hale geldi. Şirketlerimizin mali müşaviri İbrahim Çolak, tek şirketten huzur hakkı alıyor. Maaş kıstasımız da dair belediyedeki daire başkanı maaşıyla aynı.
DENİZ KAPLAN:İDDİALARI YANITLADI
Hakkındaki bir basın kurumunda çıkan iddialara yönelik de gelen soruyu yanıtlayan Deniz Kaplan, kendisine şantajda bulunulduğunu, şantaja dair tüm bilgi ve belgelerin yargıya taşındığını söyledi. Kaplan, yargının gereğini yapacağına inandığını da belirterek, eğer gereken olmazsa, yeniden bir basın toplantısı düzenleyerek şantajın içeriğine dair tüm delilleri kamuoyu ile paylaşacağını söyledi.
VERİLMEYECEK TEK HESABIMIZ KİTABIMIZ YOK
Kaplan, konuya ilişkin şunları söyledi;
“Bir usulsüzlük iddiası karşısında tüm çalışanları toplayıp birer kağıt ve kalem koyarak usulsüzlüğü sordum. Kendilerine böyle bir usulsüzlük var, bununla ilgili herkes gördüğünü, bildiğini anlatsın dedim. Herkes bildiğini yazdı, dosyayı aldım avukatıma verdim. Cumhuriyet savcılığına suç duyurusu yaparak “Bulabildiğimiz bu kadar, bulamadığımızı buyurun araştırın” dedik. Aradan biraz zaman geçti. Eskişehir valiliğine asılsız bir ihbarla şahsım hedef gösterilerek bir dilekçe verildi. Abuk subuk iddialarla dolu dilekçe sonrası Cumhuriyet savcılığına ifade verdim. Yaklaşık 2 saat falan sürdü ifade. İfadeye gittiğimde Deniz Kaplan adında 3 tane klasör vardı. İçinde para hareketleri, mallar, mülkler, evler, arsalar ne istersen var. Bütün maaş hesabı, kişilere kadar her şey. Geriye dönük 5 yıllık aldığımız maaşı, kredi kartlarımızı falan. Yani siz zannetmeyin biz böyle çok sahipsiz bir alanda istediğimiz gibi oynuyoruz. Biz her türlü denetimin altındayız, her türlü denetime açığız. Verilmeyecek hesabımız, kitabımız yok.
DEVLET GÜÇLÜDÜR, HER ŞEYİ BİLİR
O süreci de yakinen yaşadığım için söylüyorum. Devlet gerçekten güçlü, devlet gerçekten konulara hakim. Devlet herkesin ne yaptığını, ne ettiğini çok iyi bilir. O yüzden hakkımızda söylenenlere çok da fazla aldırış etmeden işimize bakıyoruz.
BİR GAZETENİN ŞANTAJINA UĞRADIM
O gazetede, tırnak içerisinde gazeteciyle ilgili de bir adli süreç var. Tarafıma yönelik bir şantaj var. O şantajı ben bildirdim. Ses kayıtları, whatsapp mesajlaşmaları çok açık ve net. Bununla ilgili adli süreç ile ilgili tırnak içerisinde bazı baskılar olduğuna dair de duyumlarımız var. Türkiye’de yargı yolları kapanmaz, yargı yolları kapanırsa kamu vicdanı kapanır. Gerekirse bütün o sürecin hangi aşamalardan geldiğini, neler olduğunu sizlerle yeniden bir araya geldiğimizde anlatırım. O zaman her şey bütün çıplaklığıyla ortaya dökülür. Ben yargı sürecini bekliyorum.”