Çiftçinin En Büyük Sorunu Satış Fiyatları
Eskişehir’de buğday ve arpa ekimi yapan çiftçiler, yüksek girdi maliyetlerini karşılamayan ve tüccarlar tarafından belirlenen satış fiyatlarından şikâyet ediyor.
Eskişehir Tepebaşı bölgesinde tarım yapan çiftçiler toprağın veriminden memnun. Verimden yana sorun yaşamayan çiftçiler, tüccarların borsada belirlediği fiyatlardan yana sorun yaşıyor. Ürün fiyatlarını beklentilerinin altında gören çiftçi, ürünleri umdukları paralara satamayacaklarını söylüyor. Bu yıl oluşan mahsulden memnun olduklarını, ancak çok fazla zorlukla karşılaştıklarını aktaran hububat üreticisi Selami Uysal, çiftçinin yanında durması gereken kurumların ticarileştiğini iletti. Çiftçi desteklerinin de çok geç verildiğine değinen Uysal, “Geçen yıl yağışlar biraz daha fazlaydı. Mahsullerimizde pas hastalığı oldu. Bu da mahsulün geç kuruması ve düşük fiyata satılmasına neden oldu. Bu yıl gidişat iyi ama mahsulümüzün girdileri fazla olduğu için çok çok az para kazanıyoruz. Devletin ofisi bize gerektiği kadar yardımcı olmuyor, gerektiği kadar mahsulümüzü almıyor. Devletin açıkladığı fiyatlarla borsanın aldığı fiyatlar tutmuyor. Tarım kredi kooperatifleri artık çiftçinin yanında değil, ticarethane olmuş. Yüksek faizlerle mazot, gübre ve tohum alıyoruz. Düşük faiz verilmesini istiyoruz. Hububata verilen desteklerimiz çok geç veriliyor. Desteklerimiz tam bizim ekim zamanımızda verilirse mazot, gübre alırız ve biraz daha rahat oluruz” şeklinde konuştu.
“Devletin bu konularda yardımcı olması lazım”
Yüksek girdi fiyatlarının yanı sıra borsada devlet tarafından açıklanan fiyatların altına satış yapıldığına dikkat çeken çiftçi Yusuf Bodur, birçok tutarsızlığın da olduğunu belirtti. Aynı buğday için farklı zamanlarda 2 farklı hastalık değeri verilmesinin kendilerini mağdur ettiğini aktaran Bodur, “Buralar kıraç arazi, 2 senede bir sefer ekilir. Arpamız nadas olmayan yerlere göre daha düşük. Yine de Allah bereket versin. Çiftçi her zaman seneye der. Hani derler ya karnını yarmışlar hep seneye çıkmış bizimde öyle. Devletimiz 1 lira 30 kuruş fiyat açıklayıp bizi tüccarın eline bıraktığında o zaman perişan oluruz. Niye? Bilhassa borsada eskiden elimizle yıkardık ve hamal parası verirdik. Şimdi damperi kaldırıyoruz adamlar damper kapağını açmakta, çadırımızı çekmekte yardımcı olmuyor. Devlete kesiliyor, borsaya kesiliyor. Geçen sene süne sıkıntımız çıktı. Örneğin harmanda benim ürünümdeki süne 17 çıktıysa aynı ürün kışın 10 bile çıkmadı. Bunda da bir ayarsızlık var. Borsanın da böyle bir tedirginliği var. İşin içinde kendi gördüklerimiz var. Bundan dolayı rahatsızlığımız var. Onun için bizlere devletin bu konularda yardımcı olması lazım” ifadelerini kullandı.
“Bunun doğru olduğuna inanmak istemiyorum”
Üretimin son derece önemli olduğuna ve gidişata göre tarımın giderek azaldığına dikkat çeken Eskişehir Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, zirai girdilerin taban fiyatına çekilmesi gerektiğini söyledi. Tarım ürünlerinin karaborsaya düştüğünü ifade eden Başkan Süleyman Buluşan, tarım ilaçlarının bile saklandığının altını çizdi. Bunun yanında köylerde yaşayan nüfusun giderek azaldığına vurgulayan Buluşan, “Bizim yıllardır en büyük sorunumuz, çiftçimizin mağduriyetinin en büyük sebebi zirai girdiler. Biz üretmekten inanın zevk alıyoruz. Üretmeden yapamayız. Başka bir mesleğimiz yok. Görmüş olduğunuz alan tamamen kıraç alan, susuz alan. Karşı taraf buğday, yolun diğer tarafı arpa, alt tarafı nohut. Kıraç olan bir bölgede bu şekilde güzel üretim yapmaktayız. Bizlerin hem kıraçta olsun hem sulu arazide olsun her zaman zirai girdiler. Tarıma verilen destekleri yerine göre yıllardır gördük. Hep söylüyoruz. Bizim zirai girdilerimiz ne kadar tabanda olursa, üretici o kadar üretime hizmet eder. Özellikle buğday geçen yıla bakarak daha verimli daha güzel. Geçen yıl yağış vardı ama yağışın verdiği zararla kayıp vardı. Bu sene sağanak şeklindeki yağışlardan dolayı tahminimiz bu bölgede dönüm başına 400 kilo buğday bekliyoruz. Verim olarak çok güzel. Şu an yaptığımız incelemeler sonucu süne dediğimiz hastalığa rastlamadık. Güzel bir üretim var. Güzel bir gidişat var. Ama üreticinin zorlandığı yer zirai girdiler ve satış noktası. Karaborsa dediğimiz olaya, doların yükselmesi sonucu çok üründe rastladık. Üreticimizin anlattığına göre ilaçta da yaşadık. Var olan ilacı saklıyorlar. Çiftçiye çok kötü, çok yanlış bir şey. Bunun doğru olduğuna inanmak istemiyorum. Var olanı yok etmek, satmamak, yüksek fiyata satmayı beklemek gibi şeylerin önüne geçmemiz lazım. Bunun önüne geçebilmek için ziraat odalarımızı hükümetimiz takip etmeli ve dinlemelidir. Biz bu tarladan çıkmayalım. İnanın biz bu tarladan çıkarsak üretim biter. Köylerimizde, mahallelerimizde nüfus yavaş yavaş yok oluyor. Üretimden vazgeçip, şehirlere gidip, asgari ücretle çalışmak gibi bir sistem var. Bu bizim tarımımızı çökertir” dedi.