İstanbul, Bursa, Kayseri, Kocaeli, Samsun gibi büyükşehirlerde tramvay üretiminde yerlilik oranının yaklaşık olarak %60 olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nabi Avcı, Eskişehir’de tramvay üretiminde yerlilik oranının ‘sıfır’ olduğunu söyledi.
Avcı, konuşmasında şunları dile getirdi:
“Türkiye son dönemde fuarda da göreceğiniz üzere çok ciddi mesafeler aldı. Özellikle son 10 yılda raylı sistemlerde yerlilik oranlarında ciddi mesafeler aldı. Birkaç rakamı sizlerle paylaşmak istiyorum: Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız da burada olduğu için, gerçi onlar zaten bu rakamları biliyorlardır ama kamuoyunun bilmesinde fayda var.
İstanbul ulaşımda 18 adet yerlilik oranı yüzde 60’ı geçen tramvaya sahip… Firma adı vermiyorum, haksız rekabet olmasın ama zaten temsilcileri burada. Muhtemelen siz gezerken İstanbul’a nasıl, neler yaptıklarını daha iyi anlatırlar. Bursatram, İpekböceği markasıyla 18 adet tramvayı, yüzde 60’ın üzerinde yerlilik oranıyla imal etti. Bursa sadece kendisi için değil, şu anda Polonya’ya da tramvay ihraç edecek bir altyapı oluşturdu. Bursa’da 60’ın üzerinde yerli tramvay imal etti. Kayseritram, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir ulaşım şirketi, 30 adet tramvay ve yerlilik oranı yüzde 50’nin üzerinde. Kocaelitram, Panaroma marka bir tramvay imal ettirdi 12 adet, bunun da yerlilik oranı yüzde 60. Samsun, yine Panaroma markası ile 8 adet tramvay imal ettirdi. Bu saydığım Büyükşehir belediyelerinde yani; İstanbul, Bursa, Kayseri, Kocaeli, Samsun’da toplam 146 adet tramvay yerlilik oranı yüzde 60’ın üzerinde olarak hizmete alındı. Ben de bunu burada söylemek istemezdim ama Eskişehir’deki yerlilik oranımız maalesef yüzde 0…
“Eskişehir’de yerlilik oranını yukarı çekebiliriz”
Önümüzdeki ay başında 1 Haziran’da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi 15 tramvay alımı için ihaleye çıkacak. Biraz önce Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız’ın da ifade ettiği gibi; önceliklerimiz herhâlde Eskişehir’imize, TÜLOMSAŞ gibi altyapısı olan 2016’da da ben bu işi yaparım dediği halde, şartlar yüzünden ihaleye giremeyen TÜLOMSAŞ’a bir şans tanınırsa, ihale sözleşmesi sadece yabancı firmaların katılabileceği şartlardan arındırılırsa, TÜLOMSAŞ’ın da iştirak edeceği bir düzenleme yapılırsa öyle zannediyorum ki Eskişehir’de de yerlilik oranlarını yukarı çekebiliriz.
“Çocuklarımıza Türk mühendislerin ve Türk girişimcilerinin Türk tasarımcıların neler yaptıklarını göğsümüzü gere gere gösterelim”
Birazdan göreceğimiz eserler gerçekten göğsümüzü kabartıyor. Milli Eğitim Bakanlığı görevi yaptığım dönemde başlatmaya çalıştığım ancak araya giren pandemi nedeniyle maalesef sürdüremediğim bir uygulama var. Benim yaşımdakiler hatırlayacaklardır. Eskiden okullarımızda 12-18 Aralık tarihleri arasında Yerli Malı Haftası düzenlenirdi. Evimizde ne varsa tarımsal ürünleri okulumuza götürür, sıraların üzerinde servis yapılır ve ‘Yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı’ şarkıları eşliğinde yerli malı haftası kutlanırdı. Milli Eğitim Bakanlığı görevi yaptığım dönemde dedik ki, biz artık sadece keçiboynuzu üreten bir ülke değiliz. Bizim sanayi alanlarımızda çocuklarımızın göğsünü kabartacak çok büyük işler yapılıyor. Eskişehir bunların en başında gelen merkezlerden biri. Havacılık sektöründe, ulaşım sektöründe Eskişehir gerçekten sadece yurt içine değil, yurt dışına da iş yapıyor. Sayın Valimizden, Milli Eğitim Müdürümüzden özellikle rica ediyorum. Yerli Malı Haftası’nı beklemeye gerek yok. Bu vesileyle çocuklarımızı, ilkokul, ortaokul, lisedeki çocuklarımızı da buraya getirelim ve Türk mühendislerinin, Türk girişimcilerinin, Türk tasarımcılarının neler yaptıklarını göğsümüzü gere gere onlara gösterelim. Bu vesileyle tarihi bir hakikati de sizlerle paylaşmak istiyorum. Tarih kitaplarında yer almıyor, ben de yeni öğrendim açıkçası… Biz ilk uçağı Türkiye’de Nuri Demirağ’ın yaptığını biliriz. Evet, Nuri Demirağ müteşebbis olarak gerçekten ciddi manada havacılık sektörüne giriş yapmış fakat dönemin Türk Hava Kurumu Başkanı ve Ulaştırma Bakanı, tek parti döneminde, Şükrü Koçan’ın bilinçli engellemeleri ile Nuri Demirağ’ın önü kesilmiştir. Bunu hepimiz veya çoğumuz biliyoruz. Ama Nuri Demirağ’ın milli uçak teşebbüsünde birlikte olduğu bir isim daha var. Selahattin Reşitalan. Selahattin bey Türkiye’de ilk uçağı, milli müdaafa vekaleti manasıyla, MMV1 adıyla, daha sonra başkalarının verdiği Selahattin 1 uçağı olarak, Eskişehir’de, o zamanki adıyla Tayyare Tamirhanesi’nde tasarlayıp üretiyor ve uçuruyor. Bu vesileyle Nuri Demirağ’ı, Hürkuş’a, Selahattin beye ve Türkiye’de sanayinin gelişmesi için, ülkenin gelişmesi için emek sarf eden ve rahmete kavuşan bütün girişimcilere, mühendislere, tasarımcılara, teknisyenlere ve siyasetçilere Allah’tan rahmet diliyorum.”