Dikkat! 100 Çocuktan 5’inde Özgül Öğrenme Bozukluğu Var

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Murat Eyüboğlu, “Özgül Öğrenme Bozukluğu” hakkında bilgilendirici bir açıklama yaptı.

Dr. Öğr. Üyesi Murat Eyüboğlu’nun açıklaması şöyle: "Özgül Öğrenme Bozukluğu normal zekaya sahip ve standart bir eğitim ve öğretim alan çocuklarda; okuma, yazma veya matematik alanlarının biri veya birkaçında  beklenen becerinin önemli derecede altında başarı göstermesiyle karakterize klinik bir durumdur. Toplumda 100 çocuktan yaklaşık 3-5'inde görülen bu bozukluk erkeklerde kızlara göre daha fazla görülmektedir.

Özgül Öğrenme Bozukluğu olan çocuklar okuma alanında (disleksi), yazma alanında (disgrafi) veya matematik alanında (diskalkuli) zorluk yaşayabilirler. Genellikle birkaç alanda aynı anda zorluk yaşanmaktadırlar. Bu çocuklarda okula başlamadan bazı semptomları olabilmesine rağmen tanı genellikle okula başladıktan sonra konur.

Genellikle Özgül Öğrenme Bozukluğu olan çocuklar; okuma ve yazmayı yaşıtlarına göre geç öğrenir, yavaş okur, harfleri karıştırır, okumaya isteksizdir, ters yazabilir, okurken harf atlayabilir, heceleri birleştirmekte zorlanır, çarpım tablosunu veya temel matematik becerilerini öğrenmede zorlanırlar. Okul öncesi dönemde ise bu çocuklar kelimeleri yanlış söyleme, düğme ilikleme ve makas kullanma gibi ince motor becerilerde zorluk, ayakkabılarını ters giyme, sağ-sol karıştırma, renkleri ve sayıları öğrenmede güçlük ve kelime dağarcığının yetersizlik gibi belirtilerle kendisini gösterebilir.

Aileler eğer çocuklarında yukarıda belirtilen belirtilerin varlığından şüpheleniyor ve en az 6 aydır belirtiler devam ediyorsa, mutlaka bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurmalıdır. Özgül Öğrenme Bozukluğu tanısı ayrıntılı öykü ve uygulanacak psikometrik testlerden sonra konur. Ayrıca bu çocuklarda, başta Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olmak üzere diğer psikiyatrik bozukluklar da görülebileceğinden, ayrıntılı klinik değerlendirme önemli ve gereklidir. 

Tanı almayan çocuklarda akademik başarıda düşmenin yanında özgüvende azalma, arkadaş ve aile ilişkilerinde zorluk  gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Günümüzde en etkin tedavi yöntemi  alanında uzmanlaşmış eğitmenler tarafından verilen özel eğitim ve varsa eşlik eden diğer psikiyatrik bozuklukların tedavisidir. Tedavinin süresi çocukların bireysel özelliklerine göre değişebilmektedir. Fakat unutulmamalıdır ki eğitsel tedavi sonuçları uzun dönemde alınabilen ve sabır gerektiren bir tedavidir. Bu nedenle ailelerin Özgül Öğrenme Bozukluğu olan çocuklarını başarısızlıkları nedeniyle suçlamamaları oldukça önemlidir. Bu durumun onların suçu olmadığı anlatılmalı, çocukların güçlü ve olumlu yönlerinin desteklenmesi gerekmektedir."