AK Parti Tepebaşı ilçe Başkanı Kaya:Belediye’de kimler çifte maaş alıyor açıklansın

AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Muhammed Ali Kaya ilçe binasında bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Kaya yaptığı açıklamada Tepebaşı Belediye başkan vekili Atilay Dalgıç’ın son zamanlardaki tavırlarını eleştirerek şunları söyledi:

“Bugün Tepebaşı Belediyesiyle ilgili bazı açıklamalarda bulunacağız. Tepebaşı Belediyesi’ne meclis üyelerimiz tarafından bir soru önergesi verilmişti. Bu soru önergesinde belediye şirketlerinde görev yapan yönetim kurulu başkanları ve üyelerinin kimler olduğu, huzur hakkı alıp almadıkları ve çift maaş durumları soruldu. Belediyemiz bu önergeye yazılı cevap verdi. Ancak verilen yanıtta isimler açıklanmadı. Oysa bu bilgiler Ticaret Sicil Gazetesi’nde mevcut ve bizim elimizde de isimler bulunuyor.

Ancak önemli olan bu değil. Asıl belirtmek istediğim şudur. Belediyeden gelen cevapta, şirketlerin tüm yönetim kurulu üyelerinin asgari ücretin biraz üzerinde, yaklaşık 24 bin lira tutarında huzur hakkı aldıkları belirtilmiştir. Bu yönetim kurulu üyeleri arasında belediye başkan yardımcıları, belediyede çalışan memurlar, belediye meclis üyeleri ve önceki dönem meclis üyeleri yer almaktadır. Yani hem belediyeden maaş alıyorlar hem de şirketler üzerinden 24 bin lira huzur hakkı alıyorlar.

Diğer yandan işçilere ve emekçilere maaşlar iki aydır eksik ödeniyor. Bu ay da maaşlar eksik yatırıldı. Fakat kendi içinizde çifter çifter maaş alıyorsunuz. Peki, neden bu çifter maaşlar işçiye reva görülmüyor?

Belediyenin borcundan söz ettiğimizde, “Belediyenin borcu yönetilebilir” diyorsunuz. Öyleyse neden maaşlar ödenemiyor? Zaten borcun karşılığında halkın gördüğü bir hizmet de yok. Eskişehir halkı bu durumları görüyor ve biliyor.

Şunu tekrar vurguluyorum. Biz bu maaşların ve ücretlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Her maaş yatırılmadığında, yatırılması için gereken açıklamaları yapacak ve gerekli baskıyı oluşturacağız. Bunu da vatandaşımıza borcumuz olarak görüyoruz.
Biz bu borçları gündeme getirdiğimizde CHP Grup Başkanvekili Atilay Dalgıç yerinden fırlıyor, açıklamalar yapıyor. Ancak yaptığı açıklamalarda çelişkiler mevcut. Diyor ki: “Borç, belediyenin bir gelir kaynağıdır.” Yani borcu gelir kaynağı olarak gören bir anlayıştan söz ediyoruz. Ayrıca, “Ben belediyeciliği biliyorum, daha önce de meclis üyeliği yaptım” diyor. Zaten bu borç, bu zihniyet yüzünden oluştu, bu çok açık ve net.

Bir paragrafta diyor ki: “İller Bankası’ndan gelen para bizim yasal hakkımız.” Evet, biz de bunu söylüyoruz. Peki bu gelen parayı nereye harcadınız? İşçilerin maaşlarını, maaş farklarını, tazminatlarını neden ödemiyorsunuz?
Ardından tekrar İller Bankası’ndan borç almak için teminat mektubu talep ediyorsunuz. Yani borcu borçla kapatmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız.

Bakın çok basit bir örnek vereceğim. 3 lira geliriniz var, 5 lira harcıyorsunuz. Aradaki 2 liralık farkı kapatmak için yeniden borçlanıyorsunuz. Böyle giderse borcunuz 10 liraya çıkar, faizlerle birlikte. Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır? Böyle bir belediyecilik olabilir mi? Hizmet zaten yapılmıyor, bari borcu büyütmeyin.

Sizin nasıl bir belediyecilik yaptığınız çok açık: Borç batağındasınız. Belediyenin ekonomik durumu bitmiş durumda. Belki siz ticareti bilmiyor olabilirsiniz, ama yanınızda yıllardır esnaflık yapan belediye başkan yardımcınız Erdal Şahbaz Bey var. Ona bir sorun, ondan bir şeyler öğrenin. Birbirinizle uğraşmak yerine biraz fikir alın.

Bu da yetmiyor. Belediyenin öz sermayesi için “9 milyar lira” deniyor. “Bu öz sermayeyi satsak, borcu öderiz, üstüne 8 milyar kalır” diye açıklama yapılıyor. Bu da belediyenin mallarını parsel parsel satma anlayışını açıkça gösteriyor. Bu zihniyetten vazgeçin. Zaten satıla satıla geriye bir şey kalmadı. Ortada bir hizmet de yok. Eğer bu borç bile borçla ödenecekse, durum çok vahimdir. Çok yazık!
Bir de bize diyorlar ki: “Eskişehir’in genç siyasetçilere ihtiyacı var.” Evet, teşekkür ederiz. Gençliğimizle övünüyorsunuz, Allah razı olsun. Ancak örnek alın dediğiniz kişiler hakkında da birkaç sözüm olacak; Kendi ilçe başkanınıza “mega proje nedir?” diye sorulduğunda, bu kavramdan hiçbir şey anlamayan bir zihniyeti mi örnek alacağım? Mega proje denince kafasına sadece beton ve bina gelen, anlayışı mı örnek alacağım?

İl başkanınızın benden genç olduğunu söylüyorsunuz. Eyvallah, Allah razı olsun. Talat Yalaz da genç bir kardeşimizdir. Ancak sizin il başkanınızı bile dikkate almayan bir belediye başkanınız var. Onu mu örnek alacağım?
Ben, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın “İstikbal göklerdedir” sözünden ilham alarak, İHA’lar, SİHA’lar, Göktürk’ler, Kaan’lar yapan; “Dünya beşten büyüktür” diyerek dünyaya meydan okuyan; Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu dünyada itibarlı hâle getiren asrın lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı örnek alıyorum.

Yetmedi mi? Şişli Etfal Hastanesi’ni yaptıran, Hicaz Demiryolu’nu döşeyen, farklı meslek gruplarına yönelik okullar açan, eğitimler veren Abdülhamit Han’ı örnek alıyoruz biz.

Ama sizin kimleri örnek aldığınız da çok açık: Birbirini gammazlayan, birbirinin açığını ortaya çıkaran bir anlayış. Silivri’den örnek aldığınız çok net.

Ben sizi ve belediyeyi çok iyi biliyorum. Yakınlarınızı belediyede işe alıp memur yaptığınızı da biliyorum. Sizin derdiniz işçiyle, emekçiyle değil. Ama biz, “milleti yaşat ki devlet yaşasın” düsturuyla hareket eden bir liderin izindeyiz ve bundan da gurur duyuyoruz. O lideri örnek alıyor, onun izinden yürümeye devam ediyoruz.

SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞ

Tepebaşı Belediyesi’ne yönelik bir soruşturma başlamış. İçişleri Bakanlığı da bu soruşturmayı onaylamış. Biz daha önce de konuşmuştuk. Biz bilgi olmadan konuşmayız, bilgiyle konuşuruz. Kesinlikle yalan konuşmayız. Burada vatandaşımıza yapılan bir çifte standart var demek ki. Yani eğer bunu yaptıysa, bu tür bir yolsuzluğu da yaptıysa, belediye başkanımız hakkında bağımsız yargımız gereğini yapar. Biz de bu sürecin takipçisi oluruz. Ama demek ki böyle bir durum var ki izin verilmiş.
Şunu da söylemek istiyorum: Belediye başkanımızın haberi yoksa bile, Sayın Ahmet Ataç benim belediye başkanım orada çiftetelli oynarken, burada yakındaki arkadaşları belediyeyi altından çekiyor. Daha önce de uyardım, tekrar uyarıyorum. Ahmet Ataç, Tepebaşı’nın tekaütüdür. Lütfen Ahmet Ataç’a bunu yaptırtmayın, demiştik ama maalesef gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Kendisine Allah’tan yardım diliyoruz. Biz de bağımsız yargımıza güveniyoruz. Bu soruşturmanın sonucunu sizler gibi biz de merak ediyoruz.

RUHSAT VERİLMESİNE KARŞI DEĞİLİZ
Ben alkol satan mekanlara, kafelere, restoranlara ruhsat verilmesine karşı değilim. Fakat biz neye karşıyız? Bunların ranta çevrilmesine, altında böyle bir zihniyet, böyle bir düşünce varsa biz buna karşıyız. Burada dur deriz.
Benim anladığım kadarıyla belediye, esnafın daha önce de söylediğim gibi tepesine binmiş vaziyette. Oralardan fazla fazla cezalar keserek bir gelir elde etme çabası içerisinde. Bundan vazgeçmesini tavsiye ediyoruz.”