ANASAM’dan ‘Dijitalleşme ve İnsan: Doğurgular, Fırsatlar ve Tehditler’ Konferansı
Anadolu Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (ANASAM) tarafından her ay düzenlenen söyleşiler kapsamında “Dijitalleşme ve İnsan: Doğurgular, Fırsatlar ve Tehditler” başlıklı konferans Şener Şen Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Etkinliğe, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Ferhan Odabaşı konuşmacı olarak katıldı. Dijitalleşme süreçlerinin insan faktörü hesaba katılmadan gerçekleştirilmesinin sorunlara yol açacağını ifade eden Prof. Dr. Hatice Ferhan Odabaşı, “Var olan verileri bilgisayar ortamına aktardığınız zaman dijitalleştirmiş oluyoruz. İnsanların yaşamış olduğu, 2004 Facebook, 2006 Twitter, 2010 yılında Instagram aracılığıyla gerçekleşen bir sosyal dijitalleşme durumu var ve bunun yanı sıra çok hızlı bir şekilde sosyal medya alanında gerçekleşen yenilikleri takip eden bir gençliğimiz var. Elbette dijitalleşmenin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde yaşadığımız bazı sıkıntılarda var. Bu dijitalleşme ve yaygın sosyal medya ağı neden hala bize yardımcı olmuyor, problemleri çözemiyoruz ve neden hala tüm dijital ürünlerin yapay olduğunu bildiğimiz halde gördüğümüz şeylere hemen inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Hatice Ferhan Odabaşı: “Hakikat sonrası dönemdeyiz”
İnternetin doğuşu ve gelişim sürecine değinen Prof. Dr. Odabaşı, “İnternet ilk çıktığı zamanlarda hak, hukuk ve eşitlik sağlayacak şeklinde düşünülmüştü; ancak şu an internetin bu beklentilere katkı sunamadığını görüyoruz. Hakikat sonrası bu dönemde, insanların aklıyla değil, kalbiyle inanmayı seçtikleri ve yalanın gerçeğin yerini aldığı dönemlerdeyiz. Bu dönemin en büyük özelliği; insanların inanmak istediği bilgiyi onlara sunarsanız onlar sorgulamadan buna inanmayı seçiyorlar.” dedi.
Konuşmasının devamında, dijitalleşme sürecinde teknolojik meselelerden önce bu dijitalleşme süreciyle karşı karşıya kalan insanın eğitiminin önem arz ettiğine dikkati çeken Prof. Dr. Odabaşı şunları söyledi:
“Bizden önceki medeniyetler büyük bir miras bıraktılar. Toprağı kazdıkça altından medeniyet çıkıyor ve gelecekte yine birileri toprağı kazıp bizim geride bıraktıklarımıza bakacaklar. Bizden geriye kalacak olanlar ise kola kutuları, atıklar, çöp yığınları. Dijital dönüşüm sayesinde her şeyi oturduğumuz yerden, cep telefonlarımızdan yapabilir hale geldik; ancak bu süreçte insanlığımızı unuttuk. Makinalarla sürekli haşır neşir olmanın sonucunda insani vasıflarımızı geride bıraktık. Diğer taraftan, insanın olduğu yerde ise elbette sorun var; ancak insanı merkeze koymadığınız sürece yol alamazsınız.”
Prof. Dr. Odabaşı, “Şirketlerin dijitalleşme konusuna bir teknoloji meselesi olarak değil bir insan meselesi olarak yaklaşılması gerektiğini belirten Jessica Federer’in söylediği gibi tüm dijitalleşme sürecinde temelde insanı koymak gerekiyor. İnsanı merkeze almayan herhangi bir dijital dönüşüm veya gelişim süreci olumsuz sonuçlanmaya mahkumdur. Sosyal medyada insanların kusursuz profiller sunmaları insanın normal durumuna uygun değil, insan kusurludur. Zaaflarıyla birlikte kendisini sunan hesapları takip etmenizi öneririm. Ben olmasam da Twitter devam ediyor. İnsanların sosyal medya üzerinden birbirlerini ötekileştirmeleri ve kırmalarını düşündüğümde, bu kadar kısa bir hayatın içinde bu kadar sıkıntıya gelmemek gerektiğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Dijitalleşmiş sosyal ortamlarda iletişim sürecine dair düşündüğü modeli anlatan Prof. Dr. Odabaşı şunları söyledi: “Üç M bana ilham verdi; mizah, merhamet ve melodi olmadan hayatın tadı tuzu olmuyor. Üçgenin üst köşesi içinde bulunduğunuz dijital platform diğer köşesinde siz ve sonuncu köşede ise diğer insanlar var bu üçgen içerisinde iletilerin gidip geleceği süreçleri belirledikten sonra, mutedil olun, merhametli olun ve model olma durumunu ifade ediyor. Dijitalleşme ve insan konusunda insanın kendini değerlendirmesi için bir dolu fırsat var önümüzde. Yunus Emre’nin söylediği gibi, ‘İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.’ Ve ayrıca ‘Neye bakar isen kendi yüzündür, kimde ne görürsen kendi özündür.’ Dijitalleşmeyi herkes yapabilir ancak içindeki insan unsurunu göz ardı ettiğimizde dijitalleşme sürecimiz sekteye uğrayacaktır.”
Etkinlik soru-cevap kısmının ardından sona erdi.