Çağdaş’ın Ardındaki Gerçek: Kamudan Mülkiyete Giden Yolun Hikâyesi

Eskişehir yıllar boyunca “ömür boyu Başkanı” olduğu vakfın ardına sığınarak, kamu kaynaklarının nasıl bir mülkiyet rejimine dönüştürüldüğünü izledi. Bahsedilen vakıf, Yılmaz Büyükerşen’in 1979 yılında kurduğu ve kendisini ömür boyu başkan olarak tayin ettiği Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı — yani. ESBAV
Bugün, kamuoyunun yakından tanıdığı Özel Çağdaş Okulları, işte bu vakfın kontrolündeki bir zincirin son halkası.Ancak bu halka artık koptu: Mahkeme kararıyla vakfa kayyum atandı.

Hazırlanan iddianameye göre; Büyükerşen ailesi ve yakın çevresi, vakıf ve şirketler üzerinden sağlanan gelir ve taşınmazları, rayiç değerinin çok altında devralarak kamu varlığını şahsi mülkiyete dönüştürüyor.
Daha açık bir ifadeyle; kamuya ait olan, halkın ortak birikimiyle büyütülmüş varlıklar, aile üyeleri ve bağlı şirketlere aktarılıyor.
İddianame 30 Ekim 2023 tarihinde düzenleniyor;ne tesadüftür ki, bu tarihten sadece birkaç hafta sonra, 4 Aralık 2023’te Tuna A.Ş.’deki hisselerden bir kısmı alelacele ESBAV’a iade ediliyor.
Şirketin ortaklık yapısı incelendiğinde; Yılmaz Büyükerşen’e ait 326.509, eşi Seyhan Büyükerşen’e ait 125.000, kızları Burcu Büyükerşen Tuna (250.000) ve Yaprak İşçibaşı (125.000), damatları Yavuz Tuna (125.000) ve Mustafa İşçibaşı (125.000) ile diğer aile ferdi Çağla Gezer İşçibaşı’nın (125.000) hisse sahibi olduğu görülüyor.
Ayrıca Ahmet Durmaz’a ait 732.838 hissenin 250.000’lik kısmı da vakfa devredildiği tespitler arasında.
Görünen odur ki, yıllar boyunca vakıftan alınıp aile şirketine aktarılan bu yapı, ancak ceza tehdidi ortaya çıkınca yeniden vakfa devredilerek ‘düzeltme’ yapılıyor.Ama bu geçici hamle, yargının gözünden kaçmıyor.
Yargı, yalnızca bu işlemleri değil, aynı zamanda yönetsel ehliyeti de sorgulayarak;Özel Çağdaş Okulları’nın bağlı olduğu vakfa kayyum atanması kararı veriyor.
Yani artık öyle bir noktadayız ki, Yılmaz Büyükerşen’e kendi kurduğu vakfın yönetimi dahi emanet edilememektedir.
Peki bu yapı nasıl oluşuyor?
Başlangıçta Anadolu Üniversitesi ile bağlantılı olarak kurulan ETAM Eğitim A.Ş., Tuna Turistik A.Ş., ETAM Eğitim Ltd. gibi şirketler, zamanla üniversitenin kaynaklarından edinilen taşınmazlarla büyütüldükten sonra bu şirketlerin vakıf bağı koparılıyor.
Üniversitenin sahip olduğu mallar birer birer bu vakıf-şirket mekanizmasına devrediliyor.
Bu süreçte kamu eliyle alınan gayrimenkuller şunlardır:
Alanya Okurcalar’daki Mistral Oteli
Marmaris Turunç’taki yazlık villa
Açık Öğretim Ofisleri
Ve nihayetinde Çağdaş Okulları…
Çağdaş Okullarının bulunduğu yerleşke de başlı başına bir hikâyedir.
17.354 m²’lik bu alan, eskiden Görme Engelliler Dayanışma Derneği’ne (GÖRSEM) aitti.
Bu mülk önce %72 oranında ESBAV’a, kalan %28’i ise ETAM Ltd. Şti.’ye devrediliyor.
2013’te bu hisselerin bir kısmı Tuna A.Ş.’ye geçiyor.
2020 yılına gelindiğinde ise artık tablo nettir:
Çağdaş Okulları ve Alanya’daki otelin tek sahibi Tuna A.Ş. oluyor.
Kayyum atanan bu şirketin ortaklık yapısına bakıldığında;
Yılmaz Büyükerşen, eşi, iki kızı ve damatlarının ortak olduğu bir aile şirketi mahkeme kararıyla kamusal denetime alınarak,yönetimi artık bir kayyum tarafından yürütülecek.
Bu tablonun yalnızca bir mülkiyet sorunu değil; kamusal emanetin nasıl şahsi menfaate dönüştürüldüğünün ibretlik bir örneği olduğu iddia ediliyor.
Yıllarca “halk için” diyerek inşa edilen bir yapının bugün “aile için” işletilen bir modele dönüşmesi ve nihayetinde yargının müdahalesine ihtiyaç duyar hale gelmesi kamuoyunda büyük tepki topladı.