Site Rengi

DOLAR 34,5363
EURO 36,1970
ALTIN 2.964,09
BIST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 18°C
Parçalı Bulutlu
Eskişehir
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 17°C
Cts 0°C
Paz 2°C
Pts 3°C

“Canlı Örneklerle Türk Dünyasında Müzikal Zenginlik ve Müzikle Tedavi” Paneli

“Canlı Örneklerle Türk Dünyasında Müzikal Zenginlik ve Müzikle Tedavi” Paneli
01.06.2021
A+
A-

Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜDAM) tarafından düzenlenen, yöneticiliğini TÜDAM Müdürü Prof. Dr. Kemal Polat ve TÜDAM Müzik Terapi Atölyesi sorumlusu Prof. Dr. Şükrü Torun’un yaptığı panel çevrim içi olarak gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Kemal Polat panelin açılış konuşmasında, beden ve ruhtan oluşan insanın en önemli manevi gıdalarından birinin de müzik olduğunu belirtti. Prof. Dr. Şükrü Torun, Türk Müziğinin içinde barındırdığı unsurların zenginliğine ve insan dilininkökenini oluşturan, duyguları harekete geçiren büyük gücü nedeniyle müziğin tarihsel olarak sağlık alanında da hep var olduğuna dikkat çekerek konuşmacıları tanıttı.

“Türk Müziğinde Ortak Bir Terminoloji Şart”

Prof. Dr. Hanefi Özbek, Anadolu’da milattan önce 50 binlerde bile insan yaşadığını ve bu topraklarda gelişen kültürün avrupave dünya kültürüne kaynaklık ettiğini, dünya kültürünün kökü olan Türk kültürünü korumamız ve sahip çıkmamız gerektiğini vurguladı. Dr. Özbek, Türk Müziğine ilişkin çalışmalarda gördüğü eksikliklere dikkat çekerek bu eksikliklerin müziğin kendisinden değil bu alanda çalışanların konuya yeterli düzeyde önem vermeyişinden kaynaklandığını söyledi. Dr. Özbek, bu bilinçle kaleme aldığı “Türk Müziği Usulleriyle Ritmik Okuma”“Türk Müziği-Form Bilgisi” ve “Türk Müziği-Usül Bilgisi” adlı kitaplarından verdiği örneklerle doğru tanımların ve ortak bir terminoloji oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu anlattı. Türk müziğinin ruhunu teşkil eden, makam kadar önemli olan ve 88 zamanlıya kadar uzanan geniş bir zenginlik gösteren temel, birleşik ve serbest usullerin nasıl yapılandırıldığını örnekleriyle açıkladı.

“Aynı Telden Ayrı Dilden”

Prof. Dr. Murat Salim Tokaç konuşmasına topraklarımızda yaşadıklarımızın bir sentezi olan birikimlerimizden oluşan medeniyetimiz içinde müziğin büyük bir yer kapladığını ve farklı yapıdaki insan topluluklarını aynı bütünün parçası halinde birleştirdiğini ifade ederek başladı. Müziğin barındırdığı eşitlik özelliğinin dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen ortak bir dil oluşturduğunu belirterek ürettikleri eserlerle ortak medeniyetimizin paydaşları olan gayrimüslim bestecilerimizi konu alarak gerçekleştirdikleri “Aynı Telden Ayrı Dilden”projesinde incelenen Tanburî İsak, Lavtacı Andon, Bîmen Şen, Udî Hrant Kenkulian, Leon Hancıyan, Udî Afet Mısırlıyan, Kemenceci Nikolaki,  Gomidas Vartebed gibi besteci ve icracıları tanıtarak, Kemânî Tatyos Efendi’nin herkesçe bilinen “Gamzedeyim Deva Bulmam” şarkısının kaydını dinletti. Ardından Dr. Tokaç’ın canlı olarak icra ettiği Udi Hrant’ın hicaz makamındaki “Gel nazlı güzel gel, bana can ver gülüşünle..” şarkısı ve Lâvtacı Andon’un Hüseyni Saz Semâisi katılımcılara çok özel anlar yaşattı.

“Müzikle Tedavi Selçuklu-Osmanl Dönemi Darüşşifalarında Önemli Bir Yere Sahipti”

Prof. Dr. Levent Öztürk konuşmasında, M.Ö. 700’den başlayarak tıbbın gelişimine ve Şamanik, Helenik, Arap ve Pers uygulamaları ile harmanlanarak Anadolu tıbbında müziğin nasıl yer aldığına ışık tuttu. Selçuklu döneminde 1200’lü yıllardan itibaren darüşşifaların kurulması ile müzikle tedavinin nasıl kurumsallaştığını ve Osmanlı döneminde Fatih Darüşşifasında ve özellikle Edirne’deki II. Beyazıt Külliyesi Darüşşifasındaki uygulamalarda ne derece büyük bir yer kapladığını aktardı.Dünyada ve ülkemizde müzik terapi alanına ilişkin geçmişten günümüze uzanan serüveni kilometre taşları ile özetleyen Dr. Öztürk, zaman içinde tıptaki değişimlere paralel olarak geçirdiği değişikliklerle beraber müzik temelli uygulamaların her dönemde olduğu gibi bugün de sağlık alanının bir parçası olmaya devam ettiğini belirtti.

“Müzik Temelli Uygulamalar Bilimin SüzgecindenGeçirilmeli”

Aynı zamanda panelin son konuşmacısı olan Prof. Dr. Şükrü Torun, sunumuna insan sağlığına müdahale etmek için yetki ve yetkinliğin çok önemli olduğunu, sağlık alanında hastaların ihtiyaçları doğrultusunda yapılandırılmış kanıt temelli müzik terapi uygulamalarının da bu konuda eğitimli ve yetkili olan kişilerce yapılması gerektiğini vurgulayarak başladı. Dr. Torun, günümüzde bütün dünyada geniş bir bilimsel kabul gören müzik terapi disiplinin geldiği noktayı, klinik ortamlarda ve nörorehabilitasyon süreçlerinde yüüttüğü Parkinson, Alzheimer, Afazi hastalarına yönelik nörokreatif müzik terapi uygulamalarına ait kısa videolar eşliğinde anlattı ve önde gelen bilimsel dergilerde yayınlanan müzik terapi araştırmalarından örnekler verdi. Torun, konuşmasını bu çalışmalara Türk müziğinin zenginliklerini de katarak insanlığa daha büyük hizmetler sunma yolunda hep birlikte çalışmaya ve üretmeye devam etmeyi dileyerek tamamladı.

Anadolu TÜDAM Müdürü Prof. Dr. Kemal Polat’ın konuşmacı ve katılımcılara teşekkür ederek paneli kapatmasının ardından, katılımcılardan gelen yoğun talebi kıramayan Prof. Dr. Murat Salim Tokaç’ın sunduğu kısa bir tanbur ve ney dinletisi ile toplantı sona erdi.

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.