Depresyona girmemek için doğru beslenin
Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Diyetisyeni F. Bengü Büyükdereci, kış aylarında depresyona girmeden sağlıklı beslenmenin püf noktalarını paylaştı.
Kış mevsiminin gelmesi ile birlikte hastalıkların arttığına, iştah ve kilo kontrolünün zorlaştığına dikkat çeken Diyetisyen F. Bengü Büyükdereci, “Bu aylarda güneş ışığından yararlanma oranında ciddi düşüşler yaşanıyor, bu da hem ruh hem de beden sağlığını olumsuz yönde etkiliyor” diye konuştu. Büyükdereci, bütün bunların önüne geçebilmek için neler yapılması gerektiğini anlattı.
"KANDA DEMİR, D VİTAMİNİ, B12 VİTAMİNİ VE ÇİNKO DÜZEYLERİNİ KONTROL ÖNEMLİ"
Öncelikle vitamin ve mineral düzeylerinin kontrol ettirilmesi gerektiğini ifade eden Büyükdereci, “Bağışıklığı etkileyen bir çok parametre vardır fakat bireylerin ilk yapması gereken kanda demir, D vitamini, B12 vitamini ve çinko düzeylerini kontrol ettirmektir. Vitamin mineral depoları dolduktan sonra yeterli, dengeli ve çeşitli bir beslenme programı ile bağışıklık sistemi desteklenmelidir” dedi.
SERATONİN VE MELATONİN
Mevsim meyve ve sebzelerinden yeterli porsiyonlarda tüketilmesi gerektiğine dikkat çeken F. Bengü Büyükdereci, “Günlük 5 porsiyon ve üzerinde tüketilen taze sebze meyve, kalp damar hastalıkları ve inme riskini azaltmakla birlikte tip 2 diyabete karşı da koruyuculuk sağlamaktadır. Buna ek olarak taze sebze ve meyvelerin içerisindeki flavonoidler kilo ve iştah kontrolünde etkilidir. Bu nedenle çeşitli renk ve türde meyve ve sebze tüketimi önemlidir” şeklinde konuştu.
Ruh sağlığını olumlu etkileyebilecek besinlere de yer verilmesi gerektiğini dile getiren Diyetisyen Büyükdereci, şunları söyledi:
“Kış aylarındaki mutsuzluğun sebebi genellikle serotonin ve melatonin düzeyindeki değişikliklerle açıklanmaktadır. Melatonin karanlıkta ve uyku sırasında üretilen bir hormondur ve güneş ışığından az yararlanmanın melatonin salınımını arttırarak uyku ve rehavet hissini oluşturabileceği düşünülmektedir. Kış aylarında yine azalan güneş ışığının serotonin miktarını da olumsuz etkilediği bilinmektedir. Serotonin üretimini arttıracak besinler ruh ve beden sağlığını olumlu yönde değiştirecektir. Öncelikle şeker tüketimi kontrol altına alınmalı, beslenmede demir ve B12 bakımından zengin et ve yumurtaya, B12 hariç tüm B vitaminlerini içeren tam tahıllı besinlere, aynı zamanda bağırsak dostu olan yulafa ve kuru baklagillere, omega-3 yağ asidinden zengin cevize, serotonin uyarıcısı olan triptofan içerikli ay çekirdeği ve muza buna ek olarak folattan zengin koyu yeşil yapraklı sebzelere yer verilmesi ruh sağlığını olumlu yönde değiştirmede etkili olduğu belirtilmektedir.”
SUSAMAYI BEKLEMEYİN
Su içmek için susamayı beklememek gerektiğini de sözlerine ekleyen F. Bengü Büyükdereci, “Özellikle kış aylarında vücuttan atılan suyun azalmasıyla birlikte tüketilen su miktarında da düşüşler yaşanmaktadır. Bireyler su içmek için susamayı beklemekte ve bu durum kış aylarında günlük tüketilmesi gereken su miktarında azalmaya neden olmaktadır. Oysa ki susama sinyali vücudun çoktan susuzluk sınırını aştığını göstermektedir, bu nedenle su içmek için susamayı beklememek gerekir. Hızlı bir metabolizma, güçlü bir bağışıklık sistemi için günlük 2-2.5 litre su tüketimi hedeflenmelidir” ifadelerini kullandı.
BİTKİ ÇAYLARI ALTERNATİF OLABİLİR
Bağışıklığın güçlendirilmesi için metabolizmanın bitki çayları ile desteklenebileceğini söyleyen Fizyomer Terapia Diyetisyeni, “Günde 2 fincan tüketilen bitki çayı, hem metabolizmaya yardımcı hem de bağışıklığı destekleyicidir. Antioksidan kapasitesi yüksek beyaz çay ve yeşil çay, sindirim sisteminin çalışmasına yardımcı, kan şekeri regülasyonunda etkili roiboss çayı, yine sindirim sistemi yardımcısı rezene, bağışıklığı destekleyen ekinezya çayı kış aylarında tüketilecek iyi birer alternatiftir” dedi.