Dilara Tambova: ‘Eskişehir’de Yönetimsel Anlamda Sağlıklı Bir Siyasi Yapı Yok’
Haber Ötesi ve Mavi Radyo ortak canlı yayın konuğumuz Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova oldu.
Dilara Tambova konuşmasına kendisini tanıtarak başladı: “Doğma büyüme Eskişehirliyim. Eğitim, çalışma ve siyasi hayatım Eskişehir’de geçti. 2011’de merkez yönetime dahil olup Ankara’da faaliyet göstertiyorum. Kütahya’ya kısa dönemli okul dolayısıyla gittim. Okuldan sonra Eskişehir’de ticari faaliyetlerimiz oldu. Esnaf bir ailenin kızıyım. Faaliyet alanımız taşımacılık, nakliyecilik. Esnaf kimliğimizle yapılacak olan ETO ve ESO seçimlerini önemsiyoruz. Eskişehir ve Türkiye’ye katma değer yaratacağı için bu odalarımızın iyi yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 2007 den itibaren bu süreçte bulundum profesyonel sayılırım. Demokratik Sol Parti’nin başkanlık kurulu üyesiyim.
‘Liderlik vasfı yanlış yorumlanıyor’
Bizler topluma yön verecek, liderlik edecek insanlar olarak siyasi partilerin işlevi budur. Liderlik vasfı yanlış yorumlanıyor ve yanlış algılanabiliyor. Siyaset çok yoğun bir faaliyet alanıdır. Dolayısıyla herkesin özel yaşamından zaman ayırarak bu tür faaliyetler yapmak istemeyebilir. Başkalarından daha çok şey bilmek anlamında değil, buna gönül vermek liderliktir. O yüzden bizim gibi insanların toplumu motive etmesi ve umut vermesi gerekir. Toplumun bizden beklentilerini karşılamak için siyaset yapmaktayız.
‘Eskişehir’de yönetimsel anlamda çok sağlıklı bir siyasi yapı olduğunu düşünmüyorum’
Ülkemizin gündemi, ekonomik açıdan tutun da sosyal açıdan yapılan son askeri operasyonu sayarsak, her anlamda sıkıntılı süreçten geçiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğundan bu yana belki coğrafi yapısı sebebi ile, belki islam coğrafyasında laik bir cumhuriyet olabilme, böyle bir yapı oluşturabilme ayrıcalığı dolayısıyla her zaman komşularımızda dahi sıkıntılı dönemler yaşanmıştır. Son döneme baktığımızda bu sıkıntıların aza indirgenmesi gerekir. Neden diyeceksiniz, 15 yıldır tek parti iktidarı ile yönetiliyor bu ülke. Ortaya koymuş olduğu politikaların daha güçlü olması gerekiyordu. Dönem dönem seçimler yapılıyor. Tek parti iktidarında sorunların kolay çözülmesi gerekirken, sorunlarımız katlanarak arttı. Bu bizi tabi ziyadesiyle üzüyor. Bunun dışında Eskişehir gündemi de tabi Türkiye’den bağımsız değil. Türkiye’de genel anlamda Akparti iktidar, Eskişehir’de de merkez belediyeler baktığımızda CHP’yi iktidar kabul edersek. Eskişehir’de yönetimsel anlamda çok sağlıklı bir siyasi yapı olduğunu düşünmüyorum.
Hamamyolu projesi
Proje bazlı bakmak yerine düşünce ve niyet bazlı bakmak gerekiyor. Belediye başkanının açıkladığı maliyet 12 milyon civarında, ama kamuoyunda konuşulan çok daha farklı rakamlar. Diyelim ki; 12 milyon olsun, yine çok büyük bir maliyet. Projeler yanlışta olsa yapılmaz, bu maliyetleri ödememek için yanlış çalışmalar yapmamalıyız. Hem sosyal belediyecilikten dem vurup hem oradaki esnafa, yeşile zarar verilmez. Ödüllü bir proje olması uygulanacağı yere uygun bir proje olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla siyasette en büyük sıkıntımızın insana bakış açısı ile ortaya çıktığını düşünüyorum.
Kömürlü Termik Santral
Termik santraller aslında bakıldığında bilimsel çalışmalarla da sabit, Daha çok ilkel yöntemler. Geçmişte ve geride kalmış yöntemler. Şimdi Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde enerji alternatifleri araştırılıyor. Bizde bu iki yönde tartışılıyor, Enerji bağımlısı olmamız mı, olmamamız mı? O ayrı bir tartışma konusu. Enerji de dışarıya bağımlı olmayı asla istemeyiz. Biz tabi ki termik santrale karşı olduğumuzu basın yoluyla hem bu konuda çalışma yürüten kurum ve kuruluşlarla bir araya gelerek deklare etmiş bulunuyoruz. Çevreye zarar vermeyeceğiniz, toprağa ,insan sağlığına zarar vermeyeceğini iddia etmek her zaman söylüyorum, bilimle ters düşmektir. Bugünkü koşullarda baktığımızda hem kömür kalitesi açısından, yakıtının sağlayacağı enerjiden daha çok çevreye zararlı olduğu biliniyor. Ürettiği enerjiden daha fazla çevreye zarar veriyor. %30 faydası olacaksa% 70 zararı olan bir proje. Son teknoloji ile yapılacağı söyleniyor fakat biz Türkiye’de bugüne kadar hiçbir işin doğru yapıldığını görmedik.
Şeker Fabrikaları ve özelleştirilmesi
Eskişehir’de ilk kurulan fabrikalardan bir tanesi şeker fabrikası. Hükümetin özelleştirme alışkanlığı ne yazık ki onlara da sirayet etti. İlgili bakanlık şeker fabrikalarının zarar ettiğine dair bir açıklama yapmıştı. O zaman özel sektör bir kamu kuruluşunu neden satın alsın. Bu ayağı yere sağlam basan bir açıklama değil. Ayrıca bunun satılması yerine giderilmesi gerekir. Şeker fabrikalarının satılmasına karşıyız. Özelleştirme dış sermayeden bağımsız yapılan bir eylem değil. Şeker fabrikaları sağlığımız için satılmamalı.
Afrin Operasyonu
Afrin harekatı, gecikmiş bir tedbir harekatı. Dualarımızla kısmen de olsa destekledik. Geçen yine şehit haberleri geldi, bu tarafı ile çok üzücü bir durum. Türk bayrağının dünyanın herhangi bir yerinde dalgalandığını görmek bizi mutlu eder. Tabi şu da var başka ülkelerin toprak bütünlüğüne saygılı olmak. Bizi düşündüren bazı şeyler var. Orada bulunan teröristler nereye gittiler. Bir anda buhar mı oldular? Biz Afrin’e girdik, bu kadar önemli bir operasyonun film gibi insanlara seyrettirilmesi tartışıldı. Çok yavaş ilerleyebildik ki çok kolay değil askeri operasyon. Bu ülkenin başbakanı bir zamanlar Suriye’ye gidip Emevi camiinde namaz kılacağım dedi ama daha biz buralardayız. Zaten bu doğru bir söylem değil. Dolayısıyla çok kısa sürede merkeze ulaştık bayrağımızı dalgalandırdık. Orada ki o teröristler nereye kayboldu bu konuda çekincelerimiz var. Umuyoruz ki o teröristler sınırdan içeri girmemiş olsun.”
Haber Ötesi ajansına ve Mavi Radyo’ya teşekkür ederek sözlerini tamamaldı.