DSP Genel Başkan Yardımcısı Tambova: ‘ Her Zaman Önceliğimiz, Ülke Menfaatleri Olmalıdır’
Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tambova, Afganistan’da meydana gelen olaylara ve ülke gündemlerine ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Genel Başkan Yardımcısı Tambova yaptığı açıklamada:
“İç ve dış meseleler, ülkemizin gündemini olumsuz şekilde meşgul etmeye devam etmektedir. Taliban’ın, Afganistan’ı hiçbir direnişle karşılaşmadan işgal etmiş olması; bu meseleyi farklı bir boyuta taşımış, artık sorun, Afgan sığınmacılar kaygısının da üzerinde, mahiyeti itibariyle çok daha endişe verici boyutlara ulaşmıştır.
Afganistan; bizim uzun yıllardır tarihsel bağımız olan, kurtuluş savaşı döneminde çok pozitif ilişiklerimizin de olduğu, Orta Asya’nın önemli bir ülkesidir. Yazık ki, ABD daha önce Irak meselesinde olduğu gibi ülkeyi iç karışıklığa terk edip oradaki askeri mevcudiyetini sonlandırmıştır. Taliban’ın “sözde” İslam dinini referans alan, çağ dışı uygulamaları ve gerici düşüncesiyle; Afganistan’ı, orta çağın bile gerisine götürecek yönetim anlayışı önceki yıllardan bilinmektedir. Ancak meselenin diğer bir boyutuyla; nispeten karışık sayılabilecek bir nüfusa sahip Afgan halklarının, Taliban’a direniş amaçlı ya da kendi aralarında çıkacak en ufak bir gerginlik sonucu iç karışıklığa evirilmesi tehlikesini de göz ardı etmemek gerekir.
İktidar yanlısı pek çok yorumcunun, bu konuyla ilgili, akıl ve mantıkla izah edilemeyecek bazı açıklamaları, var olan realiteden ne kadar uzak olduklarının açık bir göstergesidir. ABD’nin, Taliban’a yenildiği iddiasında olan bu enteresan yorumcular, Taliban’ı bizzat ABD’nin, o zamanki Sovyet yönetimine karşı kurdurduğunu unutmuş olmalılar. Taliban, hiçbir direnişle karşılaşmadan ve adeta birileri ülkeyi onlara bırakarak kaçmış, kalanlarda büyük ihtimalle ya teslim olmuş ya da işbirliği içindeler. Olayın somut mevcudiyetini görmeden atılacak her adım, ülkemiz için büyük tehditler içerebilir.
Taliban gibi insanlık dışı eylemleri olan; kadın ve kız çocuk düşmanı, bilim, demokrasi ve çağdaşlık karşıtı bir terör örgütü, ABD’nin taşeronluğunda ülkesini ele geçirmiştir. Ancak bu somut gerçekliğe rağmen, bu “planlı ve organize” eylemi; Büyük Atatürk’ün kurtuluş savaşı mücadelesi ile özdeş kılacak kadar şuurunu yitirmiş olanları da esefle kınıyorum. Asla kıyas kabul edilemeyecek örnekler üzerinden, gündemi farklı mecralara getirmek ve gerçekliklerden uzaklaştırmak bu ülkeye verilen en büyük zarardır. Buradaki tek gerçek ise! ABD, Orta Doğu ve Orta Asya da oynadığı oyunların; artık kendi ülke menfaatleriyle örtüşmediğini düşündüğünden, şimdilik oyun dışı kalmayı tercih etmiş, fakat asla bu bölgelerden de elini çekmemiştir. Kendisi adına, bölgeyi karıştıracak vekâletçi örgütleri buralara konuşlandırmıştır.
Bizlerin bu oyunu çok iyi tahlil edip, ona göre tutum belirlemesi ve her zaman önceliğimizin, ülke menfaatleri olması gerektiğinin bilinciyle hareket etmemiz elzemdir. Ne iktidarın söyleminden yola çıkılıp: “Taliban’la görüş birliği içinde olabiliriz” mealinden konuya yaklaşmak ne de muhalefetin yaptığı gibi ‘orada ne işimiz var’ türünden açıklamalarla meseleyi özünden uzaklaştırmak doğru değildir. Ne yazık ki, iktidar ve muhalefetin bu sığ bakış açısı üzerinden, böylesi yaşamasal öneme haiz dış meseleler çözüme kavuşturulamaz. İktidar yanlılarının, ABD kaçtı ve yerine Taliban geldi diye kutlama yapacak duruma gelmiş olmalarını da akıl tutulması olarak değerlendiriyorum. Taliban gibi bir örgütle, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asla özdeş kılınacak bir durumu söz konusu olamaz. İktidar partisi, kendi ihvancı hayalleri dolayısıyla, bu durumu olumlu karşılıyor gibi gözükmekte; ancak, bu vahim tablonun, ülkemizi de içine alacak bir ateş çemberi yaratma ihtimalini de kendilerine hatırlatmayı, ülkem adına ödev sayarım.”