Site Rengi

DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3.006,41
BIST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 16°C
Karla Karışık Yağmurlu
Eskişehir
16°C
Karla Karışık Yağmurlu
Cts 1°C
Paz 2°C
Pts 4°C
Sal 5°C

ESOGÜ’den 1 Aralık Dünya AIDS Günü Açıklaması

15.08.2019
A+
A-

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla, AIDS hakkında toplumu bilgilendirici bir açıklama yaptı.  
Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal’ın açıklaması şöyle: “HIV/AIDS toplum sağlığını önemli oranda etkileyen bulaşıcı bir hastalıktır. AIDS, İnsan Bağışıklık Eksikliği Virüsü (HIV)’nün bağışıklık sistemine yaptığı hasardan kaynaklanan bir durum olup, "Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu" olarak ifade edilir. Birleşmiş Milletler (BM)’in AIDS konusunda mücadele eden kuruluşu UNAIDS‘e göre HIV tanımlandığı 1981 yılından bu yana yaklaşık 78 milyon milyon kişiye bulaşmış olup, 35 milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Günümüzde ise dünyada HIV/AIDS ile yaşayan kişi sayısı yaklaşık 36 milyondur. Dünyada her gün 5.000 kişi yeni enfeksiyon tanısı almaktadır. 2017 yılında 940 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı Aralık 2016 verilerine göre 14.695 HIV/AIDS hastası vardır. Ancak hastalığa ilişkin farkındalığın artması, tanı ve tedavi hizmetlerindeki gelişmeler ve sağlık kurumlarına erişimin artmasına karşın;  toplum yapısındaki değişiklikler, göç, turizm, ticari ilişkiler vb. nedenlerle vaka sayısındaki artışın hızlanmakta olduğu görülmektedir. Yapılan çalışmalar sayesinde hastaların %75’i durumunu bilmektedir. Geri kalan 9 milyondan fazla kişi ise hala HIV taşıdığından habersiz yaşamaktadır. Hastalığın en önemli özelliği semptom vermeksizin yıllarca vücutta bulunması ve kişilerin sağlıklı görünmesidir. Virüsle ilk karşılaşıldığında ortaya çıkan semptomlar (Ateş, üşüme-titreme, boğaz ağrısı, gece terlemeleri, kilo kaybı, yorgunluk, eklem-kas ağrısı, lenf bezlerinde şişme, ciltte döküntü vb.) çok silik olup, çoğu zaman gribal enfeksiyon olarak değerlendirilebilmektedir. Yıllar sonra bağışıklık sisteminin zayıflaması ile daha özgül semptomların başladığı dönemde tanımlanması daha kolay olmakla birlikte hastalık artık ileri evreye ulaşmış olup,  tedavi olma şansı azalmaktadır. Bu arada hastalık birçok kişiye bulaşabilmektedir. Bulaş zincirinin kırılması ve tedavi için uygun dönemde hastalığın tanımlanabilmesi çok kritik bir durumdur. Sürekli yorgunluk, ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, uzun süreli geçmeyen ishal, ağız ve dil üzerinde beyaz lekeler, lenf nodlarında şişme, bulanık görme, kuru öksürük, nefes darlığı, yutmada güçlük-ağrı gibi semptomlar riskli bireylerde AIDS’i akla getirebilir. Yine bazı kanserler ve tüberküloz tanısı da arka planda AIDS varlığını düşündürür. Hastalığın kesin tedavisi bulunmamakla birlikte, günümüzde mevcut tedavi seçenekleri ile yaşam kalitesi ve süresi çok iyileşmiş, ölümler  %51 oranında azalmıştır. Bununla birlikte hastalıktan korunma hala en öncelikli konudur. Koruyucu bir aşısı bulunmamaktadır. Bulaşma yolu en sık korunmasız cinsel temas, ikinci olarak ise damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektörler ile olmaktadır. Anneden bebeğe doğum sırasında veya emzirme sırasında geçebilir. Öte yandan epitel bütünlüğü bozulmamış cilt teması, el sıkışmak, sarılmak, birlikte yemek yemek, aynı tuvaletin kullanımı gibi sosyal ilişkiler ile bulaşmaz. Hastalıkla mücadelede; toplumsal farkındalığın artırılması, toplumun hastalığının bulaşma yolları hakkında bilgilendirilmesi, riskli olan kişilerin test yaptırmaları ve tanı alan hastaların tedavi olmaları konusunda bilinçlendirilmeleri çok önemlidir. Ülkemizde tanı ve tedaviye erişim herkes için sağlanmış durumdadır. 2018 yılı Dünya AIDS günü teması  ‘Durumunuzu Bilin’ olarak belirlenmiş olup, kişileri HIV durumlarını bilmeleri konusunda teşvik etmektedir. Test yaptırarak durumunuzdan haberdar olabilirsiniz. Bulaş zinciri de ancak bu şekilde kırılabilir”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.