İkinci Hayatlarının Mutluluğunu Yaşıyorlar
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesindeki merkezde, geçen ay yapılan organ nakli ile sağlığına kavuşan hastalardan 45 yaşındaki çiftçi Osman Gürler ve 28 yaşındaki öğretmen Emre Küçük, ikinci hayatlarının mutluluğunu yaşıyor.
ESOGÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Bülent Ünal, Prof. Dr. İlter Özer ve Prof. Dr. Murat Ulaş'ın önderliğindeki 34 kişilik transplantasyon ekibinin, bu yıl organ nakli yaptığı 22 hasta arasında, bir özel okulda öğretmen olan Emre Küçük ile besicilik ve çiftçilik yapan Osman Gürler de bulunuyor. Küçük ve Gürler, adım attıkları yeni hayatlarını daha mutlu ve kaliteli yaşamak adına planlarını ve hissettiklerini paylaştılar. Geçen ay karaciğer nakli yapılan Emre Küçük, sağlık durumunun çok iyi olduğunu söyledi.
Bir an önce öğrencilerine kavuşmak için gün saydığını anlatan Küçük, şöyle konuştu:
"Karaciğer rahatsızlığım ileri düzeydeydi. Doktorlarım en fazla birkaç yıllık ömrümün kaldığını söylemişlerdi. Bunu ameliyat sırasında da gördüler. Organım çok kötü durumdaydı. Başarılı bir operasyonun ardından sağlığıma kavuştum. Mutluyum. Öğrencilerimi çok özledim. Onların beni araması çok güzel bir duygu. Tekrar mesleğime dönmek için gün sayıyorum. En büyük hayalim sıradan mutluluklarla hayatıma devam etmek. Organ nakli sayesinde hayattayım. Bir ay oldu, şu anda burada oturmak bile benim için bir mucize. Kendimi daha iyi hissediyorum. Benim organım Adana'dan geldi. Vefat eden kişiye Allah'tan rahmet diliyorum, ailesine teşekkür ediyorum. Organ bağışı konusunda bir eğitimci olarak elimden gelen her şeyi yapacağım. Organ bağışı konusunda büyük projeler yapmayı hedefliyorum."
"Neler çektiğimi bir ben bir de Allah bilir"
Böbrek nakli yapılan Gürler de 7 yıldır diyalize girdiğini, bu süreyi adeta ölümle burun buruna yaşayarak geçirdiğini söyledi.
"Neler çektiğimi bir ben bir de Allah bilir. Organ bağışı olsa bu kadar insan beklemez. Nakil oldum kurtuldum." diyen Gürler, ameliyattan 10 gün sonra taburcu edildiğini aktardı.
Gürler, "Bu benim için ikinci bir hayat. Eskiden hiçbir yere gidemiyordum. Hayvancılık yapıyordum, hastalığım nedeniyle hepsini sattım, işimi yapamadım. Hayatını kaybeden insanların organları toprak olup çürüyeceğine hiç olmasa bir insana hayat verir." ifadesini kullandı.
"Organ bağışında daha duyarlı olmalıyız"
Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Ünal ise birimde yaklaşık 8 ay önce başlatılan organ nakli çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyledi. Organ naklinde, özellikle beyin ölümü bildirimi ve organ bağışı konusunda, Türkiye'nin halen dünya standartlarının çok altında olduğuna değinen Ünal, "Kadavradan organ nakli konusunda yeterince bağış olmayınca ülke olarak oldukça gerilerdeyiz. Kendi hastanemizde bir yılda 24 beyin ölümü teşhisi konulanların neredeyse yarısının organları bağışlandı. Bunu Türkiye'ye oranladığınızda çok büyük bir oran. Ancak Türkiye genelinde bu oran ne yazık ki yüzde 10-15 civarında." dedi.
Ünal, organ bağışı konusunda biraz daha duyarlı olunması gerektiğine işaret ederek, "Bugüne kadar beyin ölümü gerçekleşen hastalardan aldığımız 13 böbrek ile 9 karaciğerin naklini yaptık. Nakiller içinde erken dönemde kaybettiğimiz ve ameliyata bağlı komplikasyon yaşayan hastamız olmadı. Hastalarımızın tamamı sağlıklı bir biçimde taburcu edildi. Son hastamızın ise tedavisi sürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Organ Nakli Merkezi Müdürü İlter Özer de karaciğer ve böbrek nakilleri yaptıklarını belirterek, "Elimizden geldiğince organ nakilleri konusunda çalışmaya, farkındalık yaratmaya gayret ediyoruz. Farkındalık çok önemli, özellikle organ bağışı için. Türkiye'de şiddetle organ bağışına ihtiyaç var. Özellikle karaciğer ve böbrek bekleyen hasta sayısı çok fazla. Bizim de amacımız çalışmalarımızla bu konuda bir farkındalık yaratıp organ bağışı sayısını artırabilmek." ifadelerini kullandı.