Karaman: ‘Özel Öğretim Kurumlarına Ayrıcalık mı Var?’
Memur-Sen Eskişehir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Muammer Karaman, özel öğretim kurumlarının koronavirüs sürecindeki uygulamalarını eleştirerek “Koronavirüs için tedbir almak sadece devlet okullarının üzerine düşen bir vazife mi? Özel öğretim kurumları bu tedbirleri almaktan muaflar mı?” ifadeleriyle tepki gösterdi.
Karaman açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Sendikamızın Arifiye mahallesindeki şube binasının yakınlarında bir çok kurs merkezi var. Ortaokul ve lise çağındaki yüzlerce öğrencinin kurslara gittiğini görüyorum. Etraftaki kafeteryaların kaldırımlara taşan sandalyelerinde sosyal mesafe tanımaksızın oturup sohbet ediyorlar. Ve bu noktalarda hiçbir önlemin alınmadığını da maalesef görüyoruz. Ancak ne yazık ki mesele sadece sosyal mesafe değil.
Öğrendiğim kadarı ile bu özel öğretim kurumları kısa çalışma ödeneğinden yararlandılar. Yani personellerini işe getirmediklerini söyleyip devletten destek aldılar ve almaya da devam ediyorlar. Peki öğretmenleri kuruma gelmiyorsa bu çocuklar kurslara neden gidiyor ve kimlerden ders alıyorlar. Bu konunun mutlaka araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Diğer bir husus ise; mevcut kurallara göre devlet okulları ve özel kurumlar sadece 8 ve 12. sınıf öğrencileri için kurs açıp şartlar yerine getirilerek yüz yüze eğitim verilebiliyor. Fakat okul yöneticisi arkadaşlarımız 7, 9,10 ve 11. sınıf öğrenci velilerinin “çocuğumuz okulun vereceği uzaktan eğitime katılamayacak çünkü o saatte kursa gidiyor” dediklerini söylüyorlar. Yani yasak olmasına rağmen ara sınıflarda yüz yüze eğitim verildiği bizzat veliler tarafından okul yönetimlerine söyleniyor ve online eğitime katılmak yerine yüz yüze eğitimi tercih ettikleri bildiriliyor. Veliler “Falanca özel öğretim kurumu 11. Sınıf öğrencisine yüz yüze kurs veriyor sizler neden vermiyorsunuz? diyorlar. Sanki devlet okulları gerekeni yapmıyormuş gibi bir algı oluşturuluyor ki bu da okul idareleri ile velileri karşı karşıya getiriyor. Ve sonuçta okulların verdiği online eğitim maalesef değersiz hale getiriliyor. Okullarımızda görev yapan öğretmenlerimiz mesai mevhumu olmaksızın sabahtan akşama kadar binbir zorlukla bilgisayar karşısında çocuklarımız icin çaba sarfederken bazı özel kurumların kural tanımaz uygulamaları nedeniyle bu çaba değersizleştiriliyor. Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi de göz ardı edilmiş oluyor. Mutlaka en kısa zamanda gerekli denetimler gerçekleştirilmeli ve bu ikircikli yapı bir an önce son bulmalıdır.
Bu sürecin böyle yürümesine müdahale edilmezse buradan tek bir mana çıkar. Bu da şudur; devlet kendi okullarında yüz yüze eğitimi durdurmuş, bu iş özel öğretim kurumlarına devredilmişdir. Maddi imkanı olmayan aileler ise ne yazıkki kaderine terk edilmiştir.
Ağızlarını her açtıklarında eğitimin parasız ve devlet eliyle verilmesini savunuyoruz diyen sendikaların, çalışanlarında koronavirüse rastlanan okullarımızın isimlerini alt alta sıralayıp yayınlamaları, korku ve paniği arttırıp öğrenci ve velileri özel eğitim kurumlarına yönlendirmeleri işin göz ardı edilmemesi gereken diğer bir boyutudur.
Bu süreç ekonomik imkanı olan ile olmayan arasındaki var olan eşitsizliği daha büyük bir hızla büyütecektir. Tüm yetkilileri, devlet kurumlarını itibarsızlaştıran, ortaya konulan emeği heba eden bu duruma dur demek için göreve davet ediyorum.”