Köksal Meydan okudu: ‘Piyonların Şahlarına Sesleniyorum’

Haber Ötesi ve Mavi Radyo ortak canlı yayın konuğumuz; Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal oldu. Köksal çok sert konuştu, hatta meydan okudu.

Hasan Hüseyin Köksal konuşmasında: Sağlık-Sen’i anlatırken; “Sadece sağlık çalışanlarına yönelik değil; vatan için, ümmet için, toplum için her durumda Sağlık-Sen ses olmak için kurulmuştur. Her kesimde sıkıntı yaşayanlara yönelik, çalışanlara yönelik ve memurlara yönelik kurulmuş bir sendika… Mazlumun yanında olan bir sendikayız.”

AK Parti hükümeti ve sağlık yatırımları.

AK Parti hükümeti öncesinde, sağlık ‘2002 öncesi ve sonrası’ diye bizde ikiye ayrılıyor. Ülkemizde 15 yılda sağlıkta çok mükemmel değişiklikler yaşandı. Bunlar vatandaşa hizmet ağırlıklı. AK Parti hükümetinin en çok karşılık bulduğu alan sağlık alanıdır. İlimizde de son dönemde iki büyük hastane yapılıyor, bir tanesi şehir hastanesi. Türkiye, şehir hastane alışkanlığına yeni alışıyor. Rol model şehir hastanelerimiz. Bugün devlet hastanelerinin dışında özel hastaneler çalışırken, hastalarına hitabı otelcilik hizmeti yönünde. Şehir hastaneleri çok daha kapsamlı ve yıldız olarak da 7 yıldızlı bir hizmetin sunulacağı, hizmet sektörü haline getirilecek. Çok büyük, çok mükemmel bir bina yapılıyor. Eskişehir’de uzun yıllardır eski hastanelerle hizmet veriliyordu. Başarının mimarları sağlık çalışanlarıdır. Şehir hastanesinin 3/4 ay içerisinde hizmet vermesi planlanıyor. En büyük eksiklik, eleman eksikliği olacaktır. Sağlık Bakanlığımız, elaman alımı için uzun süredir çalışıyor. Modern bina, modern cihazlar ile gençlerle takviye yapılarak, sağlık alanının yükü hafifletilecek diye düşünüyoruz.

Projelerimiz bitmiyor…

Şehit aileleri ve engelliler ile sık sık bir araya gelerek, onların sıkıntılarını gidermeye çalışıyoruz. Şehit ailelerimizin çocuklarının %100 burslu olarak ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde okullar hazırlıyoruz. Sağlık-Sen ailesi olarak hepimiz bir ve beraberiz. Yıpranma payının gündeme getirilmesi ve takip edilmesi lazım. Tüm meslek dalları çalışanları yıpranırken, hastaya giden sağlık çalışanları yıpranmıyordu. Biz bu mücadeleyi 4 yıldır sürdürüyoruz. Bunu güzel bir şekilde sonlandıracağız. Sağlık çalışanları için masada 5 farklı teklifimiz var. Cumhurbaşkanlığımızın sözünü 4 yıldır erteleyenlere sormak lazım. Biz eğer isteseydik yıpranmayı daha önce çıkarırdık ancak boş bir yıpranma çıkardı. Bütün sağlık çalışanlarını rahatlatacak bir yıpranma çıkaracağız.

Ülkemiz son 5 yıldır zor günlerden geçiyor…

Doğuda yaşanan hendek olayları, ordumuzun Suriye’de savaşıyor olması, daha önceki Gezi Parkı eylemleri. Birçok sorunları yaşayarak geldik biz bu günlere. Bugün tabipler odası bir meslek kuruluştur. Adı üstünde hekimlerin hakkını savunacak bir meslek örgütüdür kendileri ama ne yazık ki tabipler odası şu ana kadar hiçbir sağlık çalışanı ve hekim hakları için bir çalışma yapmamış, aksine, ülkenin zora girmesi için, hükümetle devleti, milleti karıştırmak için hep yandaşlığını diğer taraflardan yana kullanarak, bir kez olsun çalışanlarının yanlarında durmamıştır. Bugün çalışanlarının hiçbir zaman yanında durmayan bir meslek örgütü, kâbus gibi HDP kongresinde “Direnişe devam, Afrin’e selam!” diye mesaj yolluyorlar. Artık savaş başlamış herkes safını belirlemiş ama bir meslek örgütü çıkıyor orada “direnişe devam” diye mesaj gönderiyor. Devletin birliği ve beraberliği önemliyken, buradaki konsey üyelerinin almış oldukları kararlarla bunlar yapılıyor. Biz de durmadık, onların sağlık çalışanları içerisinde “azınlık” olduğuna dair basın açıklaması gerçekleştirdik. Tabipler odasının yapmadığı her şeyi Sağlık-Sen ailesi olarak dile getirdik.

“Sağlık çalışanlarına sesleniyoruz!” diyerek, meydan okudu!

Bu dönem bizim yılımız. Bizim geçen olağan seçim yılımız 2 Kasım. Ama arkadaşları görüyoruz ki; dertlerinin sağlık çalışanı olmadığı, bütün açıklamalarını okuduğumuzda çıkar amaçlı bir araya geldiklerini net bir biçimde görüyoruz. Sağlık-Sen ailesi olarak şunu dillendirmek istiyorum. 2014 yılı Sağlık-Sen neredeydi, 2018 yılı nerede? Bizim amacımız; Sağlık-Sen’i her zaman en iyi yere taşımak. Sağlık çalışanlarına en iyi şekilde hizmet vermek. Bir kez daha sesleniyorum; görev yapan idarecilere çamur atarak, insanlara korku salarak, seçimi bel altına taşımak dediğimiz tabirle, edep sınırlarını zorlayarak bizi üzerlerine çekmeye çalışanlara biz projelerimizle sahada cevap vereceğiz.

Sağlık çalışanlarının sesi olmaya gelmiş biri olarak, piyonların şahlarına şunları söylüyorum:

Cesareti olan varsa mahkemenin evrakları benim elimde, ben sendika başkanıyım. Ortalama bir saattir burada programdayız. Şu anda bile telefonuma 15/20 tane çağrı geliyor, günlük 150 çağrı ortalaması alıyorum. Her gün yüzlerce insanla konuşma yapıyorum. Hastanede çalışan bir “hemşire hanım” tarafından 25 defa aranmışım. Müsait olduğum zamanda 14 saniyelik bir görüşme yaptım ve bu görüşme sonucunda bu hemşire hanımı dolduranlar, kuranlar geçen gün bize karşı basın açıklaması yapan fotoğraftaki, karedeki iki kişi. Ben Cumhuriyet Savcılığı’nın mahkeme kararını; bizi mobbing ve tehditle suçlayanlara gönderebilirim. O hemşire hanımı tanımıyorum. Bu hemşirenin bizi karalayanlarla 150 görüşmesi var. Bunlar kayıtlarda var. İnsanları tehdit eden muhalefete diyorum ki; buyurun sendika binamız orada, buyurun gelin elimizdeki evrakları paylaşmaya hazırız. Bu arkadaşların yaptığı edebe, hayaya sığmayacak saldırılara rağmen bunları şimdiye kadar neden konuşmadık; Sağlık-Sen ailesine zarar gelmesin diye!

Daha önce idarecilik yapmış rakip adayımız 10 yıldır idareci. Onun döneminde ben başkan olmadığım zaman bile bana şikayetler geliyordu. Sağlık-Sen’deki idareci arkadaşları eleştiren karşı sendikaların yapmış oldukları basın açıklamaları var. Çalışanlara baskı yapılıyor, mobbing uygulanıyor diye. Baskının alasını yapan bunlar. Ben buradan sesleniyorum; bütün bu süreci iyi incelesinler, Hasan Hüseyin Köksal ne söz verdi, nerden nereye geldi. Hasan Hüseyin Köksal’ın şahsına saldırılarla olmaz. Varsa aday olan, bizim yaptıklarımızdan daha kaliteli bir hizmet sunacaklarını iddia edenler çıksın. Bizim yapamadıklarımızı söylesinler. Bugün sağlık çalışanları Eskişehir’de temsil oranında neredeydi, nereye geldi bunları konuşmak lazım. Bazen ben duyuyorum şu müdür yardımcısını; bu müdür getirmiş, şu müdürü bular atamış, bunu sendika göndermiş vs… Bir şeyler söylerken akla ve mantığa uygun şeyler sunmanız gerekir. Sağlık-Sen, kişilerin boy göstereceği bir yer değildir. Biz Sağlık-Sen’in itibarını 2010’da yerlerden aldık, tavana kadar yükselttik. Bu sayede ne oldu, üyeler nezdinde Sağlık-Sen büyüdü ve 7 Haziran ve 1 Kasım arasında Türkiye birincisi olduk. Bugün bütün sağlık çalışanları geçmişi unutanlar hepsine sesleniyorum; iletişimden korkmayın, sormaktan korkmayın. Bu hastane kurulacak ve tabii ki sağlık çalışanları yer değiştirilecek. Fakat burada ‘bize uzak veya yakın insanların yerleri değiştirilecek’ demek masadaki mevcut olan idarecileri yok saymak demektir.

Bu arkadaşları tarihe gömeceğiz!

Ben bir kez daha söylüyorum; şu anda görev yapan idarecilere çamur atarak, insanlara korku salarak, bel altına çekmeye çalışanlarla biz sahada çalışarak hesaplaşacağız. Allah’a şükür 4 yıldır hizmet verdik. Benim seçildiğimden iki ay sonra gemiyi terk edenlerin, bir araya getirdiği bu grupla bizim mücadelemiz sürecektir. Bu arkadaşların ömrü, bizim gözümüzde ölüm öncesi sessizliğe girmiş bir gurup olarak nitelendiriyoruz. Çalışanları savunacak olan, sahadan gelene çalışanlardır. Üyelerin kaçının bayan, kaçının erkek üye olduğundan haberleri yok. Sağlık-Sen şube başkanlığı hangi sokakta haberleri yok. Son seçimde makam karşılığında yönetim kurulunu bırakıp gittiği günden bu yana sendika binasına girmemiş, bir bayan çıkıp hak savunuyor. Sendikacılık, her gün sabah 8, akşam 8’e kadar devam eden bir iletişim. Sendikacılık öyle masa başında oturup keyif sürme işi değil. Sendikayı, kendi çıkarı ve menfaatleri için kullanan insanlardan arındırmak için biz bir söz verdik ve bu sözümüzü tuttuk. Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde bir idarecimiz, kendi öz iradesi ile istifa etmiş, bunu ben şahıs olarak iki defa aramama rağmen, il müdürlerimiz, siyasi parti liderlerimiz herkes aramasına rağmen, istifa etme ve git işine devam et’ demesine rağmen istifa etmiş. Hep bu sendika için susuyoruz. Bu şahıs senin “Seçim yılın, il müdürleri ile aramı bulabilirdin!” diye konuşarak, kendi istifa ettiği makama geri gelmek için; il müdürleri hakkında basın açıklaması yapmıştır:

Biz Sağlık-Sen kimsenin silahı da değiliz, tetikçisi de değiliz. Ben sendikacılığın çıraklık döneminde yaşadım, kalfalık döneminde de yaşadım, Allah’ın izniyle ustalık dönemimde bu arkadaşların hepsini tarihe gömmek için kasım ayında sahalardayız. Şunu iletiyorum: Sendikayı kimseye kullandırmayız. Biz doğrunun yanındayız, adaletin yanındayız. Şahsıma yöneltilen tehdit bugün paylaşılmış, onunla ilgili hukuki süreci başlatacağız. Ben eşimle günde iki kez zor görüşüyorum yoğunluktan. Bir insan 150 defa niye görüşür çalışanıyla. O hâlde insanın aklına şu soru gelir: ‘ya gönül ilişkisi var, ya bir teşkilat kurulmuş, ya da teşkilata yönlendirilmiş.’ Bugün o fotoğraftaki insanlar sırf benim şahsımı karalamak için, bir araya gelmişler ve hukuki olarak bizi zora sokmaya çalışıyorlar. Şahsımıza ‘ambulansta tekme’ diye uydurulmuş bir iftira kampanyası yapıldı. Biz hepsinin farkındayız. Allah’a şükür o gün hastane önündeki 9 kamera olayları çekmiş. Biz oradan da aklandık. Göstermiş olduğumuz sert ve dik duruş idarecileri savunmamızdan dolayı yıpratma çalışmaları yapılıyor. Çalışanlarımıza sesleniyoruz; sormak istediğiniz her soruyu sorun. Telefonum sosyal medya da var. Rahatlıkla ulaşabilir ve aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz. Biz ve kadınlar komisyonumuz ve projelerimizle, yaptığımız başarılı çalışmalarla Türkiye’nin her yerinden tebrik telefonları alıyoruz. Bütün sağlık çalışanlarını sağduyulu bir şekilde olayları anlamaya çağırıyorum. Yeni seçilen idarecileri karalama yaparak bir yere varılmaz.” diyerek sözlerini tamamladı.