Marketini ’sırtına’ sarıp köyleri gezmeye başladı; “O olmasa aç kalırız”

Eskişehir’de yaşayan esnaf Semih Gör, içini ürünlerle doldurduğu otobüs ile marketi olmayan 40 köy ile mahalleye hizmet verirken günde 120 kilometre yol kat ediyor. Gör’ün gittiği köyde yaşayan 68 yaşındaki Rabia Özsoy, “Eve lazım ne varsa burada buluyoruz, en çok da ekmek alıyoruz. Marketimizi çok seviyoruz, o olmasa biz aç kalırız” dedi.
Eskişehir’de yaşayan evli ve 2 çocuk babası 36 yaşındaki Semih Gör, ailesiyle birlikte Odunpazarı ilçesi Çankaya Mahallesi’nde market işleterek geçimini sağlıyor. Onu diğer meslektaşlarından ayıran özellik ise mahalledeki marketinin yanı sıra bir de bir otobüsün içine dizayn ettiği seyyar marketinin olması. 2019 yılında ülke genelinde etkili olan koronavirüs pandemisinde satın aldığı otobüsün içini ürünlerle dolduran Gör, sokağa çıkma yasağında satış yaparak bu işe başladı. Genellikle kırsalda olan müşterilerince hizmeti çok tutulan esnaf, pandeminin bitmesinin ardından da işine marketi olmayan köylere giderek devam etti.
Günde 120 kilometre yol yapıyor
Haftanın 5 günü yaklaşık 40 köy gezen Semih Gör, günde ise 12 mahalle gezerek hemen hemen 120 kilometre yolu seyyar marketi ile yapıyor. Mutfak tüpünden, ekmeğe, çikolatadan cipse kadar birçok ürünü kırsalda yaşayan vatandaşlara satan esnaf, özellikle yaşlıların duasını alıyor. Marketinde kredi kartı da geçerli olan Gör, mesleğini ve uzun yol gitmeyi çok seviyor.

“Gittiğim köylerin hiçbirinde bakkal ya da market yok”
Seyyar market işine pandemi döneminde başladığını söyleyen Semih Gör, “Bu işe pandemi döneminde başladım, normalde köylere mutfak tüpü dağıtımıyla uğraşıyordum. Pandemide tüp getirirken insanlar benden erzak da istemeye başladılar; benim de aklımda böyle bir fikir oluştu. ‘Hem market yapalım erzak olsun hem de tüp olsun’ diyerek köylere gitmeye başladım. Toplam 38-40 köy dolanıyorum, köylünün de oralarda bize ihtiyacı var. Günde 100-120 kilometre yol yapıyorum 12-13 köye giderek. En yakın köylerim Yukarı ve Aşağı Çağlayan, oradan da Kalabak’a doğru ilerleyeceğim, günüm bu şekilde geçiyor. Gittiğim köylerin hiçbirinde bakkal ya da market yok, sadece seyyar sebze-meyveci geliyor bir de ben gidiyorum. Yazın tabii daha güzel oluyor yazlıkçılar da gelince. Şehirden gelenler köyü görünce çok şaşırıyor, fotoğraf çekmek isteyenler falan oluyor, tabii köylüler bu duruma alışkın olduğu için onlara yabancı gelmiyor artık” dedi.
“Marketimizde kredi kartı da geçiyor”
Kışın hava şartlarına bağlı olarak işlerinin daha zor olduğuna değinen esnaf Gör, şöyle devam etti:
“Kışın işlerimiz daha sakin, yazın çok canlı ve hareketli oluyor. Kışın daha çok karlı ve çamurlu yollardan geçtiğim için biraz mücadele istiyor, zorluyor baya. Pazartesi ve Perşembe hariç haftanın 5 günü çalışıyorum. Köylerde özellikle hayvancılık yoğun olduğu için tabii köpekleri de var, onlara poşet poşet ekmek götürüyorum. Onun dışında seyyar marketimizde tüp, çocuklar için dondurma çikolata gibi sevdikleri şeyler ve diğer tüm temel ihtiyaçlar satılıyor. Ayrıca özel bir istekleri olursa da söylüyorlar, bir sonraki gün getiriyorum. Herkesin ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz, aslında herkesin ayağına hizmet gibi oluyor. Bu otobüs daha öncesinde de köylerde çalışıyormuş; şansıma bana çok iyi denk geldi. İçi de zaten hazır ve yapılıydı, ben sadece dekorasyon anlamında birkaç şey ekleyip toparladım ve bu hale getirdim. Sabit dükkânımız üzerinden devam ettiğimiz için araba temel gıda satış aracı olarak geçiyor, projesi falan da çizilmiş. Ayrıca marketimizde kredi kartı da geçiyor.”
“Eve lazım ne varsa burada buluyoruz”
Odunpazarı ilçesi kırsal Süpüren Mahalle’sinde yaşayan 68 yaşındaki Rabia Özsoy, “Burası 30 haneli bir köy. Köyde bakkalımız da marketimiz de yok, sadece bu seyyar market geliyor. Yaklaşık 7 seneden beri geliyor buraya, Pazartesi Salı ve Çarşamba günleri geliyor. Eve lazım ne varsa burada buluyoruz, en çok da ekmek alıyoruz. Marketimizi çok seviyoruz, o olmasa biz aç kalırız” dedi.