Site Rengi

DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3.006,41
BIST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 1°C
Karla Karışık Yağmurlu
Eskişehir
1°C
Karla Karışık Yağmurlu
Pts 3°C
Sal 4°C
Çar 7°C
Per 7°C

Muammer Karaman Haberötesi’nin Konuğu Oldu

Muammer Karaman Haberötesi’nin Konuğu Oldu
04.12.2019
A+
A-

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Eskişehir Şube Başkanı Muammer Karaman, 89.9 Mavi Radyo ve www.haberotesi.com.tr Şehrin Nabzı programına konuk oldu. Özlem Akbaş’ın sorularını canlı yayında yanıtlayan Karaman, eğitim ve eğitimcilerin sorunlarını dile getirdi. Çözüm önerilerinde bulundu. Muammer Karaman’ın kendini tanıtarak başladığı söyleşi şöyle: Muammer Karaman Eğitim Bir-Sen Eskişehir şube başkanıyım, aynı zamanda Memur-Sen Eskişehir il temsilciği görevini yürütüyorum. 1975 yılında Karabük’te doğdum. 1993 yılından itibaren de Eskişehir’de yaşıyorum. Öğrencilik hayatım, kamu görevindeki hayatım burada devam ediyor. Sizlere konuk olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Şu anki diğer basın öneri Eskişehir Haber Ötesi, Mavi Radyomuz Eskişehir’de önemli görev infa ediyor. Bu manada bize de bu mikrofonu açtığınız için ekranları açtığınız için teşekkür ediyoruz.”

Ben teşekkür ediyorum. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen öncelikle açılımı nedir sendika üye sayısı ne kadardır ? Ve faaliyet alanı nelerdir ?

Şimdi Eğitim-Bir-Sen 1992 yalında rahmetli Mehmet Akif İnan ağabeyimiz tarafından kurulmuş eğitim hizmet kolunda eğitim çalışanların sorun sıkıntılarını çözüme ulaştırmak, bunları dile getirmek sadece sorunu dile getiren değil; aynı zamanda çözüm önerilerini ortaya koymayı hedefleyen bir sendikanımız, konfederasyonumuz 1995 yılında 5 sendikanımızın oluşumuyla birlikte oluşmuştur. Memur-sen de yaş olarak 1995 de üç yaş üç sene sonra kurulmuş o da bütün bu Türkiye’de 11 hizmet kolunda varolan, kamu çalışanların sorunlarını temsil etmek sorunlarını dile getirmek hem yerel hem de dünya evrensel şartta emek haraketlerin içersinde varlığını sürdürmek, Türkiye’de de kamu çalışanların tecrübeleriyle dünyadaki emek hareketlerin tecrübelerini birleştirmek buluşturmak maksatla faaliyet gösteren konfederasyonumuz adıdır. 4688 sayılı kamu görevli sendikalara bağlı olarak bütün iş ve işlemlerimizde yürütmekteyiz.

-Evet, üye sayısı demiştik onunla ilgili…

Eğitim-Bir-Sen sendikamız için üye sayımız 4400, Memur-Sen il temsilcisi bazında Memur-Sen’e bağlı tüm sendikalarımızın üye sayısı da yaklaşık 15 bin…

-Evet 24 Kasım’da geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz. Dolayısıyla buradan tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlayalım. Onlar bizler için çok önemli ve hemen akabinde de eğiticimlerin sorunlarına geçmek istiyorum. Nelerdir eğiticimlerin sorunları? Ve çalışanlarına şiddet konusuna girecek olursak…

Evet ben tekrar bu ekranların bana açıldığı için teşekkür ediyorum. 24 Kasım özel öğretmenler günü olarak resmî kutlamalarla devam ediyor. Hiç şüphesiz 24 Kasım tarihini eğitim çalışanlarının sorunlarını, sıkıntılarını dile getirmek anlamıyla önemsiyoruz ancak 24 Kasım öğretmenler günü 1980 yılından itibaren Türkiye’de kutlanmaya başlanmıştır. Dolasıyla biz, 1980 12 Eylül darbesine karşı net bir tutumu olan sendikayız, konfederasyonu. Biz bu ülkenin sağından ve solundan gençleri asan, milyonlarca genci sağdan, soldan hapislerde heba eden bir darbenin ve öyle bir darbe ki; Amerikan tarafından da ‘bizim çocuklar tarafından başarıldı, bizim çoçuklar başardı’ diye alkışlanan bir darbenin, öğretmenlere hediye ettiği bugünle alakalı soru işaretlerimizi eleştirimizi kamuoyu ile paylaşmak durumundayız. Çünkü ülkede büyük bir sıkıntıya neden olan annelerin, babaların ellerinden evlatlarını çalan, gençlikleri heba eden generaller n’oldu da öğretmenlere eğitim çalışanlarına bir gün hediye ediyorlar? Çünkü yaptıkları ülkeyi kan gölüne çeviren, ülkedeki kaosu arttırmak yerine ülkedeki kaosu çözmek hedeflerini kendilerine söyleselerdi ülkede siyaset atmosferi var; olan kaosu derinleştiren bu cunta yaptığı bu fahiş eylemlerine toplumsal bir destek bulmak amaçlı sanki bir rüşvet kabiliyetinden eğitim çalışanlarına bir gül hediye etmiş. Dolasıyla bunu öncelikle bu şekilde görmek lazım. Bunu kamuoyunuyla, öğretmenler odalarında, hizmet odalarında, memur odalarında biz paylaşıyoruz. Dolasıyla güne ilişkin böylesiyle eleştirimiz var ama 24 Kasım tarihi madem var… Burda bir gerçekçilik, burada biz eğitim çalışanlarının sorunlarını dile getirmekle alakalı konuşmalıyız ama konuşabiliyor muyuz yani konuştuğumuz zaman neler oluyor? Şimdi öncelikle 24 Kasım’ı resmî protokolü ağırlandığı ve kendi günümüzde o resmî protokolü alkışladığımız anlar olmaktan çıkarmalıyız. Yani binlerce öğretmen, binlerce eğitim çalışanı bir salona toplanıyor; oraya şehrin protokolü geliyor. O gün öğretmenlerle, eğitim çalışanlarıyla ilgili olumlu güzel sözlerle söylüyorlar biz de alkışlıyoruz. Günün anlamı, değeri bundan öteye geçmiyor. Mesela Konya’da bir olay yaşandı. Konya valisi, böyle bir öğretmenler günü programı var 2 bine yakın öğretmen salonda, eğitim çalışanı salonda, kurumlarımızın yöneticileri oradalar. Biri tam da vali kürsüye çıktığı sırada bacak bacak üstüne atmış. Sayın Konya valisi oradan sesleniyor: “Birader sen öğretmen misin ?” Yani hitabından o an atmosfere kadar hiç yakışmayan bir tutum dolasıyla eğitim çalışanları kendi günlerinde fırça yiyen, oturmaları kalkmaları düzeltilen bir insan konumuna düşürülüyor. Kaldı ki vali beyin hoşuna gitmeyen oturuş şekliyle oturan kişi de bir gazeteciymiş. Sonrası bu gazeteci makama çağırılmış, vali beyin makamında o ondan özar dilemiş vali bey özürünü kabul etmemiş. Yani kişi önce soruyu vali ‘sen öğretmen misin, öğretmenim’ diyor. Oradaki o gazeteci soruya öğretmense fırçaya devam. Orada faraza bir siyasi parti sorumlusu olsaydı, bir ilçe başkanı olsa nolucaktı zaman o fırça atılmayacaktı. Eğitim çalışanıysa devam, fırça atılabilir.

-Şiddet burdan itibaren başlıyor

Tabi sözlü şiddet başlıyor hiç şüphesiz. Her meslek grubunda hatalar, eksikler vardır. Eğitim çalışanları da 1 milyona ulaşan bir kitledir. O kitlenin içersinde de bazen hareket olarak bazen eylem olarak bazen şekil tavır olarak sıkıntıda olmaması gereken bir faza geçirilen bazda tutulan insanlar olabilir bunlar kişisel olaydır o meslek grubuyla ilgili olmadan da çözünebilir ama eğitim çalışanların böyle en tepeden örselenmesiyle başlayan tutum aşağıya doğru indikçe hakkaten çok fecaatler diyebileceğimiz olaylarla karşılaşıyoruz. Yani eğitim çalışanı arkadaşım hizmet sunduğu öğrencisi tarafından öldürüldü. Necmettin koyucu öğretmenimiz Gebze’de yani kendi müdür yardımcısı yaptığı odasında derse devamsızlığı olan ve bu sebeple de okulla ilişkiyi sıkıntılı hale gelen öğrenci tarafından 18 bıçak darbesiyle makamında öldürüldü.

-Peki size göre nedir ?

-Bu arkadaşımız cenazesine katıldım ben sonrasında o anı bir başka öğretmen arkadaşlarımız çok duygusal bir yazıyla paylaştı o anı anlatan tasvir eden bir yazı yazdı Necmettin koyucu öğrentmenin ağızından küçük çocuğu var tabuta erişemiyor daha babasının tabutunu tutabilecek boyda değil küçük yavrusu var.Eşi kendisiyle aynı okulda çalışıyor yani düşünün bağırtı çağırtı var ve eşiniz kendi odasında öldürülmüş. Aybüke öğretmen 8 aylık daha 8 ay olmuş başlayalı PKK kurşunlarıyla şehit edildi. Necmettin Yılmaz öğretmen Gümüşhane’de delikanlı bir çocuk oda mesleğe başlayalı 8 ay olmuş okulu tatil etmiş ailesinin yanına dönerken Tunceli yakınlarında PKK tarafından durduruluyor şehit oluyor tutuklu öğretmen öğrenci kılıklı zanlı psikolojik sorunu olup olmakla ilgili raporlar almaya çalışıyor Kahire’ni savunan avukat var cezayı indirmekle alakalı böyle bir şey olabilir mi herkesin gözü önünde öldürülmüş.

-Olmamalı

-Ne istiyoruz, caydırıcı düzenlemeler istiyoruz yasal düzenlemeler istiyoruz eğitim çalışanlarını görevlerini infa ederken efendim uygulanan şiddetle alakalı yasal caydırıcı düzenleme bekliyoruz. Öğretmen meslek kanunu diye 2 bin 23 içersinde açıklanan bir kanun çıkacak hala çıkacak görüyoruz ki bu kanun artık lafta değil gerçek bir anlamda kanun görelim uygulamaya geçsin diyoruz ama bununla alakalı herhangi bir şekilde şuandaki kadar eğitim çalışanları memnun edecek mutlu edecek bir düzenleme yapılmış değil şiddet maalesef ki maalesef bugün eğitim çalışanları açısından en korkulan konu haline gelmiştir. Burdan velilerimize de seslenmek istiyorum.

Kesinlikle

-Veli aslında kelime anlamıyla çok bizim medeniyet anlamızda derinliği olan bir kelime öğrenci babası anası anlamına gelmiyor sadece asıl Veli dost demek bir kişinin hakkında her türlü güvenirliği duyarak yaklaşabileceğiniz insan demek o kişinin velisi dostu hakkında en doğruyu en güzel bilgiyi size verir onun hakkında söz söyleme hakkı bulunur demek ama bazen burada velilerimiz artık içinde yaşadığımız çağın getirdiği bir hale ilgili olsa gerek çocuklarıyla alakalı olarak çok daha fazla bir hassasiyet gösteriyorlar bu hassasiyet bazen büyük bir bencilliğe dönüyor. Mesela ben buraya gelmeden önce biraz da geç katıldım okul ziyareti yapıyordum. Okul ziyaretinde eğitim çalışanı okul yönetici arkadaşlarımız dediler ki ya velilere diyoruz ki okul bahçesine girmeyin sayın veliler biz kim Veli kim değil ayırt edemiyoruz okul bahçesinden sonra bu çocuk devletin güvenliği temsil edilmiştir diyoruz Veli diyormuş ki hayır ben girerim kimseye güvenmiyorum yani şimdi okul bahçemizden başlayarak dan sınıfın içine kadar Veli çıkmıyor bir okulda dedi ki 7 sınıf öğrencisi çocuğu hala öğlen arasında yemek yedirmeye gelen velimiz var çocuk bundan çok rahatsız arkadaşları tarafından dalga geçinilen rahatsız ama veli geliyor.

-O zaman veliye de bir eğitim lazım bu durumdan

Velilerimiz dikkatli olması lazım. Velilerimizin artık böyle çocuklarımızı çok seviyorum, böyle şöyle çok seviyorum ilgileniyorum tozunu bırakıp gerçekten ilgili bir veli gerçekten çocuğuna yardımcı olmak isteyen veli ne yapmayı öğrenmesi lazım.

-Evet

-Dolasıyla bütün bu az önce bahsettiğim şiddet buradaki küçük gibi görünen ama bir kartopu misali yuvarlandıkça büyüyen bir çığ gibi hepimizi içine alan bir felakete dönüşüyor dolasıyla burada hepimizin sorumluluğu var sendikalar olarak bu sorumluluğu dile getirmeliyiz bu sorunun çözümünü için sosyal baskı unsuru olmasını sürdürmeliyiz yetkililer kendi payına düşenini yapmalı çünkü onlar eliyle değiştirmeli makamındalar dolasıyla bu yasal düzenlemeyi bir an önce meclisten çıkarmalı ve eğitim çalışanları güvence muhafaza altına almalılar. Velilerimizde eğitim çalışanlarıyla verimli iş birliğinin çocuğun elinden tutarak çantasından tutarak onun sınıfına kadar gitmek olmadığını anlamalılar böyle herkes kendi vaziyetini anladığı ve o sınırlarda kaldığı süre içersinde sorunlarımız azalacağını düşünüyorum süre az 40 dakikalık bir program var bizde de söz çok dolasıyla sen eğer müsaade ederseniz sizin sorularınızın devamı gelmeden önce ben kendimce bir anlatımda bulunayım siz bu arada benim eksik bıraktığım yeteri kadar kamuoyu aydınlanmadığı düşündüğünüz noktalarda müdahale edin. Şimdi ben ilçelere gidiyorum ilçelerimizde sorunlarımız var ilçede öğretmen arkadaşlarımızın anlattığı sorunlardan başlayım

-Evet

-Mesela Seyitgazi ilçemize gitmiştim özür diliyorum han ilçemizde hepsine gittim de önce şunu anlatıcam han ilçemizde lojman sorunlarımız var bizim şimdi handa eğitim çalışanı arkadaşlarımızın başlarını sokacağı düzgün bir ev yok yani isteselerde tutamıyorlar biz ziyaret ettik bir eğitim çalışanı arkadaşlarımızın tuttuğu evinde fotoğraflarını çektim artık o handaki vatandaşların oturmadığı terkettiği kendilerine başka bir ev yapmışlar oturmak için orada kömürlük gibi kullanacak yerleri tutmak istiyorlar bu arkadaşlarımız tutmak zorunda kalıyorlar.

-Başka seçenekleri yok dolasıyla…

-Bir tane devlet bunu farketmiş bir tane lojman yapmış 8 tane daireden oluşan lojman 8 tane daireden oluşan lojmanın bir tanesi bir daire 130 m kare yani lüks bir daire statüsünde daire yapmış ya bundaki arkadaşlarımızın çoğu genç bekar evlilerimiz yeni evli çocuk sahibi olmuşlar küçük 8 aylık 6 aylık çocukları var veya 1 2 yaşında çocukları var ya kardeşim ya 130 m²  karelik kocaman daire yapacağına 60 m²  bekarlılar için 80 m² evliler için yap 8 tane eğitim çalışanı veya kamu çalışanı değil daha fazla 20 tane insanı mutlu et memnun et böyle bir şey olur mu işte hesapsızlık burada başlıyor şimdi orada bir askeri personelimiz var eşi öğretmen bu daireyi lüks bilerek daha oturacak daire bilerek kendi askeri lojmanından çıkmış buraya girmiş.

-Çünkü daha geniş

-Daha geniş daha konforlu diye ama o askerideki lojmanına eğitim çalışanı arkadaşım giremiyor. Dolasıyla bizim zaten 8 olmuş sayı 7 ye lisede görev yapan arkadaşlarınız var mı ? 8-10 yıldır orada çalışan ama lojman yönetimliği ilkokul öğretmenine öncelik tanıyor ilçeye geleli 1 yıl olmuş öğretmen arkadaşım lojmana giriyor doğal hakkı kanunun tanıdığı hakkı kullanıyor ama 8 yıldır o ilçeye hizmet eden ortaokul öğretmen arkadaşlarımız dışarıda kalıyor. Yani bu takım sıkıntılar var Sivrihisar’a gittim Sivrihisar’da kiralar 1 bin 100 lira olmuş 1 bin 200 lira kiralar var eğitim çalışanı arkadaşlarımız kiralayacak ev dahi bulamıyorlar. Pek çok ilçede öğretmen evimiz yok Mihalıççılığa gittim mihaçılıktaki öğretmen arkadaşlarımız diyorlar ki biz buraya geliyoruz ama başkanım günümüz bir bayan olarak arkadaşlarla şöyle buluşacağımız bir yerimiz yok bir öğretmen evimiz olsa biz burada akşamları oturup sohbet eder buluşup kendi adımızla bir sosyalleşme alanı oluştururuz.

-Kesinlikle

-Ama böyle bir şey yok Seyitgazi de ve bir başka ilçelerimizde ulaşım sorunumuz var yani buralarda ulaşım işi yapan arkadaşlarımız Otobüs servis alanlarımız arkadaşlarımız kendi araçlarıyla bile şehre gelmesinden rahatsız oluyorlar yani tehdit kelimesine kullanmayayım hadi de böyle olursa sıkıntı olur cümlelerle yolculuk yapmak için sürekli malilere şikayet ediyor bu arkadaşlarımız mesela Mihalgazi ilçesinde bir memur arkadaşımız var arkadaşlarıyla beraber önce kendi araçlarıyla gidecek olmuşlar sonrasında bu özel araçla gidiş geliş yapmak sıkıntılı hale gelmiş ve var olan otobüs firmalarından biriyle yolculuk yapmak istemiş servis yapan biriyle gitmek istemiş servisçi diyormuş ki otobüs abone olayım işte diyelim ki 15 lira abone olursan senin abone olma hakkın yok seni almıyorum çünkü sen en başından benimle gelmedin diyip bu arkadaşı bu otobüse almamak alırsada daha yüksek ücretle taşımak durumunda kalıyor şimdi eğitim çalışanlarımızın bu takım ciddi sorunları

-Hakketen ciddi sorunlar bunlar

-Bunlar ciddi sorunlar tabi ki

-Yani biz bilmiyoruz tabi ki siz anlattıkça daha detaylarını öğreniyoruz

Örneğin bahçedeki otlarınız çok büyüdü diyorsunuz ki belediyeye ha Tepebaşına he Odunpazarına gel şu otlarımızın biçimlenmesene yardımcı olun olmaz biçmeyiz bize yazı getirin biçersek seni görevden alırlar ha falan böyle yapmayacaklarda yokuşa sürmek kabiliyetinden böyle sürekli olarak bir şeyler tavır göstermekle karşı karşıya kalıyoruz Bu dönemin sayın Cumhurbaşkanın şehrin yerel yöneticilerin yöneticilerine özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı davetiyenden sonra bir yumuşamanın ortaklaşmanın artık belediye de bir devletin kurumudur sen buraya seçilmiş olsanda ben oraya vergi veriyorum sen oradaki hizmet senin partinin hizmeti değil senin üyelerine yapacağın bir hizmet değil sen orda bir hizmetini görüyorsun dolayısıyla falanca okula vermek falanca okuldan esirgemek falanca veli geldiğinde hizmetin görülmesini sağlamak senden olmayan bir seninle aynı kanaati aynı siyaset düşünceyi paylaşmadığını düşündüğün yâda bildiğin veli gelince yâda muhtar gelince o okulun sorunlarına ilgi göstermemek belediye başkanlarının hakkı olmamalı böyle hakları yok dolayısıyla okullarımızla ilgili böyle sorunlarımız var kış geliyor işte kar inşallah yağar vs tabi kar belli sorunlar da çıkıyor diyorki arkadaşlarımız çocuklar oynayamıyorlar bahçe kar içersinde hasta ölüyorlar üşüyorlar gelin bir kepçeyle bunu karları süpürelim yapmıyor arkadaşlarımız özel firmalardan araç kiralıyorlar belediyenin bir kepçeyi gönderip kenara karı yığmak ne kadar zor olur yani bir kepçe bir hafta içersinde merkez ilçelerinin herhangi bir bütün okulları halleder sabahtan başlasa ne kadar zaman alacak ama maalesef bu konularda sıkıntı yaşıyoruz bina yıkılır yeni bina yapılacak ilce mahallede nüfus artmış bir okul ihtiyacı var bu okul ihtiyacıyla alakalı falanca okul yıkılsın zaten yapı olarak eskimiş bunun yerine yenisi yapalım diyorsun işte belediyenin issesi var vermem vatandaş hissi var vermem belediye yapmak istediği okulu yapamaz hala gelmiş ama aynı belediye tepebaşı bölgesinde yavuz selim ilkokulumuz var şimdi belediye bütün kat ittifasi sağlamış çevredeki mahalledeki bütün katlar binalar büyümüş haliyle oraya nüfus artmış okul eski yıkalım yenisini yapcaz buraya böyle öğrencilerin hizmet sunabilcek okul yapalım yapılmasına müsade edilmiyor dört katlı bir yapılmasına müsade edilmiyor sonrasında bunu birbirimize gol atmak için kullanıyoruz diyorki farklı bir siyasi partiden olduğu için bak görüyor musunuz burada devlet okul yaptırmıyor devlet diyorki ben okul yapmak istiyorum belediye yaptırmıyor kim zararlı burada ?

-Vatandaş

-Vatandaşın çocuğu okula gitmiyor. Yavuz Selim Okulu’na gidin, bakın böyle yarısı var. Yani okulun acilen o binanın elden ecmesi lazım yani yenisinin yapılması lazım ama bunlara maalesef müsade edilemiyor tabi yerel yönetim burda söylediğimizi söyleyince merkezi yönetiminde arkadaşlarımıza bir şey söylemedi gibi anlaşılmasın, onlar bazen şöyle söylüyorlar biz haksız olan, hatalı olan herkese sözümüzü söylemekten kaçınmıyoruz. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımız’ın en tepeden kendi ağızından ifade ettiği bir konu var 3600 ek gösterge konusu… Bu Cumhurbaşkanlığı 100 günlük 200 günlük eylem planları içersinde de yer aldı ama bu hala gerçeklemiş değil. 3600 ek gösterge meselesi halomuş olsa bugün kamuda birçok arkadaşımız ekonomik olarak bir emekliklerimiz özellikle bir rahatlama içersinde girdiği gibi emekli olmayı planlayan bir çok arkadaş da bu emekli kalmayı öncelikliycekler kamuda çalışan bir çok arkadaşlarımız emekli olucak bu ne demek alttan gelen gelcek olan arkadaşlara istiktan alan oluşmuş demek bu hala yerine gelmiş değil biz bu 3 bin 600 ek göstergesi sadece belli bir hizmet koluna ait değil büyük kamu çalışanları kapsayacak şekilde olmasını gerektiğini düşünüyoruz bu aynı zamanda kamudaki iş barışı huzuruna ciddi olarak katkı sağlarlar. Şimdi eğitim yöneticisi arkadaşlarımız var az önce bahsettiğim soruların en büyüğünü onlar yaşıyorlar bizde okul müdürlüğü 2 nci görevdir kadro değildir bir an önce bu arkadaşlarımızın da bir kadro alması okul müdürlüğünün mülhasır kadro haline gelmesi gerektiğini düşünüyoruz bu arkadaşlarımız büyük bir fedakarlıkla çalışıyorlar . Eğitim çalışanların uğradığı şiddetten tuttun okuldaki ekonomik yoksunluğuna kadar okulda kırılan dökülen tamirlerine kadar bu arkadaşlarımız uğraşıyor ve sonrasında siyasi partiler ve bazı sendika tarafından bizimle aynı sendika üyesi değiller diye bu arkadaşlarımıza çok büyük haksızlıklar yapılıyor. Şimdi ben geçenlerde Sultandere taraflarında okul ziyareti planladım oraya bir okula girdim müdür bey nerde müdür bey kazan tamir ediyor, dediler. Bir bakayım, nasıl kazan tamiri ediyor… Tepeden ayağı bütün kaynar sular dökülmüş kalorifer peteğinde dolaşan sıcak su kirli su dökülmüş adam kazan tamir ediyor Sultandere’de… İstediği zaman istediği adamı çağıramıyor bu arkadaşımızın en azından kendi işini kendi görebilecek aynı anda o pansuman tedaviyi yapabilecek kadar üstada olması lazım inanın sırılsıklamdı arabamla daha sonra kendisini eve bıraktım koltuk ıslanmasın diye çöp torbalarını koltuğun üzerine koydu bu arkadaşlarımız bu tür fedakarlıklarla çalışıyorlar. Ama maalesef siyasi partilerimiz ve bazı sendikalar bu olayı bu alanı bildiğini istismar ediyorlar ben bunu bahsetmeden geçemeyeceğim bizim Eskişehir milletvekilimiz Utku çakırözer sürekli olarak sendika adımızı zikrederek bir çok konuyu taşıyor yani bazen anlattıklarına bakıyorum hakkeden kendisi adına da üzülüyorum bir gazete kimliği geçmişi olan bir vekil hakketen araştırmadan, işin aslını esasını öğrenmeden bu kadar gerçek dışı hatta yalan diyebileceğim bilgilerle konuları nasıl meclis  kürsüsüne taşıyabilir?

Efendim bu arada sayın Çakırözer, söz hakkını kullanabilir burada belirteyim…

-Gelsin beraber de çıkalım sıkıntı yok yani. Ben yazdıklarına bakınca geçenlerde şöyle bir cümle kullandım: Utku Çakırözer’in isminin başına bir N harfi koymak lazım… Nutku Çakırözer, nutku tutulmuş Çakırözer demek lazım hakketen böyle bir şey olamaz ya; böyle çarpıtılmış böyle yalan bilgilerle, sırf siyasi pozisyonunda kendine bir nebze kazanmak, bir yerlerden alkış almakla ilgili hem sendikamızı kullanarak hem de kamu çalışanlarını rahatsız edecek derecede cümleler kuruyor. Böyle bir şey olamaz. Sonra diyorki Eğitim Bir-Sen yandaş sendika falan… Ya kardeşim bizim neremiz yandaş? Bizim her şeyimiz ortada… Doğruya doğru yanlışa yanlış diyoruz eğer bir yandaş arıyorsan işte peşine takıp eylem yapabilecek yere kadar sendikalara bak ya sen peşine bazı işçi sendikaları takıyorsun bu sendikacılar çok aciz bir görüntü çiziyorlar valiliğin önünde eylem yaptırıcam diye onları gazeteciler sana soruyorlar yanındaki insanlar sana soruyorlar işte şurda yapalım burda yapalım diye eylem alanı tespit ediyorsun arkasındaki sendikalarda kuzu gibi toplanmış senin peşini takip ediyor sen eğer bir yandaşlık arıyorsan Nutku Tutulmuş Çakırözer sen peşinden sürüklediğin bu gazetecileri sendikaları yanlış olarak düşün biz doğruya doğru yanlışa yanlış demişiz işte diyoruz ki eğitim çalışanlarına dönüp şiddet var öldürülüyoruz öğrencilerimiz hizmet sunduğumuz velilerimiz zaman zaman bizi öldürmeye kadar varan şiddet olayların muhattapı kılıyorlar bizi yasal korumaya alın diyoruz bunun görevin hükümetin Meclis’e yasal gelsin diyoruz bunu hala yapmadınız diyoruz bunu hükümete söylüyoruz 3 bin 600 söz verdiniz hala getirmediniz diyoruz hükümete söylüyoruz yapsın artık şuna tahammül kalmadı diyoruz mülakat denilen kararı kaldırın kendiniz kaybediyorsunuz bak hey hükümet mülakat için sana öğretmen geliyor 20 bin öğretmen geliyor sen 60 bin öğretmeni çağırıyorsun 20 bin adamın 20 bini de hatasız seçilmiş olsa geride kalan 40 bin insan ben seçilmedim diye sana küsüyor doğru bir yöntem değil 2 yıllık zaten kamuda adaylık süreci var bu adaylık sürecinde her türlü olumsuzluk tespit edilip kamu da görev yapmaması gereken bir insan varsa sen onu tespit edip kamu görevinden ayrıma fırsatı bulursun. Bu mülakatı kaldır diyoruz yanlış diyoruz e neresi yandaşlık bunun ? Yani üzüm yemek niyetiyle o hükümete bak kendi kendine zarar veriyorsun 20 bin adamı mutlu ederken 40 bin adamı küstürüyorsun uyarı inkazı yapmamız mı yandaşlık oluyor yoksa efendim başkaları gibi yapsak PKK da adam öldürmüş PKK diyememişiz diyememiş Birileri şimdi siyasette varolan faydalanıp efendim geliyor efendim artık sendik olarak MHP’nin yanında sendikayız biz ki öyle değiller onu herkes biliyor işte bizim de işimiz olsun dilerek valiliğe oraya buraya gidince bizim aleyhimize cümleler kuruyor. Adam MHP vekilleriyle MHP il başkanlarıyla Bozkurt işaretleri yapıyor efendim salonlarda marşlar söylüyor bu adam yandaş değil ben yandaşım ha bana yandaş diyor farklı gezdiği yerlerde bakanlık müfettiş tarafından hakkında tutanak tutulmuş görev yapması uygun bulunmamış görevden alınması çıkmış bununla alakalı siyasi yakın oldukları yakın olmaya çalıştığı siyasetçileri devreye sokup orada burada baskı yapmaya çalışıyorlar bu mudur sendikacılık yada bu yandaşlık değil ben yandaşım şimdi Eskişehir’de eğitim bir-sen Eskişehir de memur-senin Eskişehir’de Muammer Karaman’ın seracanı çok açık herkes biliyor doğrula doğru yanlışa yanlış bunu kimseden de korkmadan kimseden de çekinmeden söyleyecek gücümüz cesaretimiz her zaman oldu bizim ama niyetimiz hep üzüm yemek oldu bağcıyı dövmek olmadı bunu geldik haber ötesi diyelim ki bu yayında bir eksiklik var ben bunu ille buralarda söylemem kurumun yetkileriyle arkadaş şöyle olsa bu daha doğruydu şurda bir yanlışlık var düzeltin demişim önce diyalog zeminlerini kullanmışım bunu kullanmaya çalışmışım bu her zaman bizim takip ettiğimiz bir yöntem olmuştur sunumda kimileri tasvir etmez niye etmez onlar olay çıksın gümbür çıksın millet birbirini vursun kırsın bende şunu bir ranta tahlil edeyim bu rant bazen üye kazanmak oluyor bazen başka bir şey oluyor eskiden bun adamak partisiyle CHPliler çok yaparmış koy odasına giderlermiş o zamanlar da köylerde çok insan yaşıyor köy kahvesini kavgaya tutuşurlarmış insanlar ister istemez biraz onu biraz bunu tutarmış deha sonra şehir gazinosunda içer gazinoda birlikte içerlermiş şimdi hala bunlar bu siyaseti özlüyorlar hala millet birbirine girsin sen bir tarafı tut ben bir tarafı tutayım ondan sonra oradan kazanacağımız parçayı alalım ama vatandaşın işi görülmüş görülmemiş önemli değil biz sözün şervetine katılarak sözün cazibesine katılarak bugüne kadar söylenmemesi gereken bir sözü söylemiş değiliz bir haksızlık yapmış kimse bir haksızlık mağduru olmasına taraftar olmuş değiliz diyelim ki o kişi sendikamızla alakalı olmasın bunun sayısız örneği var farklı sendikalara üye insanlar bile öncelikle gelirler eğitim bir-sen den destek isterken çünkü bilirler ki eğitim bir-sen benim suçsuzluğumu masumluğumu yada haklılığımı anlarsa mamur-sen bir-sen bizi orada tutar ben sendikazısım diye de bakmaz derler kamuoyunda böyle büyük bir güven var bu güveni görenler bize yandaş sendika bilmem ne kamuoyu bir algı operasyonu yapmayı sürdürüyorlar ama her geçen gün o algıları kendi yüzlerinde o kara yapışık duruyor CHP milletvekilinde bu söz gitsin CHP milletvekili beraber o Utku Çakırözer ağız birliği yapan eylem yapan sözde milliyetçi olduğunu ifade eden sendika başkanında da gitsin diğerlerine de bu söz buradan gitsin hepsine selam olsun.

-Evet benim de zaten sormak istediğim soruların yanıtını siz verdiniz söylediğiniz gibi oldu ben teşekkür ediyorum

-Evet haberin ötesini konuştuk burada

-Evet kesinlikle haber ötesini geçtik

-Haberin ötesi budur. Eskişehir kamu çalışanları eğitimciler birliği sendikasının başkanının ve Başkan yardımcıların ağızından çıkmayan herhangi bir söze inanmayan bize sordukları anda işin aslını öğrenirler bu ülkede doğruyu yapmak isteyecek olan kamu yöneticileri de eğitimciler birliği sendikası bu konuda ne düşünüyor diye bizim çektiğimiz fotoğrafı çekmeden de hakikiden doğruyu bulma yolu noktasında yanlış yaparlar biz kamu adına kamu denetleyici yapıyoruz ve bunu ücretsiz yapıyoruz bunun bedelinide ödeyerek yapıyoruz şimdi bazı şirketler bazı denetyicilere kendilerini denetliyorlar mesela Eskişehir’de bir Başkan değişikliği yapıldı Eskişehirspor’da yeni başkanımıza da ben başarılar diliyorum şimdi bu başkanlığın yapacağı ilk işlerden birisi şu olacak büyük bir ihtimalle bağımsız bir kamu denetlemesine gidecek gerçekten Eskişehirspor’umuzun ne kadar borcu var ne kadar alacağı var onun hesabını yapacak ve diyecek ki ben bunu bağımsız bir kamu denetlemesine yaptırdım işte ben burada ücretsiz yapıyorum ve bunuda bedelini ödüyorum zaman zaman belki bu bedel bazen iktidar tarafından oluyor yanlış anlaşılıp ben  bunu bedavaya yapıyorum ücretsiz yapıyorum bedava yapıyorum ve hakikaten de doğru yapıyorum.

-Hakkıyla yapıyorsunuz

-Hakkıyla yapıyorum 15 Temmuz’da sahaya o darbecilere karşı sahaya ilk inmiş ve ilk indiği gibi halkınıza üyelerini de o darbecilere karşı sahada olmaya davet etmiş. Başkaları gibi işler darbe bastırıldıktan sonra sahaya çıkıp yumruk havaya kaldıran bir sendika olmamışız. Herkes baksın Muammer Karaman, 15 Temmuz öncesi ve sonrası sosyal medyasında yazdıkları açık diğer başkanlarında sosyal medyalarına baksınlar, adama sorsunlar yani… Eee ben 15 temmuza  karşıydım ben şöyleydim, böyleydim diyorsun da neden o yaptığın paylaşımları sildin? Ya tertemiz  bir sayfa oluşturmuşsun genel başkanın o zaman ki sendikanın genel başkanı İsmail Goncuk farklı bir tavır sergilemiş, o sendikanın tabanı tepki göstermiş herkesten önce koşmuşsun Ankara’ya genel merkeze ben genel başkanımın arkasındayım demişsin, sonra atmosfer değişmiş bilmem ne olmuş ondan sonra bugün o yaptığın yediğin haltın gereğini yapamıyorsun kıvırdıkça kıvırıyorsun sağda solda işte her yerde partinin vekillerini il başkanlarını çağırıp yanak yanağa fotoğraf çektirerek kendini haklamaya çalışıyorsun geliyorsun birde burada yandaş sendika diye sağda solda konuşuyorsun bunların herkesin kamaoyunu gündeminden ben buradan aslında bilinen konuları bir kez daha sizin ekranınızdan mikrofonunuzdan ifade etmiş oldum haber ötesine çok teşekkür ediyorum davet ettiğiniz için yayın hayatında başarılar diliyorum inşallah izleyenleriniz bol beğenileriniz çok olur ve şehirde olup biten sizin ekranlarınızdan mikrofonlarınızdan Eskişehir ile gerçek doğru haber olarak oluşur diyorum teşekkür ediyorum.

Ben teşekkür ediyorum sevgili dinleyenler şehrin nabzında ve memur-sen il temsilcisi ve eğitim bir-sen Eskişehir şube başkanı Muammer Karaman canlı konuğumuzdu bir kez daha kendilerine teşekkürlerimizi iletiyoruz efendim mavi radyodan ayrılmıyorsunuz yine her zaman olduğu gibi en güzel şarkıları sizlerle buluşturacağız bugünlük bizden bu kadar .

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.