Musilaj
MÜSİLAJ
Aman ha..
Aman ha yanlış okumalar yapmayın. MÜSİAD değil…
MÜSİLAJ.
Her gördüğünüz “MÜ” ye yorum yapmayın..
Anlaşılmıştır.
MÜSİLAJ bir “deniz salyası” dır efendim..
Marmara kıyısını tehdit ediyor..
Nedeni çevre kirliliği, küresel ısınma, aşırı avlanma. Marmara denizinde adalarımız var, balıkçılık yapan, turistik beldelerimiz var. Haberin özeti şöyle.
Edindiğimiz bilgi şöyle;
Denizi 30 metre altında ulaşarak milyonlarca balık, mercan, salyangoz, ölümüne neden oluyor... Deniz salyası Marmara Denizi’ni etkisi altında tutmaya devam ediyor. Deniz canlılarının hayatını tehlikeye atan ve aynı zamanda deniz yüzeyinde oluşturduğu yapı dolayısıyla görüntü kirliliği ve kötü kokuya neden olan deniz salyası sarmış durumda.
DENİZLERİMİZ VE ORMANLARIMIZ..
Denizlerimizi, kıyılarımızı hunharca kirletiyoruz. Ormanlarımız maden ocakları nedeniyle çok ciddi bir çevre katliamı yapıyoruz..
Elimizdeki bütün güzellikleri insan eliyle yok ediyoruz.
Kimin eli varsa, hoyratça kirletenler, hiç mi vicdanınız yok..
Soluduğumuz havanın içindeki oksijenin yüzde 70’ini denizlere borçluyuz. Bunun yüzde 50’si de tek hücreli canlılar dediğimiz fitoplanktonların fotosentezinden geliyor.
MÜSİLAJ sadece denizlerimizi kirletmiyor. Yaşam alanlarımızı, tehdit ediyor.
Uydudan görüntüler alınıyor, dronla yapılan çekimler iç açıcı değil..
Deniz pisliklerini kusuyor. Diğer adı da “deniz kusmuğu”.
Bilim bunu söylüyor. Biz kirletmeye devam ediyoruz.
Tıpkı siyasetimizin kirlenmesi gibi.
Temiz siyaseti arıyoruz.
Politikada “saadet zincirleri” kurulmuş. Sedat Peker ‘in itirafta bulunduğu, milyonlarca izlenen videoları var.
Sanki arkası yarın dizi filmleri gibi..
TV’ de her akşam konular enine boyuna tartışılıyor. Bürokrasiden ve AK Partiden umudunu yitirmiş politika unsurları dosyaları, gazetelere, yazarlara, Muhalefete servis ediyorlar.
Sanki ülke kurtlar vadisi varmış, şimdi çakallarvadisi sezonuna girilmiş gibi.
POLİTİK MUSİLAJ DÖNEMİNE GİRDİK..
Her şey birbirine girmiş gibi gözüküyor. Politikada kusmalar başladı. Nasırına basılan kusuyorlar.
Kamu vicdanında Adil bir “Türkiye sesleri”yükseliyor. Haksız ve adaletsizliklere karşı çıkanlar, artık seslerini daha yüksek perdeden seslendiriyorlar.
AK Partinin içindeki bazı “klikler” in itirazları var diyorlar ki partinin 1994 Milli görüş ruhunun eksenine dönmesini söylüyorlar.
Karmaşık, akıl almaz yolsuzluk hikâyeleri ile ilgili geçmişin dosyaları manşetlere taşınıyor.
Ekranlara taşınan suç örgütleri dosyaları ekranlara taşınıyor. Tartışma konusu oluyor.
Magazinsel boyutlarda tartışılınca, gerçeklerin önünü kapatılmak isteniyor. Merak etmeyin bütün gerçeklerin bir gün ortaya çıkar..
Daha ne dosyalar çıkacak. Mesela şimdi Adnan Oktar suç örgütünün bir bakmışsın kediciklerin dosyalarındaki tutanaklardaki ifadeler gündeme gelebilir.
Merak etmeyin!. “Sedatlı,saadatlı” günleri konuşacağız..
Tam anlamıyla kavrayamadığınız zamanlardayız. Kadere bak! Kimler kimlerle beraber?