Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir °C
Eskişehir
°C
°C
°C
°C
°C

Psikiyatrist Dr. Bahar Kaplan’dan anksiyete uyarısı:

Psikiyatrist Dr. Bahar Kaplan’dan anksiyete uyarısı:
20.02.2025
A+
A-

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Bahar Kaplan, anksiyetenin tedavi edilmezse depresyona yol açabileceğini, uygun tedavi ve tedavi sürecine uyum ile yaşam kalitesinin arttırılabileceğini vurguladı.

Kaygının normal ancak yaygın kaygı bozukluğunun yani anksiyetenin gündelik yaşamı zorlaştıran bir durum olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Bahar Kaplan, “Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilmediği zaman depresyon gibi ek psikiyatrik hastalıklar sürece eklenebilir” sözleriyle uyarıda bulundu.

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Bahar Kaplan, kaygı duygusunun hayatta olması gereken normal bir duygu olduğunun altını çizerek bu duygunun sorunlara karşı önlem alınmasını ya da tehlike anında çözüm bulunabilmesini sağladığını anlattı. Yaygın kaygı bozukluğu yani “anksiyete”nin ise kaynağı kişi tarafından açıklanamayan, belli bir düşünceye, olaya bağlanmayan, nedeni belli olmayan ya da var olan durumla uyumsuz olan hafif dereceden daha ağır dereceye kadar değişebilen kaygının yaşandığı bir ruhsal bozukluk olduğunu dile getirdi.

Yaşanan bu anksiyetenin kişi tarafından denetlenmesinin zor olduğuna ve kişinin yaşamını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Dr. Kaplan, “Bu durum kişinin günlük yaşam rutinlerini, toplumsal ilişkilerini ve sosyal aktivitelerini eskisi gibi devam ettirmesine engel olur. Kişi günün büyük bölümünde kötü bir şey olacakmış gibi nedenini bilmediği bir tedirginlik hissettiğini belirtir. Dikkatini toplayabilmekte ve devam ettirmekte güçlük yaşayabilir, anlama ve öğrenmesi azalabilir ve sonucunda unutkanlık gelişebilir” diye konuştu.

“Çarpıntı, tansiyon ve kusmaya neden olabilir”

Yaygın kaygı bozukluğunun ortalama başlangıç yaşının çocukluk dönemi ve genç erişkinlik dönemi olduğunu belirten Dr. Kaplan kişide endişeli bekleyiş, huzursuzluk, rahatlayamama, kaslarda gerginlik, tahammülsüzlük, uykuda bozulma ve bazen yerinde duramama gibi bulgular gözlemlenebileceğini söyledi. Aynı zamanda bedensel belirtiler de görülebileceğini ifade eden Dr. Kaplan bu belirtileri “tansiyon yükselmesi, çarpıntı, ağız kuruması, terleme, sık idrara çıkma, karın ağrısı, sık dışkılama ihtiyacı, kusma, yutkunmakta zorlanma ve nefesin yetmediği hissi, ellerde ayaklarda soğukluk ve uyuşma” olarak sıraladı.

“Tedaviyle yaşam kalitesi arttırılabilir”

Kişinin gelişen bedensel belirtiler nedeniyle psikiyatri dışındaki branşların hekimlerine başvurabileceğine değinen Dr. Kaplan, “Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilmediği zaman ek psikiyatrik hastalıklar sürece eklenebilir ve bu durum kişinin işlevselliğinin azalmasına ve yeti yitiminin artmasına neden olur. En sık eşlik eden ruhsal hastalık ise depresyondur” dedi.

Erken müdahalenin önemini vurgulayan Dr. Kaplan, “Erken müdahale her hastalıkta olduğu gibi burada da büyük fark oluşturur. Tedavisi medikal tedavi, psikoeğitim ve psikoterapi yöntemleri kullanılarak yapılabilir ve tekrarlama durumu azaltılabilir. Uygun tedavi ve tedavi sürecine uyum ile yaşam kalitesi arttırılabilir” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.