Ressamı şaşırtan karga

Eskişehir’de parkta resim yaparken bir karga tarafından öncesi fırçası sonra boyası çalınan ressam, sevimli hayvanın hallerini cep telefonu ile kaydetti.
Eskişehir’de yaşayan Ömer Metin Kaplan, güzel havalarda Odunpazarı ilçesi Kırmızıtoprak Mahallesi’ndeki evinin yakınındaki Kanlıkavak Parkı’nda resim çiziyor. Kuş cıvıltıları arasında resim yapan Kaplan, vatandaşların ilgisi ile karşılaşıyor. Birbirinden güzel tabloları tuvale yansıtan Kaplan’ın en iyi arkadaşları ise çevresindeki kedi, köpek ve kuşlar oluyor. Hayvanları besleyen Kaplan’ın sevimli dostlarından kargayla yaşadığı ilginç anlar ise gülümsetti. Tuvali ve boyalarının üzerine konan kargayı bir süre seven Kaplan, hayvanın fırçasını aldığını gördü. O anları cep telefonu ile kaydeden Kaplan, kargayı takip ederek fırçasını almaya çalıştı. Dakikalarca kovalamaca sonucu ressam fırçasını hayvanın gagasından geri aldı. Tekrar resim yapmak üzere yerine oturan Kaplan’ın yanına karga yeniden geldi. Kaplan’ın bisküvi ve çayından tadan karganın sevimli halleri gülümsetti. Karga ile dostluk kuran Ömer Metin Kaplan, birkaç gün sevimli hayvanın yanına geldiği ve bir daha uğramadığını söyleyerek, sevimli dostunun yokluğunda çok üzüldüğüne değindi.

“Karga fırçamı aldı, kaçtı”
Kargayla dostluğunu anlatan Kaplan, “Büyükşehir Belediyesi’nin atölyelerinde 5-6 sene kurs vermiştim. Ondan sonra oradan ayrıldım, kendi atölyemi kurdum. Çeşitli semtlerde atölyem oldu ama geçen sene atölyeyi kapatmak mecburiyetinde kaldım. İlkokuldan çocuklar çıkar. Zaten ilkokul öğretmeni olduğum için çocukları da seviyorum. Arada onlarla bir konuşmamız olur. Bazen ellerine bir fırça veririm, onlar da sevinir. Saksağan türü bir karga geldi. Çevremde dolaşıyor, bir şeyler arıyor. O sırada torun vardı. Toruna dedim ki: ‘Ya bu aç ya da susuz. Evden bir şey getir, bir şeyler yemesi için. Bir de su getir.’ Torunum, su getirdi, kraker türü bir şey getirdi. Onu koyduk, fazla onlarla ilgilenmedi. Habire etrafımda dolaşıyor. Sırtıma çıkıyor, başıma çıkıyor, tuvallerin üstüne çıkıyor. Ürkmüyor da o kadar, birazcık geri çekiliyor falan derken fırçamı aldı, kaçtı. Ama öyle bir şey ki, 20-30 adım gidiyor, fazla da uzaklaşmıyor. Sanki benimle oyun oynuyor. Ondan sonra fırçayı aldım, tekrar geldi. Boyalarımı böyle gagalıyor falan. O boyalı kısımlar var ya, oraya. Ben de ‘Boyalarıma dokunma’ falan derken, bir kırmızı boyam vardı, onu aldı gitti. Masanın üstüne çıktı, krakerlerden yiyor. ‘Bir de çay iç bari’ dedim sanki beni anlarmış gibi geldi. Bir de bardaktan çayını da içti. 2-3 gün takip ettim, bekledim. Bayağı güzel arkadaşlık. Yani sadece etrafımda dolaşmıyor, sanki benimle bir de oyun oynuyordu” dedi.