Saltık: Dil, Bir Toplumun Varlığını Sağlar
Eskişehir Anadolu Üniversitesinin öğretim görevlisi ve Türk dili uzmanı Olcay Saltık, her milletin kendi dilimize sahip çıkmasının önemine vurgu yaparak, "Bir dil o toplumun varlığını sağlar" diye belirtti.
Saltık, 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü dolayıyla yaptığı açıklamada, dilin önemi, gelecek nesillere aktarımı ve toplumlar üzerindeki etkisini anlattı. Olcay Saltık, Uluslararası Anadil Günü'nün, 1999 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından ortaya çıkarıldığı bir kutlama günü olduğunu ifade ederek, "Günümüzde kayıp olan kültürlerimiz var. Bu uluslararası dil şöleni ile birlikte dillerin var olmasına ön ayak olundu. Bu anlamda dil, kültürlerin kuşaktan kuşağa dil aracıyla yayılmasına vesile oluyor” dedi.
Uluslararası Anadil Günün verdiği mesajları dile getiren Saltık, “Bu Uluslararası Anadil Günü bize çok önemli mesajlar veriyor. Birincisi şu, bir toplumun ayakta kalmasını sağlayan, geleceğe güvenle gitmesini sağlayan, kuşakların geçmişi geleceğe taşıyan, temel varlığımızın dil olduğu olgusu bir kez daha vurguluyor. Çünkü, dilini kayıp eden millet elinden sonunda yok olmaya mahkumdur. UNESCO ise bu yönde bir kararla bir duyarlılık, bir farkındalık oluşturduğu düşünüyorum” diye kaydetti.
“Dil bir toplumun varlığını sağlar”
Bir anadilin o toplum için çok önemli olduğunu, o dile sahip çıkması gerektiğini anlatan Saltık, dilin bir toplumun varlığını sağladığını ifade ederek, “Bir dil her zaman o toplumun varlığını sağlar. Bizim içinde öyledir. Ancak son zamanlarda halkımız, daha doğrusu gençlerimiz yabancı medyalardan olumsuz etkilenerek dilimize daha çok yabancı kelimelerin yerleşilmesinde izin verdi. Bu dilimizin kıymetini bozar. Aslıda bunlar gençlerimizin anadil sevgisi kazanmamaları ve duyarlı olmayışlarından kaynaklanıyor. Yabancı dillere karşı büyük bir özenti içinde yetişiyorlar. Tabi ki, biz yabancı dil öğrenmeye karşı değiliz. Ancak aynı anda ana dilimize saygılı ve unutmaması gerekir. Türkçe'miz dünyada en çok konuşulan 7. dildir. Tarihi çok geçmişte dayanan bir dildir. Ama maalesef bu tarihi gerek bu özentilerden, gerek eğitimden, gerek medyadan dilimize verilmesi gereken önem verilmiyor. Bu sorun böyle giderse zamanla Türkilice adını verilecek yeni bir dil ortaya çıkacağını rahatlıkla söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
"Dil kusurlu olursa düşünceler iyi anlatılamaz"
Anadilimize sahip çıkması için gerekli olanları anlatan Olcay Satık, “Çin düşünülür Konfüçyüs'e, 'bir ülkeyi yönetseydiniz ilk işiniz ne olurdu?' diye sormuşlar. Hiç şüphesiz ibretlik bir cevap veren Konfüçyüs '' demiş. Bir ülkeyi yönetmeye başlasaydım önce o ülkenin dilini gözden geçirmekle işe başlardım. Çünkü dil kusurlu olursa düşünceler iyi anlatılamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa verilmek istenilen iletiler düzgün verilemez. Halk yanlış yola sapar. Adalet terazisi şaşar ve dolayısıyla o kültür eninde sonunda o toplum dili unutacağı için yok olacaktır’. O yüzden dilimize sahip çıkmamız gerekir. İnsanlara, öğrencilere topluma bu konuda bilinçlendirmek gerekiyor. Tabi burada biz eğitimcilere iş düştüğü kadar, bir diğer sorumluluk da belki yerel yönetimcilere düşecek. Onlar da dili kullanma konusunda, dili sevdirme konusunda belli yaklaşımlar ortaya koyabilirler. İş yeri açanlar mağaza isimlerinin Türkçe olarak kullanılmasına yönlendirilebilir. Türkçe isimli mağazaları açan kişilere belli vergi kolaylığını sağlayabilir. Bu yolla bir çok adım atılabilir” diye vurguladı.
Uluslararası Anadil Günü nereden ilan edildi?
Uluslararası Anadil Günün tarihini bir kez daha hatırlatan Olcay Saltık, “21 Şubat Uluslararası Anadil Günün tarihi ise, aslında 1952 yılında Batı Pakistan'ın Urdu dilinin o döneminde Doğu Pakistan, yani günümüzde Bangladeş halkının da resmi dili olduğunu deklare etmesine tepki olarak ortaya çıkan Bengal Dil Hareketi eylemliliklerine ve bu eylemlerin şiddetle bastırılmasına dayanıyor. O dönemdeki Pakistan devleti tarafından ‘Pakistan’da sadece tek Urduca konuşacak’ diye bir ilan edildikten sonra 21 Şubat 1952, Benglaca konuşulan Doğu Pakistan bölgesinde bu karara karşı eylemler başlatılmıştı. İlk eylemde polis ateş attı ve protestoculardan 7-8 kişi şehit düşmüştü. Daha sonra eylemlere karşı dayanamayan Pakistan devleti ise, onların Benglaca konuşma hakkı tanıdı. Bu nedenle dünya üzerine sadece dil için savaşan tek millet olarak onlar hala duruyor. Bangladeş’in bu dil şehirleri anmak ve onlara saygı göstermek aynı anda kendi dilimize sahip çıkmamamızı gerektiğini tanıtarak 1999 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) de resmi olarak bu günü Uluslararası Anadil Günü olarak ilan edildi” diye anlattı.