Uzunçam: ‘Özel Anaokulları Ne Kadar Güvenli Olduklarını Kanıtlamıştır’
Eskişehir Özel Anaokulları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Uzunçam, basına yaptığı açıklamada: “Özel anaokulları ne kadar güvenli olduklarını kanıtlamıştır” diyerek eğitim kurumları ile ilgili önemli istatistiksel veriler olduğunu dile getirdi.
Uzunçam açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Pandemi süreci boyunca birçok bilim Kurulu üyesi, çocuk doktorları gibi alanında uzman olarak bilinen kişi ve kurumların çocuklarda Covid-19 virüsünün ölümcül olmadığı ama bulaş ve taşıyıcı olma ihtimallerinin yüksek olduğunu dile getirmiş, dolayısı ile birçok ebeveyn ve okullarımızda çalışan yönetici, öğretmen ve birçok yardımcı personelin tedirginliğini had safhaya çıkarmıştır. Yaşadığımız salgın süreci bilinmezlikler ile doluyken,bu tür açıklamaların tam anlamı ile gerçeği yansıtmadığı, bilimsel verilere dayanmadığı, sadece bir düşünce ve öngörüden ibaret olduğunu aylardır dile getirmeye çalıştık. Bu husus ile ilgili somut veriler olmamasına rağmen, ebeveynlerin endişelerini artıracak açıklamaların psikolojik dönütlerinin hem çocuğa hem de ebeveynlere olumsuz yansımalarını da maalesef çok net görüyor ve endişeleniyoruz. Düşünün ki; çocuğunu okula gönderme konusunda endişeli olan ebeveynler, hafta içi 18 yaş altının sokağa çıkabildiği saatlerde çocuklarını tamamen kontrolsüz olan parklara götürmektedir. Okullar ile ilgili bu tezat duruşa maalesef veliler değil, bilirkişi olarak bildiğimiz bazı kişi ve kurumların, bilimsel verilere dayanmayan öngörü niteliğindeki açıklamaları neden olmuştur. Ebeveynlerin bu tezat oluşturan tutumlarındaki tek neden maalesef budur ve bu açıklamaların ebeveynleri psikolojik, çocuklarımızı da pedagojik açıdan ne kadar olumsuz etkilediğinide ispatlamaktadır.
Okul öncesi eğitim kurumları pandemi sonrası ilk olarak 1 Haziran itibari ile yaz okulu çerçevesinde kapılarını açmış ve çocukları ile kavuşmuştur. Bu süreçte okul öncesi eğitim kurumlarının yanısıra turizm ve yeme içme sektörü başta olmak üzere birçok sektör eş zamanlı çalışma hayatına başlamıştır. Ekim ayı itibari ile vaka sayılarının artışı ve salgının seyrini değiştirmesi ile birlikte yine bazı kısıtlamalar getirilmiş ve salgın kontrol altına alınmıştır. Bu süre zarfında okul öncesi eğitim kurumları açık kalmış ve istatistiksel olarak salgının seyrini olumsuz yönde etkileyecek bir pozisyonu asla olmamıştır. Bu durum açık ve net gösteriyor ki: Okul öncesi eğitim kurumları risksizdir ve çocukların taşıyıcı oldukları tezi çürümüştür!
Hafta içi ve hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı kısıtlamaları ile birlikte salgının kontrol altına alındığı aşikardır. Unutulmamalıdır ki; hafta içi ve hafta sonu yasakları okul öncesi eğitim kurumlarının işleyişini etkilememiştir. Yani tam zamanlı çalışma yapılmış ve bu kurumlarda salgının seyrini olumsuz etkileyecek hiçbir durum gözlenmemiştir. Salgın hastalık süreci boyunca özel okul öncesi eğitim kurumlarının kurucu, yönetici, öğretmen ve çalışanlarının gösterdikleri hassasiyeti ve kontrol mekanizmasını bütün okullarımızda aynı şekilde uygulayabildiğimiz takdirde eğitim-öğretimin yüz yüze yapılmasında hiçbir engel kalmayacaktır.
Ülkemizdeki eğitim-öğretimin gerekli şartlar sağlandıktan sonra bir an önce tüm sınıflarda yüz yüze eğitim modeli ile devam etmesini sağlamak, ülke geleceği için çok önemli ve kıymetlidir. Dünya genelinde yaşanan salgın hastalık sürecinin bir an önce bitmesini temenni ediyor, çocuklarımızın okullarına bir an önce kavuşmasını umuyoruz.”