Yağmur Yağınca Nöbet Tutuyor
Eskişehir Aşağı Çağlan Mahallesi sakinlerinden Ali Elibüyük, mahallesine su kanalı açılmamasından dolayı yağmur yağdığı zaman kazma kürekle nöbet tutuyor.
Arazisinde su kanalı bulunmadığı için yağışların açtığı tahribattan dolayı sıkıntılar yaşayan Ali Elibüyük yetkililerden yardım bekliyor. Daha önce birçok kez yetkili makamlara başvurduğunu belirten fakat ‘Su kanalını kendiniz açın’ yanıtıyla karşılaştığını iddia eden Elibüyük, eline aldığı kazma kürekle gün boyu su kanalını açmakla uğraşıyor. Ahırını su basması sonucu yavru buzağısını kaybettiğini ve mahsullerinin sürekli tahrip olduğunu ifade eden mahalle sakininin tek isteği ise yetkililerden gelecek bir yardım eli.
“Yetkililer elinize kazma küreği alın kanalınızı kendiniz açın diyorlar”
Yağan kar ve yağmur sularının direkt olarak arazisine dolduğunu ifade eden Ali Elibüyük, yetkilerin ‘Kanalı kendiniz açın’ sözlerine de sitem etti. ‘Benim bir kazma küreğim var’ diyen Elibüyük, “Burası benim arazim. Yetkililer buradan kalabak boru hattı geçirdi. Normalde yukarıdan gidecekti. Biz insanlık namına aşağıdan yer verdik. Dedim ki ‘Buradan geçiriyorsanız bana bir yer açın. Şuraya bir büz koyun.’ Büz de koymadılar, açtıkları toprağı da yukarıya döktüler. Toprak kayması sonucu tekrar kanalım kapandı. Yağan kar ve yağmur suları buradan ahırıma giriyor. Balyalarım ıslanıyor. Mahsullerim su alıyor. Yetkililere yazı yazdım. Dilekçe verdim gerekli yerlere. Hiçbir yetkili de ne yardımcı oldu, ne de çare olabildi derdime. Ben yardım bekliyorum. Bir büz koyulsun, biraz da yerim genişletilsin. Başka bir şey talep etmiyorum. Çok sıkıntıdayım. Yetkililer elinize kazma küreği alın kanalınızı kendiniz açın diyor. Sanki benim iş makinem varmış gibi. Benim bir küreğim var. Köylü ne yapabilir taşın toprağın içinde bunu nasıl açsın yani. Müslümana gavur çilesi adeta. Asıl hedef millete hizmet etmektir diyorlar. Ne hizmet var ne de başka bir şey. Şu perişanlığa bakın. Kaçıncı çağda yaşıyoruz? Yapılmayacak hiçbir şey yoktur. Şehre mesafemiz 6 kilometre. Tarım ve hayvancılıkla geçinmekteyiz. İmkanlarımız onları gösteriyor. Traktör buraya girip bu kanalı açamaz öyle bir ekipmanı yok” dedi.
“Yeni doğan bir buzağım da yağan yağmur sularından dolayı telef oldu”
Yağmur yağdığında bir felaket olmaması için elinde kazma kürekle nöbet beklediğini ifade eden Ali Elibüyük, ahırının su basması sonucu bir yavru buzağının telef olmasından duyduğu üzüntüyü anlattı. Elibüyük, “Yeni doğan bir buzağım yağan yağmur sularından dolayı telef oldu. Yetkililer bunun zararını da ödemiyorlar, bir çare de bulmuyorlar. Ben yağmur yağdığı zaman gecemi gündüzüme katıp nöbet bekliyorum adeta. Yani yağmur yağacak da elimde kazma kürekle, ‘Aman şurayı kapatayım’ diye nöbet tutuyorum. Allah’a sığınıyorum inşallah fazla zeval vermesin de evim zarar görmesin diye. Geçenlerde yağan yağmurdan dolayı 2 bin liralık zararım oldu. Yem almıştım. Yemlerim hep ıslandı kullanılamaz hale geldi. Tekrar fabrikaya geri götürdüm. Şimdi yemim de yok. Komşudan ödünç alıyorum. Fabrika daha yem verecek de ben de hayvanları besleyeceğim. Hizmet yaptık diyorlar. Hizmet taş kaya mıdır, bu mudur hizmet? Neler yapılıyor ama bizlere geldiğinde kısıtlıyorlar. Çok zor durumdayım yani. Arabam dönmüyor, yerim müsait değil. Yetkililerden bir yardım bekliyoruz. Seslerimizi duyup inşallah yaramıza bir merhem olurlar” diye konuştu.