Site Rengi

DOLAR 34,5270
EURO 36,1752
ALTIN 2.970,99
BIST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 18°C
Parçalı Bulutlu
Eskişehir
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 17°C
Cts 0°C
Paz 2°C
Pts 3°C

Yer Altındaki Tarihe ‘İnce Dokunuş’

Yer Altındaki Tarihe ‘İnce Dokunuş’
21.08.2019
A+
A-

Eskişehir’de bulunan Küllüoba Höyüğü’nde görevli Japon Arkeolog Shizue Miura ve Türk Arkeolog Fatma Şahin, yapılan kazı çalışmalarında toprağın altından adeta tırnakla kazılarak çıkarılan binlerce yıllık tarihi eser parçalarını nasıl muhafaza ettiklerini ve hangi aşamalardan geçirdiklerini anlattılar.  
Seyitgazi ilçesindeki Kültüroba Höyüğü’nde yapılan kazı çalışmaları 23 yıl önce Prof. Dr. Turan Efe tarafından başlatıldı. Geçen süre boyunca alanda yapılan çalışmalarda çeşitli objeler, hayvan kemikleri, evler ve insan kemikleri gibi tarihi bulgular ortaya çıkarıldı. İlk Tunç Çağı’nın kültürel özelliklerini barındıran kazı alanı tarihe ışık tutuyor. Arkeoloji meraklılarının uğrak yeri olan kazı alanlarında bulunan eserler ve parçalar da çeşitli aşamalardan geçiyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Japon Arkeolog Shizue Miura, kazıda çıkan tarihi parçaları ilk önce yıkadıklarını söyledi. Japon Arkeolog Miura, “Tarihi eserler araziden buraya gelirken tamamen toprağın içerisinde kaldığından dolayı içinde kemik oluyor, taş oluyor. Yıkama sırasında kemik taş diye ayrılıyor. Sonra kemiği kemiklerin yanına taşları taşların yanına koyup muhafaza ediyoruz. Sonra taş ve kemik uzmanları gelip inceliyor. Kazıdan çıkanlar kovalarda buraya geliyor. Her kovanın içinde belli numaralar var. Numaraya göre de kova kova yıkıyoruz. Topraktan çıkan parçaları yıkarken 1 saat suda bekletiyoruz sonra kuruması için bırakıyoruz. Tek tek numaralarını yazıyoruz ve karışmayacak şekilde ayırıyoruz. Uzman hocalar detaylı bir şekilde inceliyor. Ardından bir poşete koyup numaralandırıp depoya gönderiyoruz” diye konuştu. 
“Kazıda sadece bulmak yetmiyor” 
Küllüoba Kazıevi’nde görevli Çukurova Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Arkeolog Fatma Şahin de, kazıda sadece bulmanın yetmediğini belirtti. Arkeolog Fatma Şahin, “Günlük arazi çalışmalarından sonra dökümantasyon çalışmalarını yaptığımız kazı evindeki diğer işler var. Bu işler nelerdir? Arazide ele geçen çanak-çömlek parçaları buraya geldiğinde ilk olarak yıkanıyor. Tam parçalar, kırıkları yıkanıp temizlendikten sonra fotoğraflama, çizim yapma gibi aşamalar var. Bu aşamalar için ekibimizde uzmanlarımız var. Ayrıca onun dışında ele geçen parçalarla ilgili evde restorasyon yapıyoruz. Onun dışında arazide yapılan çalışmaların doküman ve kayıt işlemeleri yapılıyor. Kazıda sadece bulmak yetmiyor. Bulduğumuz şeylerin dökümantasyon işlerini burada yapıyoruz, işin mutfağı burası diye düşünebiliriz” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.