Site Rengi

DOLAR 34,1453
EURO 37,0688
ALTIN 2.953,13
BIST 9.002,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Eskişehir 12°C
Çok Bulutlu
Eskişehir
12°C
Çok Bulutlu
Cum 12°C
Cts 15°C
Paz 15°C
Pts 17°C

DÜNYA YOKSULLUKLA MÜCADELE GÜNÜ

17.10.2024
A+
A-

Birleşmiş Milletler 1992 yılında aldığı bir kararla 17 EKİM tarihini yoksullukla mücadele günü ilan etmiş ve 1993 yılından bu yana 17 EKİM tarihinde çeşitli etkinliklerle yoksullukla mücadele konusunda farkındalık yaratılmaya çalışılmaktadır.

Kabul edilen rakamlar ile dünya nüfusunun yaklaşık sekizde biri yoksul olarak belirlenmiş durumda. Belki bu oran biraz fazladır ya da eksik olabilir, bu gün yoksullukla mücadele günü ilan edilmiş de o günden bu güne dünyanın yoksul olan kesiminde ne kadar iyileşme olmuş.

Ne kadar başarıya ulaşılmış, bunun bir somut değeri var mıdır? Zenginin daha zenginleştiği, yoksulun da daha yoksullaştığı bir dünyada, dünyayı yöneten 10-15 aile varlıklarına varlık katarken, yoksul, fakir tabakanın bir dilim ekmeğe muhtaçlığı devam etmekte.

Peki bu uluslararası alanda böyle iken, mensubu olduğumuz İslam dünyasında durum nasıl? Dünyadan farklı mı? Makas bu kadar açık mı zengin ile yoksul arasında, yoksa mali ibadetlerden sayılan zekat müessesesi layıkıyla çalışmış mı? Zekatın dışında sadaka kültürü, yardımlaşma geleneği hakkıyla yerine geliyor mu?

Büyüklerimden duyduğum espirili bir cümle bir benzetme vardı, zayıf olan insanlar için, “Zekat keçisi gibi titreyip durma.” Demek ki zekat kültürü bizde böyle bir hal almış, sürünün en zayıf varlığı zekat olarak ayrılıyor ki, böyle bir deyim yerleşmiş dilimize. Verirken biraz canımız acımalı, en iyisini, biraz fazlasını verebilmeliyiz ki maksat hasıl olsun.

Varlığın zekatı varlıkla, bilginin zekatı bilgiyi paylaşmakla olur. Kısacası her şeyin zekatı kendi cinsinden olmalı ki maksat hasıl olsun. İslam dünyasında zekat müessesesi layıkıyla çalışmış olsa ne ülkemizde, ne islam dünyasında, ne de dünyada fakirlik yoksulluk kalır. Çünkü; zenginin, varlıklının malında, mülkünde fakirin yoksulun hakkı vardır, o hak yerine teslim edilmediği için gelinen nokta budur.

“Komşusu açken, tok yatan bizden değildir.” Lafzı duvarlardan, kitabın sayfalarından gerçek hayata yansıması halinde fakirlik yoksulluk kalır mı gerçekten.

Derneğimizin ilgi alanına giren özel gereksinimli bireylerin sosyal, kültürel, ekonomik olarak değerlendirilmesine bakıldığında da nisbi olarak bir çoğunun, az gelirli, düşük eğitimli, sosyo ekonomik açıdan alt kesimlerde olduğu görülür. Sizce neyin göstergesidir bu. Bu bir genelleme değildir ancak çoğunluk bu şekildedir.

Daha müreffeh bir dünya için, önce kendimizi sorgulamayız söylemlerimiz ile eylemlerimiz birbirini tutuyor mu? Bu denklemi sağladığımız taktirde emin olun ki, bir çok şey kendiliğinden hallolacaktır.

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.